daha kötüsü başıma gelmiştir. istanbul-kayseri seferinde 5-6 numaralı koltukta oturmaktayız. önümüzdeki 1-2 numaraları koltukta 4 kişilik bir aile oturmaktadır. gavatlar bi de yere gazete, üstüne battaniye sermişler. çocukları üstünde uyuyor. sonra 2 bebekte ağlayarak uyanır. sebebi altlarına sıçmalarıdır. 8 saatlik yolculuğun kalan 2 saati, ağlayan bebekler ve bok kokuları yüzünden 222 saat gibi gelmiştir. yolculuğun geri kalanı burna ıslak ve kokulu mendil dayanarak geçirilir. kısacası ağlayan bebekden daha kötü bir şey var ise o da ikisi de hem ağlayan hem de altına sıçmış bebeklerdir.
talihsiz bir bedevi misali nasıl oluyorsa uzun yolda hep arkama düşen, adamı dinden imandan hayattan soğutan, hatta cinnet geçirip bebek katili olmanıza yol açacak kopillerdir. Bir de baba modeli vardır, bebek zırlarken oralı olmaz, dünyayı sikine takmaz, adeta ben yapacağımı yaptım siz düşünün gerisini der.
özellikle uzun yol seyahatlerine çıkan insanlar için; otobüsü terkedip, yürüyerek yola devam edilmesini bile göze aldırabilen, mide bulandırıcı ve ızdırap verici durumdur.