otobüste büyüklerin gençleri azarlaması

    .
  1. terbiyesizlik ve saygısızlık kavramlarının aslının uygulanmasıdır. büyük ihtimal o yetişkinin o genç bünyeye göre o otobüse binme sebebi daha keyfidir. bu durumla karşılaştığınızda cevap veriniz, yerinizden kalkmayınız. şüphesiz ki siz kime yer verilip kime yer verilmemesi gerektiğini iyi bilirsiniz.
    7 ...
  2. .
  3. Yer vermemenin fark etmeme boyutundan kıllık boyutuna dönüşmesine neden olan durumdur. Bire insan görsek senin oturmaya ihtiyacın olduğunu yer de veririz. Sen bağırdıkça o koltuk bana daha bir hoş gözüküyo...
    6 ...
  4. .
  5. otobüstende, gençliktende, yaşlılardanda soğutur bu durum. 8 saat ders yapmışsınızdır, ağır mı ağır bir çantayla otobüse binmişsinizdir. bulduğunuz yere de çökmüşsünüzdür. ama gözüne batar bu yaşlıların. hemen başlarlar laf etmeye. yerini versen, çantanı bile tutma nezaketini göstermezler. yersiz bir davranış bu.
    3 ...
  6. 2.
  7. yer verme muhabbetinden doğan azarlamalar mı desek yoksa azarladıklarını zannetiklerini mi tartışılır!

    Olay bir misyon aslında.

    - O an genç işten dönmüş olabilir!
    - Çok önemli bir sınavı vardır, sabahlara kadar çalışmıştır!

    Bu sebeplerden ötürü yer vermemeleri çok doğaldır ki aynı sebeplerden ötürü yeri geldiğinde bende yer vermem. Bunu da terbiyesizlik olarak algılnaması çok saçma. Çünkü niye yer vermiyorumun cevabını söylemek zorunda değildir ki hiç kimse.

    Varsın azarlasın, yer vermedikten sonra ayakta kendini yormaktan öteye gitmez o haykırışlar.

    zaten oturma ihtiyacı duyan insanlara her zaman yer verilir. O ayrı bir konu. ama o belli eder kendini herkezin içinde. Hiç ses etmeden,arkalara doğru yönelir, hatta bakmaz kimsenin yüzüne, yer verildikten sonra teşekkürünü eder ve hikaye biter.
    Olay budur aslında.

    ama yok, keyfi kahveye gidersin, okey oynarsın otobüse binersin iş çıkışı saatlerinde, ondan sonra azarlarsın milleti. Böyle bir dünya yok. Madem keyfine düşkün adamsın o zaman, oturmak istiyorsan ya özel arabana bineceksin ya da taksiye.

    (bkz: sosyolojik mi oldu ne) *
    3 ...
  8. 5.
  9. haklı veya haksız olsun cevabın yapıştırılması gereken durumlardır. sen kimsin lan kendinde birini azarlama hakkı görüyorsun? kimsin sen ya kim? nasıl oluyorda elalemin çocuğuna bağırabiliyorsun? şu soktuğumun dünyasında o azarladığın gençten daha uzun yıllar oksijen tüketmiş olmak mı veriyor sana bu hakkı? neden sana, tanımadığı bir insana, saygı duymak zorunda olsun o genç? yaşın biraz ileri diye kendini saygın bir kişilik falan mı sanıyorsun? nereden bilsin o genç senin saygı duyulacak biri değil de, pezevenklik yapan bir adam veya gençliğinde orospu olan bir kadın olmadığını? ayrıca sen o gencin ne şartlar altında hayatını idame ettırdiği hakkında bir fikir sahibi misin? belki ailesini geçindirmek için hem okuyup hem çalışan bir insan ve vücut direncini kaybetmiş durumda o an? belki bir üniversite öğrencisi ve bir final haftasını uyumadan geçirdiği için çok yorgun? belki başka bir sorunu var. sırf sen daha uzun yıllar oksijen tükettiğin için, neden sana yer vermek zorunda olsun?

    başıma gelmedi hiç ama başına gelenleri gördüm. ve azarlanıp kuzu kuzu kalkan gençleri gördükçe de sinirleniyorum. yahu biz demiyoruz ki yaşlılara, sakatlara, gazilere, hamilelere saygı duyulmasın. ben her zaman bu listedeki insanlara yer veririm. ancak ayakta uyuyan liseli gence yer verdiğimide bilirim. saygıysa saygı tabi ki sonuna kadar. önemli şeyler bunlar evet. tabi ki o sayılan insanlara saygı duyulmalı ama o saygıyı birinden zorla istemek kadar saçma bir davranış ta olamaz.
    2 ...
  10. 1.
  11. azıcık yüksek sesle gülmeniz yeterli hemen ses yükselir önlerden ' yavaş gençler kafamız şişti' lan ne tez şien kafalara sahipsiniz yahu..
    2 ...
  12. .
  13. yer isteyen insanda nasıl bir saygı düşüncesinin olduğunu, ne hakla bu şekilde konuştuğunu merak ediyorum. o zorla kaldırdıkları çocukların yerlerinde huzurla oturabiliyorlarsa yazıklar olsun! çünkü yerinden ettiği çocuk hem ondan daha çok muhtaçtır ve herşeye rağmen göstermiş olduğu nezaketiyle o yeri daha çok haketmektedir.
    2 ...
  14. 4.
  15. bazen haklı bazen haksız olabilecek bir durumdur. haklı olunan noktalar gencin etrafını rahatsız ettiği yada birisine saygısızlık ettiği anlar olabilir. en mühim mesele yer verme mevzuudur yaşlı kişiye yer vermemek saygısızlık değildir ama burada ince bir çizgi var; biz ne kadar yorgun olursak olalım oturduğumuz yerden kalkınca öleceğimizi dahi hissetsek yaşlılara yer vermemiz bir insani gerekliliktir bunun sebebi de içimizdeki yardımseverlik ve merhamet duygularıdır karşıdaki muhtaç ise ona yardım etmeliyiz bu kadar basit ancak dediğimiz gibi yardım etmek zorunda değiliz burada da devreye vicdan giriyor. evet yer vermemek vicdan ile alakalıdır eğer bir genç yanından geçip giden yaşlıya yer vermiyorsa vicdansızca davranmıştır mutlaka canı sıkılır "nerden çıktı şimdi bu bunak" der ama o vicdan gerçekten sıkar adamı. yaşlı arkada boş biyer bulup otursa da sizin vicdanınız yaralanmış olur. bu sayede moraliniz bozulur keyfiniz kaçar bir süre zihninizi meşgul eder sonra pişman olursunuz "keşke hemen kalksaydım yer verseydim" dersiniz ama iş işten geçmiştir. atlayın köprüden efendim. *
    1 ...
  16. .
  17. çocukları azarlamayı kendine görev edinen emekli amcalardır. bu amcaların cuma namazına şortla gelmiş çocukları azarladıkları da görülür. ya amca bıraksana çocuğu gelmiş işte camiye. çocuğu niye korkutuyosun ki? vakti gelince o şekilde gelmemesi gerektiğini zaten öğrenecek. sen bence küçük mavi haplardan al biraz keyfin yerine gelsinde çoluğa çocuğa sardırma.
    1 ...
  18. 3.
  19. bazen otobüste bulunan masum ve asabiyetten arınmış zavallıları da* çok güç durumda bırakır binilen otobüste böyle bir şeyle karşılaşılması.

    mesela, efendim, çubuk-ankara otobüslerinde birkaç sene evvel yaşanan bir olayı anlatmak istiyorum:

    o dönemde çubuk anadolu lisesi'ni ankara'da herhangi bir okulu tercih edenler de tercih edebilmişlerdi ve her sene doksan öğrenci alan eski okulum 180 öğrenci almıştı - doğal olarak da bu öğrencilerin çoğu ankara'nın merkezinden gelmişlerdi. fakat ne ilçe halkı sevdi bu bebeleri ne de okuldaki büyükleri. hele sabah otobüslerinde uyuklamaya alışmış yurdum insanı her gün azarlar oldu bu çocukları; çünkü gürültü çıkararak telefon oyunları oynuyorlar ya da kulaklığa gerek duymadan müzik dinliyorlar ya da klasik-lise-öğrencisi-kahkahaları atıyorlardı. ama anlatacağım olay bu makul azarlamaların çok ötesinde ve okula gidiş otobüsünde değil, eve dönüş otobüsünde gerçekleşti:

    yaklaşık on beş kişiden mürekkep yeni-anadolu-lisesi-çocuklarının içinden yalnızca iki erkek oturacak yer bulabildi, yan yana oturdular. hemen güle güle bir şeylerden bahsetmeye başladılar; beş kilometre bile yol almış değildik ki bu iki elemanın önünde oturan sakallı, kel, kemal sunal filmi kabadıyalarını andıran bir hemşehrimiz ayağa kalkıp arkasını döndüğü gibi elemanlarımızdan cam kenarında oturanın suratına bir tokat aşketti, ama ne tokat! bütün otobüs tokat sesinin geldiği yöne döndü; bizim eleman "n'oluyo abi yaa?" demeye kalmadan adam bu hareketinin sebebini açıkladı: "hangisiymiş lan pandik parmağın, arkadaşına sayıp döküyon on dakkadır! söyle lan, hangisi pandik parmağın?"

    tabii, gülersek bizim halimiz ne olur, diye düşündük ve boğulur gibi sesler çıkararak camdan dışarı bakmaya çalıştık, biz olayla ilgisi olmayan büyük anadolu liseliler.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük