kendinizin ya da paranızı ailenizden alıyorsanız büyüklerinizin o 5 kuruşu ne kadar süre çalışarak kazandığını hesap ederek, sırf emeğe saygıdan eğlip alınmasıyla sonuçlanması gereken durumdur.
ayrıca üzerinde atatürk resmi olmasından ötürü saygımızdan da parayı yerden almamızı uygun buluyorum.
işi abartıp parayı 3 kere öpüp alınana koyan ve yüksek bir yere kaldıran olursa onların da bir doktora gitmelerini öneriyorum *
yağmurlu bir günde elde valiz havaalanından otobüse binilir , el kol dolu halde zar zor şoföre para verilir. yağmur dolayısı ile vıcık vıcık çamurlu olan yere miniminnacık bir beş kuruş düşürülür. haliyle aldırmadan otobüste bulunan yere çökülmesiyle amcanın biri beş kuruşu önemsenmemesine öfkelenerek rencide etmek maksatlı paranız düştü almayacak mısınız der. oturulan yerden kalkılır, götüm götüm ilerlenerek o para çamurun içinden tırnak uçlarıyla alınır, ve minimum temas ile kot pantolon cebine atırılır. zor bir gündü vesselam... niye almışsam sanki pehhh...
değeri için değil de yerde kirlilik oluşturmaması açısından alınması gereken paradır. Herkesin 5 kuruş düşürdüğü ve almadığını düşünürsek tekmeleme gibi hoş olmayacak görüntüler oluşabilir.
off çok berbat bir durumdur. eğilip almaya utanırsın sanki herkes "ay şuna bak 5 kuruş için yerlere eğiliyo" bakışı atıyor gibi gelir. banane abi atan atsın ben alırım 5 kuruşumu bırakmam desende o kadar küçük bir boyuta sahiptir ki kendileri arada bul bulabilirsen.
ekmek alacaksındır. 750 kuruştur. ona göre para ayırmışsındır. o da otobüste düştümüydü ne yapacağını bilemezsin. o parayı almazsın büyük ihtimal. cünkü etraf ne der baskısı içindesindir. ama için içini yiyordur. nitekim o parayı almazsın,gidersin ekmeğini alırsın, elli kurusum yok ama dersin. fırıncı da bunun önemsiz oldugunu söyler bu konu da bu kadar büyütülmemiş olur.
alsan bir derttir almasan başka bir derttir. sen o beş kuruşu düşürür düşürmez bütün gözler sana çevrilir. alacak mı, almayacak mı? bu soruyu sen de kendine sorarsın zaten alsam mı, almasam mı? alırsan, "adama bak beş kuruşa bile tamah ediyo" diye iç geçirir dolmuş ahalisi; almazsan "bak dürzüye bak o beş kuruş için kaç saat çalışan var beğenmiyo musun lan o parayı?" diye de epey söylenirler. en güzel hareket paranın düştüğünü görmemektir. ayrıca evet bu bir mahalle baskısıdır.*
ersin karabulut'un uykusuz'un bir sayısında çizdiği acı verici durum. malum herkes gibi duraktaki kızlara poz atılır, hatta abartılıp siyah palto falan. tam beş kuruş verilecekken beş kuruş yere düşer, hatta ersin karabulut daha da ilerletmişti, o düşen beş kuruş yuvarlak çukurlara sıkışıyordu. yine bir adam sırada, bağırıyor hadi kardeşim falan. tabii beş kuruş nedir ki diyenler olacak. olmaz mı? olur. o üniversite yıllarında, paranızın kısıtlı olduğu yıllarda bir adet beş kuruşun değeri 1 ytl değerindedir belki de. ona göre yani. tabi domalmayınız o beş kuruşu çıkartamıyorsanız, ilerleyin, madem poz kesiyorsunuz, rezil olmayın iyice. ah be ersin abim, yapmasaydın keşke. ben verirdim beş kuruş, yazık oldu pozlara.
almaya cabalamayın efendim bosverin. bu durumda kaybedecekleriniz bes kurustan daha fazla olacaktır. kısa bir liste halinde sunayım efendim.
1- bes kurusu almak için eğildiğinizde arkadaki kalabalık hareket edmeyeceği için size içinden sövecektir muhtemelen.
2- bes kurusu almak için sekilden sekile girip yerde süründüğünüzde düşünün bir kere o asil havanızın nasıl söneceğini.
3- düşünün bir kere yahu bes kurusu almak için sizin gibi temiz mi temiz steril mi steril insan 1358795621 kişinin ayak bastığı zemine dokunacak.
4- yok benim o bes kuruşa ihtiyacım var diyorsanız eğer bende sunu söylüyorum; bes kurusa muhtac kaldıysan sen zaten ölmüşsün bebeğim bari alma o parayıda otobüs ahalisine pehh ben tenezzül edip almam yahu o bes kurusu imajı ver.
metal 50 bin lira alınır. okulun en işlek koridorunda herkesin görebileceği bir yere bırakılır. bundan sonra uygun bir yere geçilerek ilk talihli beklenir. ilk kurban her şeyi hiçe sayarak yere eğilip parayı aldığında, paranın arka yüzüne yapıştırılmış kağıtta ufacık yazılarla onu bir süpriz beklemektedir:
'50 bin lira için domalmaya değer miydi?'
(bkz: lise yılları)
bu oldukça çetrefilli durumu daha da bok eden, bazı otobüslerde yere konan o yuvarlak delikli çamurluklar. çamurluğun delikleri de tam para boyutunda. yani para düştüğünde çıkarman imkansız. zaten kalabalık ve sürekli sallanan bir ortamda alman imkansızken, o eşşek bozukluğun kendinden başka hiçbir şeyin sığmayacağı bi deliğe düşmesi nice yiğitleri bitirdi yusufpaşa - taksim hattında.