bütün otobüs yolculuklarında sıkca görülen bir davranış biçimidir. önünüzdeki dallamanın gece veya gündüz fark etmeksizin birden hiç uyarmadan cart diye koltuğunu geri doğru yatırmasıyla bir anda kucağınıza ilişmesi ve bacaklarınızın adamın biryerine girmemesi için hemen sağa/sola çekmenizi sağlayan hadise.
istanbul otogarından tekirdağ'a giden otobüslerden birine binilir, boşta bulunan bir koltuğa oturulur, hareket edeli daha on dakika olmuştur ama öndeki dallama bir anda koltuğu sonuna kadar yatırmış, hadi beni kucağında sallasana moduna girer, hayvandan -hayvan dedim birazdan neden hayvan olduğunu anlatacağım- koltuğu biraz kaldırması rica edilir, verilen cevap uyucam ben dir, hemen karşı atak olarak da iyide ben de oturmak istiyorum denir, ama karşıdaki insan değildir anlaşılmıştır, tekrar rica edilir, oralı bile olunmaz, kucakdaki koltuk bacaklar kullanılarak hafiften sallanmaya başlar, öndeki hayvan ininden çıkmış ne yapıyorsun gardaşım uyumaya çalışıyorum demesiyle zaten gergin olan sinirler iyice gerilir ve nezaket bir kenara bırakılarak şu koltuğu biraz kaldır böyle yayılmaya hakkınız yok denir denir ama nafile hayvan birkere çoşmuştur ve sanırım nezaket ile zayıflığı birbiirne karıştırmışlığın sarhoşluğu ile lan ben mardin'liyim istanbul bebesi sen ne biçim konuşuyorsun diye hömkürür, sanırım sonrasında birşeyler daha söyleyecekti ama burnundaki kanamayı durdurmakla meşgul olduğu için yolculuk boyunca hiç ses çıkarmadan koltuğu dik vaziyette yolculuğuna devam eder.
haklısınız efendim koltuğun o kadarlık bir yatma payı var bunu insan istediği gibi kullanabilir, ama nasıl;
-koltuğu yatırmadan önce arkada insan varmı kontrol edilir ki yatırırken rahatsız etmeyim veya elinde içicek varsa üzerime boca etmesin,
-makul bir seviyede koltuk yatırılır ki nihayetinde arkadakide bir yolcudur oda sizin verdiğiniz yol ücretini ödemeş rahat bir şekilde yolculuk yapmak onunda hakkı olmuştur,
-birşey rica ediliyorsa elden geldiğince yardımcı olmaya çalışılır ki herkes huzurlu bir şekilde yolculuk yapsın,
-haa birde nezaket ile zayıflığı karıştırma.
en doğal hakkınızdır. otobüsü imal eden firma size o hakkı ölçüp biçip tanımıştır. ama arkanızdaki şahsiyet kıza bilir kafanıza vurabilir ya da yastıkla boğabilir. *
Şimdi bu hakikaten insanın yetişme tarzı, ahlak yapısı, kendi egosunu her şeyin üzerinde tutuşuyla ilgili son derece dikkat çekici bir durum. insan olan arkadaki insanı rahatsız edebileceğini düşünüp arka koltuğu kontrol eder. En azından bir sorar. Arkadakinin bacaklarına koltuğu geçirmenin ne alemi var.**
şehirler arası otobüse biner binmez kendi yerini bulup koltuğu sonuna kadar yatıran, uyku moduna geçen, biraz düzeltebilir misiniz ricasında bulunulduğunda ''sende yatır kardeşim'' diye çıkışan arkadaşlara sesleniyorum; yapmayın, etmeyin, en azından bir arkanızdaki kişinin boyuna posuna bakın, izin isteyin, ben yatırırsam bu adam nasıl gider, oraya sığar mı diye bir düşünün...
arkada oturan bensem yapan adamı alnının ortasından vurasım gelir hep. e tabi vurabilecek bir materyal taşımadığım için yanımda, önce ya sabır çekerim içimden, devamlı sıkışık pozisyonda ısrarla hareket etmeye çalışırım ki rahatsızlığımı benimseyeyim, kabulleneyim ve önümdeki dallamaya saldırmak için daha uzun vadeli işkence çekmiş olayım. böylece toptan bir saldırıyla muhtemelen ben kazanırım. çamur yapmak çok geçerli bir silahtır. otobüste diğer yolcuların gönlünü kazanırsan, ezersin dallamayı. böylece daha sonraki nakliyelerinde arkasındaki vatandaşı da kurtarmış olursun, insanlığa hizmet etmiş olursun...
bu gün gözlemlediğim olaydır. uzun bir yolculuğun ara durağı olan memleketimden otobüse binmemle başladı her şey. koltuğa oturduğum anda öndeki vıcık çiftin koltuklarının üstüme üstüme gelmesinden rahatsız olsamda ses çıkartmadım. ilk dakikadan gerginlik olmasın, her yerde çıbanbaşı olmayayım hisleriyle. uyumak için yatırsalar hadi neyse ama muhabbet ediyorlar ve tabiki araya sevgi sözcükleri ve sarılmalarda dahil. bakmayyaım diyorum olmuyor, zaten sevgilimde yok gerginim. usulcana bir sesle koltuğunuzu biraz kaldırıverir misiniz dememle başladı he şey. adamın konuşmaya başlamasıyla demez olaydım dedim. neymiş uzun yoldan geliyorlarmış rahatsız olmam onları ilgilendirmiyormuş, koltuk yatırılabiliyorsa haklarını kullanırlarmış beni ilgilendirmezmiş. uzun konuşmasını canımı sıkma benim diyerek bitiren sinirli genç arkadaşa orda cevap verememiş ve bütün yolu ezik büzük geçirmiş olabilirim. burdan sesleniyorum . o yol kadar başına taş düşsün! belim tutuldu senin rahatın bozulmayacak diye. rica ediyorum arkadaşlar koltukta oturalım, yatmayalım. sırf şimdi elimde kalır diye sessiz kalmışta olabilirim. belki de zaten biri bana bağırınca kızarıp dikkat çektiğim için utanıyorumdur. her neyse , oturalım!
merak edilen konu o koltuk yatırma olayının standardı kime göre yapılmıştır? 1.85 boyla öndeki o koltuğu yatırınca sığmıyoruz oraya akabinde yolculuk zehir oluyo.
edit:o eksileyen koltuğu sonuna kadar yatıran kişiyse yapmayın hacı yanlış bunlar çok kulağınız çınlar sonra.
tam arkanız da oturan kişi de yatırdığı takdir de sorun teşkil etmeyecek durumdur lakin en arka koltuğa kadar devam ederse en arkadaki 51 52... numaralı koltuklardaki vatandaşlara sabır dilemek yerli olacaktır.
arkadaki yolcunun masaya birşey koyup koymadığına bakmadan, daha da kötüsü laptopu açık mı değil mi bakmadan çaat diye koltuğu indirmektir ki o çat sesi öndeki koltuğa monte edilmiş ekrana takılan laptop kapağından gelir.
geçenlerde yaptığım yolculukta başıma gelen olaydır önümdeki besili ayı koltuğu hiç haber vermeden lüppede yatırmış hafif uyumaklı olan göz kapaklarımı ardına kadar açmıştır ne kadar arkadan dizle geri çek iması vermek istesemde iyice yayılmış ve koltuğun gerilme potansiyelini zorlamış hatta öndeki koltuun ağına ayağını koyup öyle horul horul uyumuştur yani 10 kusurlu hareketinin 3 ünü yapmıştır. hemen intikam çalışmalarına girişen ben sağını solunu kontral edip klimayı adamın kel kafasına çevirmiş ve sonuna kadar açmıştır amaç adamın terli kel kafasına soğuk aldırıp ilerleyen günlerde uyku tutmamasını sağlamaktır ama sonra içe gelen allah korkusuyla vazgeçilmiştir!
istanbul-bursa arası 2.5 saatlik yolda üstelik güpegündüz yapılan eylemdir efendim. gece olsa anlarım, uzun yol olsa anlarım belki otur otur beli ağrımış olabilir ama otobüs kalkar kalkmaz bunu yapmanın alemi nedir anlamıyorum. hem de koltuğu o pozisyona getirdikten sonra uyumadı, gazete okudu. böyle görgüsüz barzolar yüzünden arkada 15 cm'lik bir alanda ne bir şey içebiliyorsun ne de kitap okuyabiliyorsun. buna kesinlikle karşıyım, uzun yol olsa bile arkadaki insanların da rahat seyahat etmeye hakları vardır, koltuklar yatmasın, arkadakiler de nefes alsın!