acıtır. aynı şey okul servisinde olduğunda daha bir kırıcıdır. insanın kalkıp isyan edesi hormonları çalışmaya başlar. fakat insanlar daha da soğur diye hiç bir şey söyleyemez.
gariptir ama bu konuda biraz seçiciyimdir. bazen garip tipli bir şahıs yaklaşıverir yanıma. gözlerine öylesine bakarım ki, yolculuk için başka koltuk arar. bunun haricinde zaten hep o son koltuk benim yanımdakidir.
tanım olarak, pek garip bir durumdur. fakat sanıldığı kadar koymaz.
garip tespittir tebrikler.Düşünsenize otobüse güzel bir kız biniyor ve sadece iki yer boş.O sizin yanınızı değilde diğer erkeğin yanındaki boş koltuğu seçiyor.içinizden düşünürsünüz "ulan demekki ıssız bi adaya düşsek üçümüz, kız beni değilde onu seçecek" gerçekten zor durumdur.
(bkz: aa bu benim)
Kırsal bir kesimde geçici bir süre için ikamet etmek zorunda kalan ve dış görünüş olarak saç sakal kombinasyonuyla bileşen birinin yaşayacağı durumdur.
Böyle küçük yerdeki insanlar dış dünyaya tam açılamamanın da etkisiyle sizi şöyle bir süzer ve içinden türlü düşüncelerle yanınızdan geçip gider, arkada bir yerlere otururlar.
hatta kapalı bir kızsa ayakta kalan, ve boş tek yer benim yanımsa yine de oturmaz, inadına ayakta gider.
ilk zamanlar acaip gelirdi de, zamanla alışıyor insan.
kendinize yol boyunca ''dışardan bakınca cüzamlı gibi filan mı görünüyorum?'' diye sorma sebebidir. otobüse sıkı bir rockcı efendime söyleyeyim metalci olarak biner, emocan olarak inersiniz.
çabaları boşa giden insan olmaktır. halbuki o kadar uğraşılmıştır kulağa kulaklık takılmış etrafa ''döverim seni' vb. bakışlar fırlatılır ama biri gelir ''biraz yana kayar mısınız?'' der! o an o bakışları gerçekten fırlatırsınız.
aslında yalnız gitmek hele de boyunuz biraz uzunsa ve koltuğa bacaklarınız sığmıyorsa daha keyiflidir ama otobüsteki tek boş koltuğun yanınızda olması biraz ürkütür.önceleri pek önemsemezsiniz belki ama sonraları içten içe düşündürür insanı noluyo lann diye (bkz: ezel de ali karakteri)içinizden dersinizki nolur gelin yanıma oturun sonra bir bayan gelipte oturursa ohh çekersiniz ama gelen orta yaşlıve daha otobüse binmeden yeni söndürmüşse sigarasını yani öyle bir herifse ouww.ordan gitmek gerek.
sene 1963, aylardan mayıs, günlerden pazar. o zamanlar otobüste sigara içilebilmekte tabi. aksaraydan kalkan otobüsümüz beşiktaşa doğru yol alırken, bir kadın bindi otobüse. tam bir istanbul hanımefendisi. ben koridor tarafında oturuyorum. bir benim yanım boş birde yandaki artist adamın. kadın biletini verirken adamla göz göze geldik ve benim kadının yanıma oturmasına dair ümitlerim, bir anda yerini ümitsizliğe bıraktı. içimden münir nurettin selçuk efendiye ait 'beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın' eserini söylemeye başladım. adam bu halimi anlamış olcak ki yüzünde iğrenç bir tebessüm oluştu. kadın adama doğru yürüyordu ve tam oturacaktı ki 'ya benimsin ya da boş koltuklarınsın' diyerek adamın yanına çat diye oturdum ve kadın da benim yerime oturmak zorunda kaldı. büyük bir zafer kazanmıştım ve adamın yüzündeki tebessüm nefrete dönüştü. adamın belasını s*kt*m. kadın da komşudaki kaza göz diktiğinden elindeki horozdan oldu.
guzel bir gundu. otobuse bindim ve mutluydum, bostu otobus. gittim guzel bi yer buldum oturdum. gulumsuyordum ne guzel hayat cicekler bocekler gunes var ne kadar hos havalarindaydim. otobus yavasca dolmaya basladi. ogrenciler yaslilar erkekler kadinlar bir bir binmeye basladi.
yanimdan her gecen icin yvasca cekiliyordum ama kimse oturmuyordu.bir, iki, uc ... kimse yanima oturmuyordu. biraz ustume basima baktim, normaldim.
son iki yer kalmisti otobuste. bi adam bindi. gitti gitti benim yanima geldi oturcak dedim artik kesin. ama o oturmadi, gitti daha arkada bi yere oturdu, ustelik ters. nasil olabilir, neden oturmadi da ters yere oturdu, ben kokuyor muyum, neyim var neden?
sonraki duraga gidene kadar cok fenaydim. neden, bu bahar havasinda gunesli bocekli cicekli gunlerde herkesin yaninda biri varken ben neden sap gibi yalnizdim, neen yanima kimse oturmadi. ve son kisi bindi otobuse. geldi oturdu. ama sansi yoktu baska. bos baska bulsa ona otururdu kesin. kimse istemiyor beni cunku...
Konforlu bir yolculuk geçirme vesilesidir. en son sen sıkışıyorsun oturdugun yerde dolayisiyla en konforlu yolculugu sen yapmis oluyorsun. oturan kişinin yaşli ve çok sesli soluyan bir amca olmasi sikça görülür ama olsun.
kompleks yapmana neden olur. saçım mı kötü, ter mi kokuyorum, uzaktan sapığa mı benziyorum vb. sorular sorulmasına sebep olur. allah düşmanımın başına versin.
insanın kendini sorgulamasına sebep olur. kimse beni sevmiyor mu diye düşünür durursunuz yol boyunca. (bkz: butterfly effect) de devreye girince, genel bir mutsuzluk hali kaçınılmaz olur.