50-60 yaşına gelmiş kendine hususi bi otomobil alamamış, ve gariban öğrencinin koltuğunda gözü olanlar tarafından atılan bakışlardır.
öğrenci adam sırtında çantasıyla bi yığın yol çekip okuluna gitmeye çalışırken, sen göt gezdir bi de adamın gözünün içine bak.
hayır bazen mahşer yeri gibi otobüste kerizlik edip kalkıp yer veriyorsun, hop adam 2 durak sonra iniyor. arkadaş madem inicen ne diye kalkmama müsaade ediyorsun.
bi de bunların sıkışık otobüsteyken oluşan rahatsızlıktan ötürü oy verdiği hükümetten şikayet eden modelleri var, halbuki kendi oy vermiştir ama götü sıkıştı mı hemen atar tutar.
hatta bazen görürüz otobüse bindiğinde yorgun taklidi yapan ablalar vardır ki insanlıktan soğutur, ayaktayken ölmek üzereymiş gibi duran ablaya yer verirsin, bi açılır arkadaşıyla şakalaşmaya gülüşmeye bi başlar.. mis gibi yernden kalktığına mı yanarsın, o kalabalık otobüste kafan sikilir ona mı yanarsın..
evet, öğrenci gözünden böyle ama memleketin bu hale gelmesinde en çok suçu olanları ne diye baş tacı edelim ki? ne diye onları hala sırtımızda taşıyoruz ki?
not: ama kimi de vardır ki, yer verirsin ''teşekkür ederim evladım otur lütfen rahatsız olma" diyeni vardır ki, zorla oturtursun yerine.. işte ona can kurban, değil yer vermek taksi bile tutar insan böylesine..
yine ayakta yolculuk yaptığım bir gün, karşımdaki 2 adamın konuşmalarına kulak misafiri oldum.* ikili arasında geçen, türkiye'nin ab üyeliği, ankara'nın gelişmişlik düzeyi, melih gökçek, recep tayyip erdoğan, kemal kılıçdaroğlu, galatasaray-kasımpaşa derbisi... hakkındaki konuşmalardan sonra genç adam yere çömeldi.* diğer adamın sormasına izin vermeden niye çömeldiğini açıkladı:
- geçenlerde bir trafik kazası geçirdim. ayakta fazla durunca, belim, sırtım, omuzlarım ağrıyor.
bunun üzerine diğer adam:
-az önce oturuyordun. niye kalktın, yer verdin o zaman?
genç adam:
-ne yapacaktım ki. geliyorlar başımda dikiliyorlar. sonuçta toplum içindeyiz. kimse bilmez ki benim kaza geçirdiğimi. görmezden gelsem, oturmaya devam etsem herkes beni kınayacak, "gencecik adam, yine de kendinden yaşlılara yer vermiyor" diye. bu yüzden ben de yer vermek zorunda kalıyorum...
saat 5 buçuk civarı altın gününden gelen teyzelerdir. börekler, kısırlar midesine ağır geldiğinden kendilerini hasta hissederler. sen sabah 6 da kalkıp işe gitmişsin, işte iflahın kesilmiş umrunda değildir. tip tip bakar yeterince konsantre olursa sizi tabakta bıraktığı son sigara böreği olarak görmeyi bile başarır *. yiyecek gibi baktığını fark ettiğinizde pes eder yer vermek zorunda kalırsınız.