bu insanlar genelde cam kenarına denk gelirler.otobüs olabildiğince kalabalıktır nefes alınamaz derecededir.karbondioksit miktarı fena yükselmiştir.ama onların hiç umrunda değildir.sen orada öl geber bok ye hiiiççç.bıraksanız orada camı açmadan yıllarca yaşayabilirler.geberesiceler.
camı açmaya kalktığı an yerini başkası kapar korkusuyla yaşar bu insanlar. yerini öyle benimsemişlerdir ki onlara önyargılı davrandığım için kendimden utanmışımdır.
bu insanlara kayseri'de bol miktarda rastlamak mümkündür. yazın 40 derece sıcakta otobüste buhran geçirme raddesine gelip camı açmaya yeltenirsiniz, başarır açarsınız da. hemen ardından pis bakışlara maruz kalıp, 2 saniye sonra da o zar zor açtığınız camın kapatıldığını görüp kahrolursunuz.
birde açamayan insan vardır, cam kapalıdır bir artistilk edasıyla gider camı çeker ama cam açılmaz tüm otobüs heyecanlı gözlerle ona bakarken o bir kere daha çeker cam dışarı düşer.
(bkz: evet yaşadım böyle bir şey sözlük) *
bu adamları herkes kötü olarak görür. bu da empati eksikliğimizin en büyük göstergesidir. yahu adam sen istediğin için camı açmak, direk suratına gelen hava akımını hissetmek zorunda mıdır? nasıl ki sen camın yanında otururken birisinin camı kapat demesine itibar etmeyeceğin gibi, o insanında camı açmaya itibar etmemesi gayet doğaldır. bu adamlara pislik de derler, benim fikrim; camı açmayan insan düzenli duş aldığı için vücut gözenekleri açıktır ve ferahtır.
türkiye'nin ne kadar ahlaki değerden yoksun olduğunu gösterir. öyle adamlar çıkar ki kendisi camı açmaz, kendini diğerlerini değerlendirecek mevkide bir hakem görür ve camı açmayanları suçlar, aşağılar. oysa kendisi de camı açmamıştır.
bazen böyle oluyorum. hangi entry olursa olsun her başlığa yazılabilecek bir enry giriyorum. konuyu dağotmayayım ama biz de bir ahlaki çöküntü var. hep başkalarını değerlendiriyoruz. oysa insan önce kendini hakem görmeyi bırakmalı ve bir kişiyi eleştireceğine bir olayı eleştirmeli.
yani başlık şu şekilde olmalıydı; otobüste cam açılma ihtiyacı. sonra konu değerlendirilir açılması tarafında olanlarla, kapalı kalmasını isteyenler görüşlerini sunabilirdi ve bir tartışma sonucu uzlaşmaya varılırdı. ama hemen saldırı pozisyonuna geçip, kararı veren hakim rolüne geçiyoruz.
şahsen ben de kapalı yerleri sevmediğimden, cam açılması ihtiyacı hissediyorum. ama kimseyi camı açmıyor diye değerlendirmiyorum. camı açıyorum, rahatsız olan olursa kapatıyorum. aslında havasızlıktan çok havanın zarar verdiğini de bilenlerdenim. siz hiç püfür oüfür esen bir hastane gördünüz mü? dışarda hava nasıl olursa olsun hastane içinde 28-30 derece arası tutarlar. osman durmuş bir ara hava sıcakken kalorifer yakıyor diye bir başhekimi cezalandırmıtı. ama insanlar için uygun ortam sıcak, nemli ve hava akımı olmamasıdır.
ben rahatsız olsam da diğer insanlar için iyidir. bu yüzden yeterli parayı bulunca diğer insanlara zarar vermeden soğuk ve havadar bir yerde yaşamayı düşünüyorum. kutup bölgeleri ilk hedefim. siz de benim gibi yapın her zaman kapının yanına oturun. bazen camı açın rahatsız olan olursa az kapatın.