mutlaka inecek birileri vardır düşüncesiyle az da olsa rahatlama gelir. yoksa ki şayet; hemen bakışlar kaçırılır, düğmeden uzaklaşılır, otobüste gözden kaybolunur.
parmak sayısından az kişi var ise gerilmeye gerek yoktur, yanlış oldu dersiniz olur biter.
Otobüs boşsa ve sen düğmeye basmışsan ani bir frenle en arka koltuktan en öne doğru uçarsın. Şoförle göz göze gelir, okkalı bir küfür yer ve küçük sakin adımlarla koltuğuna dönersin. Bu arada uzun, siyah saçlı jönler (daha doğrusu saçının yağıyla jölenin birbirine girdiği (sıfatlandıramadığım) tiplerin bakışlarına maruz kalırsın. ineceğin yoksa da inersin.
Bastığınız anlaşılırsa iyi bir gerginlik yaşarsınız. Lakin durağa gelmeden şöföre yanlış bastım kaptan derseniz, gerilim ve haz duygusunu yaşamanın mutluluğunu hissedersiniz o kısacık zamanda.
Ankara EGO otobüslerinde yaşanırsa inene kadar kaptanın susmayacağı durumdur. Neden bilmiyorum ama, hemen hepsi bir şey olsa da bağırıp çağırmaya başlasak tribindeler.
Sonraki durakta kapı açıldığında iyi rol yapmayı gerektirecek durumdur. Kapı açılıp kimsenin çıkmadığı görüldüğünde şoföre devam et demek burada yapılan en büyük hatadır çünkü zaten sinirlenmiş olan şoförle kurulan göz teması sırasında şoför birden bilirkişi kesilebilir ve o temas sırasında yapılacak abartılı davranışlar da en az göz kaçırmak kadar tehlikelidir. insanın psikolojisini anlık olarak bozabilen eylemdir. En mantıklı davranış ise bu durakta inip gerginliğe son vermektir.
Lisedeyken otobüse binerken Başıma gelen eylemdi. En arkalarda duruyorum kolumu da demire yaslamışım ama ne biliyim kolumun düğmeye çarptığını düğmeyi tam dışa doğru yapmışlar.
Her neyse otobüs üst üste 4 duraktır duruyo ama inen minen yok otobüs şöförü artık ilallah etti 4.sünde arkaya dönüp hangi Şerefsiz basıyo yeter artık söylesin bak vallahi bişey yapmıyıcam dedi baktım çıt yok herkes birbirine bakıyo bide. Baktım meğer benim kolum çarpıyomuş son anda dayak yemekten paçayı kurtardım.
Tuhaf bir duygudur. Çok kez ayıp olmasın diye inecek olduğum duraktan bir iki durak öncesinde mecburen inmişliğim var. Aslında yanlışlıkla olduğunu belirttiğinizde her hangi bir sıkıntı yaşanmıyor. Ama toplum baskısı yüzünden aşırı tedirgin oluyorsunuz.
bir keresinde yanlışlıkla ineceğim yerden bir önceki durakta düğmeye basmıştım. dolayısıyla bir sonraki durakta tekrar düğmeye basınca yaşlı bir adam bana "ne basıyon" demişti. ben de "ineceğim için basıyorum." diyerek cevabı yapıştırmıştım.