yer vermeniz için dibinize çadır kuran teyzelerdir, hafifden de dokunurlar kollarıyla falan, çantaları değdirir sürterler, kalkda ben oturuyum şerefsiz genç zihniyeti olmadık davranışlara sebebiyet verir bu teyzelerde, öksürür tıksırır aah ah evladım devir değişti gibi teranelere başvurarak sizi kararlı duruşunuzdan vazgeçirmeye çalışırlar, her ne hikmetse herseferinde de başarırlar ya, hala anlayamadım.
genellikle çok şişman olan ve göbeklerini ittirme amacı ile büyüttüklerini düşündüğüm bu teyzelere ayrı toplu taşıma aracı yapılması gerektiğini düşünüyorum.yapılan araçta oturmak için birbirlerini nasıl ezeceklerini merak ediyorum açıkcası.
son otobüs yolculuğumda arkamdaki koltukta oturan iki yaşlı teyzenin ilginç diyaloğuna şahit oldum. ikiside aynı konuyu anlatıp ikiside birbirinin dediklerni anlamayarak aynı şeyleri anlatıyorladı ki konu gelinleri idi. otobüs yolcuları olarak teyzelerin gelinlerini şahsen tanımamamıza rağmen oldukça sinir olduk.onları dinlemekten uyuyamadık. sağolsun teyzelerde hiç yorulmadı konuşmaktan.
Kendisi ayaktaysa oturanlara böyle içli içli bakar bir yer versene diye, olaki yer vermezsen kendine yakıştırılacak bilimum sıfata hazırlıklı olmalısın.
ilk model güne giden teyze modelidir. elinde mango poşeti içinde terliği, örgüsü ve cüzdanı. otobüse ilk adım attığı andan itibaren oturacak yer telaşı içerisindedir.
ikinci model az önceki ile aynı olup yanındaki kızına da yer kapma telaşında olandır. oturmaya dermanı olmayan teyzem nasıl bir çeviklikse koşa koşa gider boş koltuğa.
tabi işin bir de otobüsten öncesi de vardır. teyzenin boyu sizin omzunuza denk gelmektedir. dolayısıyla dirseklerini siper olarak kullandıklarında da kaburgalarınızda derin yarralar açabiliyorlar.kalabalık içinde ilerlerken bu çok büyük silah. dirsekle iterekten otobüste oturacak yer kapma telaşına girip, evladı ile aynı yaşta olan sizlerde ne yaralar açtıklarının farkında değillerdir.
Hadi yaşlısındır da yer veririz. Evet olması gereken de budur. Rahatsızsındır yer istersin bizden amenna. Kalkarız yer veririz. Ama teyzeciğim, 1 kilometre öteden tıklım tıklım gelen otobüsü görüp de dolmuşa binmeyip inadına o otobüse binersen, bir de gelip benim başımda bu gençlik nasıl gençlik kalkıp bir yer vermiyorlar. Utanmazlar arlanmazlar terbiyesizler dersen benim de sana iki çift lafım olacaktır. *
ayaktayken bi şekilde size tutunan,oturduğunuz koltukta sırtınıza abanan dürterek yerinizden kaldırmak isteyen canınıza tak ettiğinde pes etmenize sebep olan teyzelerdir.kısaca yer verirseniz dua vermezseniz görmemezlikten gelirseniz dırdır duyarsınız.gençlik zor.
geçmişin özlemiyle yanıp tutuşan teyzelerdir. eskiden genç erkekler bazıları centilmenlik gereği, bazıları ise tavlamak amacıyla kendisine yer verirdi, şimdi ise insanlar yaşlılıktan kendilerine yer vermeye çalışmaktadır.
otobüse adım atar atmaz içerde oturan tüm gençlerin bir anda uyuklamasına sebep olan teyzelerdir. bu üstün özelliklerinin farkında değillerdir. ayrıca bazı gençlerin başlarını öne düşürüp önlerindeki kitabı, notları okumaya başlamalarına da olanak sağladıkları için türk eğitim sisteminin gizli kahramanlarıdır.
bunlar otobuse adimlarini attiklari gibi vurgun yemis misali sallanmaya, kuyruguna basilmis kedi gibi inlemeye, cepten mendil cikarip terini silmeye baslarlar. zamane teyzeleri uyku numarasini da yemez oldu artik ne hikmetse.
eminönün den beşiktaş a gideceğim. durakta bekliyorum. yaşlı, zayıf, beyaz kıvırcık saçları olan, kocaman gözlükleri yüzünün yarısını kaplamış, toprak renginde süveter giymiş, kendi de toprak renginde bir teyze geldi. "allahım ne şirin bir teyze" dedim içimden. elinde torbası falan da var. bildiğin filmden çıkmış yaşlı teyze resmi. neyse işte otobüs geldi biz bindik. ben gittim teyzenin yanına oturdum, belki konuşuruz diye ama teyze pas vermiyor. bari ben konuşayım dedim. (nedense) hava ne kadar sıcak değil mi? dedim. teyzeden gelen cevap ve ses tonuyla beraber ben dumur.... teyzenin içinden bir insan kaynakları müdürü mü desem kişisel gelişim uzmanı mı desem bir şey çıktı. baya 35 yaşında falan birde. gayet net cümleler, kendine aşırı öz güven ses tonuyla -pardon ne dediniz anlamadım? dedi. ben bir kaç saniye atamadım şaşkınlığı. -şey hava çok sıcakta onu dedim. kadın ne boş boş konuşuyorsun der gibi bir baktı bana, zaten bundan sonra benim için teyze değil kadındı, cevap verdi ""evet sıcak. bu havada birde servislerde koşturuyorum. ev telefonum çalışmıyor. servise vermek için bile kaç kişiyle konuşmam gerekti. servisten ne zaman döner bilmiyorlar. hayatımız kolaylaşmıyor zorlaşıyor. ben avukatım. sayfalarca yazı yazardım. ama işimi hiç geciktirmedim. siz ne iş yapıyorsunuz?"" ben diyecek bir şey bulamadım tabi. beynimin içi hatalar verip durdu. kafamdaki bütün teyze imajları yerle bir. konuşma devam etti ama çok seviyeli, sorumlu ve olgun. o günden beri otobüsteki yaşlı teyzeler hiç bir zaman eskisi gibi görünmedi gözüme.