eğer ki yüksek sesle insanları rahatsız edecek şekilde okumuyorlarsa yaptıklarında sakınca görülmemesi gereken kişilerdir. şimdi ben, sen veya bir başkası toplu taşıma araçlarında kulaklığında çalan yüksek sesli müziğe rağmen rahatlıkla yolculuk yapma hakkını kendinde buluyorsa, yahut kimseyi umursamadan kahkahalar ile sohbet edebiliyorsa mevzubahis vatandaşlarımızın da herhangi bir kitabı okumasından rahatsız olunmamalı; gereksiz yere art niyet aranmamalıdır...
otobüste canı çekmiştir, tutamamış bir güzel okuyuvermiştir. insanların gözüne batayım da dikkat çekmeye çalışayım, artistlik olsun entel görüneyim diye düşünmüştür şeklinde genellemeler yapmamak gerekir. bana göre bu hikayede dikkate değer tek mesele, onca gürültü ve sallantıya karşın birilerinin okumaya inat etmesidir. boşa sıkmışsın canını demek ki...
aynen mesela yarın sabah doktora giderken bi saatlik yolculuğum boyunca cool görüneyim diye kitabımı da alıcam yanıma. okuyomuş gibi yapıp aklım sıra millete hava atıcam. kültürlüyüm ayağına yatıcam. şansım yaver giderse kız bile düşürebiirim, hiç belli olmaz.
Kitap okuyan bir adam terlik giydi diye yargılanmıştı bunu unutmam asla.Yobazlık sadece körü körüne dine bağlı olmak değil ayrıca diğer insanları küçük görmektir unutmayın ki modern çağımızda savaşlar top tüfekten çok eğitimle olur. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1304022/+
Okumanın yeri yoktur bana göre. Otobüste, durakta beklerken, bir bankta otururken veya herhangi birini beklerken kitap okuyan insanlar görüyorum. Artistlik mevzusununda okuyanın değil okumayanın rahatsız olduğunu da düşününce hareketin ne kadar doğru olduğu belli oluyor zaten.
Hayatında hiç kitap açmamış kişilerin arasında 500 sayfalık kitabı açtığınızda uzaylıymışsınız gibi bir tavır görmeniz mümkün oluyor. Bazıları da merak ediyorlar kitabın içine kadar giriyorlar. Keşke "aa kitap okuyor." bakışlarını görmesek artık.
kendimizi kandırmayalım. ben de yıllar yılı otobüste boş boş giden insanlardandım. ve hatta ''otobüste birşey okumaya başlayınca midem bulanıyor'' insanlarındandım..belki istifade eden olur diye tecrübelerimi yazayım.
günde yaklaşık iki saatimin otobüslerde geçtiğinin farkına vardım. bazı günler daha da fazla oluyordu. lan dedim kitap okusam..ama midem de bulanıyor hani. deneyeyim diye bir kitap aldım çıktım.otobüste önce bir iki sayfa okudum..haggaten bulanmaya başladı...kapattım kitabı..akşam dönüşte bir daha denedim..zorladım biraz..yine bulandı gerçi ama olsun..bu şekilde birkaç denemeden sonra giderek artan bir ivmeyle o bulantı meselesi kayboldu gitti..yani sizin kitap okurken midenizin bulanması, vücudunuzun ve gözün olaya alışmasına bağlı..eğer birkaç gün sabrederseniz (tabi kusacak noktaya gelmeyi beklemenin alemi yok) bu iş çözülüyor.
ille de oturacak yer bulmanıza gerek yok, tek elle kitabı tutup tek elle okuyabiliyorsunuz da. ülkemizde maalesef yayınevleri bu konuyu pek düşünmedikleri için kitapları cebe sığacak darlıkta ve uzunlukta yapmayı pek sevmiyor. o yüzden bir çanta taşımakta fayda var.
faydaları.. birincisi yol çok çabuk geçiyor. trafikte sıkılmıyorsunuz. arpacı kumrusu gibi dertlerinizi, endişelerinizi düşünüp iyice sinir sahibi olmuyorsunuz. ikincisi bir sürü şey öğreniyorsunuz. normalde evinize gittiğinizde iki saatinizi kitap okumaya ayıramıyorsunuz. öyleyse yolda geçen zamanlarınızı buna niye ayırmayasınız. keza yanınızda kitap yüzünden minik bir çanta taşımak da faydalı. içine bir sürü gerekli ıvır zıvır sıkıştırabiliyorsunuz.
yapılacak daha mantıklı bir i$ bulunana kadar en mantıklı i$tir..zira devir fikir devridir.bu devirde fikirsiz bir kafa,cephede mermisiz bir silahı elinde tutan askere benzer..