Otobüs boşsa ve sen düğmeye basmışsan ani bir frenle en arka koltuktan en öne doğru uçarsın. Şoförle göz göze gelir, okkalı bir küfür yer ve küçük sakin adımlarla koltuğuna dönersin. Bu arada uzun, siyah saçlı jönler (daha doğrusu saçının yağıyla jölenin birbirine girdiği (sıfatlandıramadığım) tiplerin bakışlarına maruz kalırsın. ineceğin yoksa da inersin.
düğmeye basılmıştır, durağa gelinir, şoför kapıyı açar inen yoktur.
bir sonraki durakta tekrar düğmeye basılmıştır, kapı açılır, tekrar inen yoktur.
cık cık cık sesleri arasından herkes birbirine bakar. o sırada tutunduğunuz direğin düğmeyle donatılmış olduğunu anlar ve çaktırmamaya çalışırsınız. birkaç durak sonra inecek olmanız durumu daha da gerginleştirir elbette.
- pardon düğmeye basar mısınız?
+ peki.
- ayyyy yanlış oldu. bir durak sonraydı.
+ bunu sözlüğe yazıcam.
- ne diyorsun be!
+ görcen sen.
- manyak mıdır nedir ya.
+ sus be pis troll!
bir kaç kez tekrarladığınızda şoför tarafından güzelce fırçalanmanızı sağlayacak hadisedir.
hiç üstünüze alınmayıp etrafınıza 'kim bastı ulan alla alla' bakışları atmanız tavsiye edilir
otobüsteki duracak düğmesine yanlışlıkla basan insanların yaşadığı dumur olaydır.ya ineceği yeri tam hesaplayamamıştır yada gerçekten yanlışlıkla basmıştır.şoför bu olay karşısında isyanını içinden küfürlerle ve çatık kaşlarla dile getirmektedir genelde.
Eğer inecek varsa yüreğinize su serpilir , inecek yoksa tıpış tıpış inmek durumunda kalırsınız. Eğer çok yürekli bir insansanız, hani filmlerde olanlardan , yolcuların ve şöförün ok gibi bakışlarına ve kılıç gibi sözlerine maruz kalabilirsiniz.