Yıllar önce bir ablanın telefon görüşmesini hatırlamama sebep olmuş olan başlık. Ozamanlar otobüsler kırmızı, telefon serbest tabi. Kalabalığın içinde ben ezilmemeye çalışırken, o ablaya gözüm takılmıştı. Bir elinde pazar poşetleri* diğer elinde cep telefonu. Tıklım tıklım otobüste ablanın konuşması;
istanbul şartlarında pek geçerli olmayan bir durumdur. çünkü şöförün 30 sn de bir fren yapma olasılığı çok yüksektir. hayır istatikçiyim oradan biliyorum olasılık falan. ona göre konuşuyorum yani. boş konuşmuyorum. (bkz: saksı değilim ben)
Etrafındakilere oranla tutunmayarak üstün olduğunu hisseden kişinin içine girdiği durumdur,yoktur öyle birşey.Kimse onun tutunup tutunmadığına bakmaz. Hele ki bu şahsiyet erkekse ve amacında kızlara 'Vaay be gence bak ne kadar dengeli' dedirterek dikkat çekmek varsa şizofrenliğinden şüphe edilebilir. Dikkat çekmek için doğru bir yöntemdir,ufak bir frende cama yapışmasıyla bütün ilgiyi üzerinde toplayacaktır.Ya da hava atmaya çalıştığı kızların kucağına doğru bir yat kalk gerçekleştirerek de amacına ulaşabilir.
her türlü toplu taşıma aracında sahip olduğum karizmadır. efendim bildiğiniz gibi koca ayaklı bir insanım. * ayakları omuz genişliğinde otobüse göre yan-çapraz bir pozisyonda açınca hiç bir şekilde düşmüyorsunuz. güzel oluyor tabi.
metrobüste yaptığım karizmadır. bilen bilir sefaköy ile yenibosna durakları arası sanki atlas okyanusunu aşıyormuşcasına uzundur yaklaşık 3 dakika sürer. orda yaptın yaptın başka yerde imkanı yok...