iyidir hoştur. Hatta uzun yolculukta uyku pozisyonu olarak da sayılabilir. Fakat araç bozuk bir yola girdiğinde sıçrayarak uyanır, saniyede kaç kere başınızı o cama vurabildiğinizi hesaplayamazsınız bile.
uzun suren yolculuklarda eger yastik yoksa kafayı koymak icin son care olarak cam bu is icin arac olarak secilir ve o düz zemin o yogun titresimden sonra insan cildirma seviyesine gelir bunalima girer sabretmeyi öğrenir. Su otobuslere acilir yastik bolmesi yapin ya.
şu keyfi bugüne kadar bir kere yaşayamadım, ne zaman otobüste cama kafamı yaslasam, sarsıntıdan hep rahatsız olmuşumdur ve bu eylemin süresi 10sn'yi geçmemiştir. Hep imrenmişimdir, cama kafasını yaslayarak uyuyabilen insanlara otobüste. otobüsteki o kalabalığın arasında kalan yalnızlık güdüsüne, yanında yareni, sevdiceği, annesi, babası gibi yaslanacak bir omuz bulamayanların, kafalarını yaslayabilecekleri bir destektir otobüs camı. kah uzaklara dalınır, düşler kurulur, kah uyumak suretiyle, günün yorgunluğundan bir nebze kurtulunur.
herhangi bir tümsek geçişinde kafanızı cama çarpmanıza sebep olacak hareket. en doğrusu perdeyi kafanız ile cam arasına sıkıştırıp o şekilde durmak ya da uyumaktır.
eskiden kırmızı-beyaz veya kırmızı-mavi deri koltuklu ikaruslarda yapmayı çok severdim. sonra ikaruslar gitti de benim beyin hücrelerim kurtuldu. ama o körüklülerin sesini bile özlüyorum bazen.
şehirler arası otobüsteysenin çok büyük ihtimalle çok büyük bir bok yemişsinizdir. pişmanlık ömür boyu. bir başka pişman şöyle demiş
Cama dayanmış başım. Dışarıda bitmek bilmeyen karanlıklar. Dağların karanlık köşkleri gibi ormanlar. Rüzgarların boğulduğu, sevgilinin gür kara saçları gibi ormanlar. Kapkara bir cazibe, hayatımı bir daha ruhuma sarar. Gel de çöz, ağır bir sıkıntıyla kurşun gibi katılaşırım. Karanlık, ruhuma gölgelerden çamurlar uzatıyor!