insanı ömür boyu erken boşalmaya mahkum edebilecek kadar korkunç bir tramva. otobüse bindin oturuyorsun. teyze geldi gözünün içine bakıyor yer ver diye. (yer vermezsen taallukatını sikerim gibi bakıyor daha çok). yer vermezsen o bakışı çekiyorsun yol boyu. bir güzel geriliyorsun. bir de otobüste orospu çocuğu konumuna düşüyorsun. bakışları iplemezsen ve yakınlardaki bir adam tamam teyzecim gel buraya otur derse yine orospu çocuğu konumuna düşüyorsun. (anahtar kelime "tamam". hani bu yeni tüylenen ergen yer vermedi sana ama tamam önemli değil benim yerime oturabilirsin "tamam"ı). kalkıp yer versen bu kez de delikanlılık taslamak gibi oluyor. samimiyetsiz oluyor. yine orospu çocuğu gibi hissediyorsun. her ucu boklu değnek yani.
yazarın çok çok önemli notu: erken boşalmıyorum yanlış anlaşılmasın.
hiç yapmadığım bir şeydir.
başımda onca dikilen amca - teyzeye rağmen bir kere kalkıp yer vermişliğim yoktur.
çünkü engelliyim.
sırtımda boydan boya platin var.
sağolsun 13-14 yıldır beraberiz...
yani dışarıdan bakıldığında belli olmayan bir engel.
önceden engelim olduğu için kalkamadığımı anlatıyordum.
ama insanlar engelli dendiği zaman,
kolu bacağı olmayan, aksayan, görmeyen, duymayan birini görmek istiyorlar.
artı kendine bakmasın, bakımsız gezsin, makyaj yapmasın diye de bi düşünce tarzları var.
bunlar yer yer dile getirilip, yer yer gözleriyle ima edildikten sonra açıklama dahi yapmıyorum insanlara.
Eskiden banliyö treni vardı Gebze-Haydarpaşa Arasında Çalışan. Sabahları işe gitmek iÇin mecburi kullandığım Vasıta idi. Burada temizlikÇi kadınlar gelip başınızda dururdu hatta kalkman iÇin orası burası ile kalkman yer vermen iÇin seni taciz eden kadınlar. Sadece onlara yer vermezdim. Yoksa onun dışında gayet centilmen biriyimdir.*
insanlık namına yapılan davranıştır.ama yer verdiğiniz yaşlı yok yavrum ben zaten bi sonraki durakta inecektim diyip sizi reddettikten sonra o yere bi genç oturursa o an bi daha yapılmamaya yemin edilir.
e vereceksin tabi tarzında olan bakışlar
çok sağol yavrum derken dizlerinin ağrısını size hissettiren teyzeler
daha 2 aylık ama hamileyim işte tribi
oğlum çok sağol bana bunu yaşattın diyen amcalar
ortepediden gelen 20'lik delikanlı
bütün bu insanlar ile bir şekilde iletişim kurmak demektir otobute yer vermek.
geçen başımda dikilen teyzeye yer verdim teyze öteki durakta ineceğim deyip beni reddetti. tam tekrar koltuğa oturacağım ki bu seferde başımda bir amca belirdi . onu da buyur ettim. o da sağlık sebebiyle oturamayacağını söyledi. sanırım basur tarzı bir rahatsızlığı vardı amcanın. yoksa, tıp litaretüründe tespit edilmiş, oturmasına engel olacak başka hangi sağlık problemi olabilirdi ki. velhasıl ikinci kez rededilmenin verdiği eziklikle tekrar yerime oturdum.
otobüste ayakta hiç yetişkin biri yokken otobüse binen ilk yetişkine yer verip o teyzenin "çok teşekkür ederim" derkenki ses tonundaki samimiyeti ve gerçekçiliği fark edip, bir daha samimiyetsiz ve yapmacık insanlardan nefret etmek. muhtemelen o teyzenin çok yorgun olduğunu ve otururken içinden sizin hakkınızda iyi şeyler geçirdiğini tahmin edip mutlu olmak.
yine oturacak bir yer bulsam yine yerimi veririm, varsın eve yorgun döneyim.
Gerceklestirildikten sonra sanki diger yolcularin sizin bu davranisinizi takdir ediyormus gibi hissettiren bakislari ile birlikte kendinizi boyle bir super kahraman filan sanmaniza sebep olan ama son derece normal ve olmasi gereken davranis olup, son durakta bile inilecek olsa gururla ayakta dikilmenize yardimci olan eylemdir.
çok sıradan bir davranış; mesela yer veren 50 yaşında bir amca yer alanda yirmi yaşında bir hatunsa.bundan mütevelit bana otobüste yer verme bana otobüs almayı öğret mantığı dört bir yanımız sardı. yer verenleriniz çok olsun sevgili toplu taşıma araçları mensupları.
yaşlıların, kucağında çocuk olan ya da avucunun içinde çocuk eli olan insanların önceliği vardır, onlar oturur. sen kalkarsın o oturur, gerekirse 20 yaşlarında bir insan olarak 80 dakika ayakta beklersin.
ben topluma ne oldu çok anlamıyorum artık. bir gün sıkış tepiş otobüste ayaktayım, yanımda 70 yaşlarında bir teyze var, feci bir trafik.. o kadıncağız ayakta bekliyor ondan yaşça küçük herkes oturuyor. biz kız da sırf teyzeyi görmemiş gibi davranmak için telefonundan başını hiç kaldırmıyordu, baktım okey oynuyordu. muhtemelen saatler süren bir gezme olayını başarı ile bitirmişti.
- pardon. şu teyze otursa olur mu?
kız bir baktı bana yemin ederim dövse bu kadar koymazdı. slk snne inşllh ölrsn der gibi. kalktı ama nasıl bir kalktı.
40 yaşından sonra çoğu insan eklem ağrıları çekmeye başlar, çoğu için ayakta durmak büyük işkencedir, bu yüzden biraz empati ile, yaşlılığımızı da düşünerek o kocaman kıçlarımızı koltuktan kaldırmalıyız. mesela ben çocuğumun böyle yaşlıların ayakta durduğu bir an oturup mal mal manzara seyrettiğini görsem ya da duysam odasındaki tüm eşyaları atar, her işini ayakta yapasını sağlardım, yerde yatardı.
mesela annem ve babamı düşünüyorum, babaannemi, dedemi. onlar otobüse bindiğinde onlardan daha genç ve sağlıklı insanlar oturuyor mu yani? ne büyük terbiyesizlik.
insanların yapmak mecburiyetinde olmadığı eylem. zira otobüslerde sadece "yaşlılara, hamile/çocuklu bayanlara, engellilere ve gazilere yer verilmesi" rica olunur. yani bu durumda ayakta durabilecek hali olan yaşlılara, teyzelere, şişmanlara, bayanlara falan yer verilmesi mecburi değil. sen vicdan yapıp sağdaki yaşlıya yer vermek için kalkarsın soldaki oturur, kucağında bebek olan bayana sıranı verirsin otobüste, hemen arkandaki kocası da faydalanmaya çalışır falan... tuhaf.
hayır o adama "sen adam olsaydın çocuğu kendin doğururdun zaten!!!" dememek için zor tuttum kendimi, düşünün bak sinirden nasıl saçmalamışım.
bir de yaşlıların bol olduğu otobüse denk gelmişseniz bırakın yer vermeyi ayakta da olsanız, yer vermeyen orta yaşlılar yüzünden gerilir ve ''yeni nesil bozdu, eskiler böyle miydi be! aaah ah!'' diyerek gene size sert bir bakış atar.
daha büyük diye oturduğun yeri almaya hak kazanıyor büyüklerimiz. Güçlü aslanın dişiyi kapması gibi. bu okullarda öğretilmeye, kafamıza kazınmaya çalışılıyor zaten. her sabah, aynı öğretmen kapıdan girdiğinde ayağa kalkarız. kimimiz zorla, kimimiz uykulu, kalkmayana da bas bas bağırır bizim eğitmenlerimiz. o bas bas bağırılan çocuklar büyüyüp yaşlanınca otobüste yer vermeyen gençlere öfke ve hınç dolu bakışlar, insanlık ölmüş gibi sözler söylemekte geri kalmaz tabii. otobüste çok şeyler dönüyor.