ben böyle bir amcayla gençlik yıllarımda tanışmıştım. mersin'den ankara'ya gidiyordum. ilginç şeyler anlattı bana yol boyunca. atatürk'le anıları varmış çok sayıda. babası atatürk'ün terzisi imiş. atatürk bir gün ulus'ta yolda giderken genç bir hanımla çarpışmış. hiç tanımadığı bu kadından defalarca af dilemiş. ata'yı sade tarih kitaplarından değil, böyle canlı tarihlerden de dinlemek lazım.
keyifli olur yani birlikte oturmak onlarla. öğreneceğiniz çok şey vardır kemalistlerden. (özellikle de şayet kemalist değilseniz.)
anılarını anlatır size, o eski istanbul' u. laf dönüp dolaşıp ülkeyi yönetenlere gelince durur, soluklanıp anlatmaya başlar. babasının ona anlattığı cumhuriyetin o onurlu, o şerefli yıllarını, halkın bütünlüğünü. o anlattıkça içinizde bulunan, günümüzde ayaklar altına alınan vatan sevgisi alevlenir. durur, gözlüğünü çıkarıp yaşlanan gözlerini siler ve anlatır. hiç susmayacakmış gibi, sanki vatan için canını veren binlerce şehidin sesi gibi. son durağa gelindiğinde titreyen o el öpülür, başa konur ve salakça etrafa baktıktan sonra amcadan uzaklaşılır.
öncelikle sinsice yanında oturan kişiyi tanımaya çalışır kemalist yaşlı amcamız. nereli olduğu nerede okuduğu ve bölümüyle ilgili kendince yeterli bilgileri edindikten sora hiç vakit kaybetmeden akp'ye atmaya başlar. konu istenilen yere gelmiştir. yanında oturan masum otobüs sakini oltaya takılıp siyasi görüşüyle alakalı bi tüyo vermişse eğer yol boyunca alevli bir tartışma/ sohbet onları bekler.