ÇOK VAR DA AKLIMDAN YILLARDIR ÇIKARTAMADIĞIM OLAY; bir otobüs şoförünün kartınin vizesi bitmiş bir engelli vatandaşı otobüsten indirmesi fena etkilemişti beni.
hem de duraksız biyerde cadde ortasında indirdi. artık ne zoru vardı engellilerle anlamadım. engelli vatandaş için üzüldüm ama otobüs şoförüne hem kızdım hem de kalbi sakat olduğu için acıdım. tabi kavgamı ve şikayetimi ettim ama koca otobüste bu duruma tepki gösteren başka kimse çıkmadı. yahu kartı var, adam engelli zaten belli, vizesi yeni bitmiş ki adam da o anda farketti. ne ara bu kadar vicdansız olduk.
ben otururken ayakta başıma dikilen yolcunun telefonunu beynimin dibinde kullanmasına sinir olurum "o telefonu beynimden uzaklaştır" deme ihtiyacı hissederim. Amkladıklarım tamam derler ama yaptıkları öküzlüğü anlamamış gibi tepki verirler.
'ilerler misinizzzz' çığrışını duymaktır. Hayır kucak kucağa mı ilerleyelim dedirdir. Birde indi bindi olaylarında biri inebilsin diye inersiniz dolmuşu bekleyen koca totolu teyze sizden önce sizi hafif itekleyerek zıplar dolmuşa ve yer vermez. Yahu paramı vermişim senden önce binmişim bu ne düşüncesizlik. Dağdan gelip bağdakini kovma durumlarıdır.
sürekli telefonla konuşan biri, geçen gün yolda tamı tamına 1 saat 45 dakika boyunca berfin dinledik. tüm otobüs berfin'in aşk hayatıyla bütünleştik. çünkü yolcu hanımefendi berfin'in en samimi arkadaşı olarak annesine berfin'in aşk hayatı konusunda brief verdi.
ailemden ayrılıp istanbul'a dönerken yol boyu zırıl zırıl ağlardım. benim en çok rahatsız olacağım şey yanımda deli gibi ağlayan biri olur herhalde. izmir-istanbul otobüslerinde ağlayan birine denk geldiyseniz o bendim. özürlerimi ileteyim ahahaha.
önünüzdeki sizden uzun boylu adamın demire tutunmak için kolunu kaldırması, sizin de onun koltuk altı kokusuna maruz kalmanız. ölümden beter durumlardandır.
otobüsten kurtulmak için arka kapının son basamağı kalmışken otobüsün hareket etmesi, nereye basacağınızı bilememeniz, 2-3 metre sürüklenip o son basamağı baş dönmesi ve mide bulantısı ile inivermeniz.
cam kenarini bos birakip koridor tarafina oturan yolcudur bu hadisenin ta kendisi. cam kenarina gecmek icin izin istersiniz de uflaya puflaya kalkar yer verirler.
şu evlendirme proğramlarında kolbastı oynayan teyze ve amcaların, koca kıçlarını rahata erdirmek için ihtiyar kisvesine bürünüp, yer istemeleri.
edit: istediklerini yapın! onca milletin içinde ağzınıza sıçıp, vatan haini ilan ederler.
Henüz bugün karşılaştığım bi olaydır, Dolmuş giderken adamın biri durdurdu kalabalık bi aile idi şoför kapıyı açtı yalnız dolmuşta sadece bir kişilik yer var o da ayakta durabilir sonrasındaki konuşma aynen şöyleydi:
Aile reisi adam - Yer var mı ?
Şoför - Var var.
Aile reisi - Yer var mı ya ?
Şoför - He leeen yer vaar ! O sırada aile reisi kapıya yanaşıp :
Aile reisi - Pardon yer var mı ?
Şoför - Gafa gırıkmı leen anaaa var diyoz ya !
Bu gereksiz beklemeye dayanamayıp herşeye son vermek isteyen amca - Kaptan niye bekletiyosun bizi bu sıcakta yer yok işte devam et.
sevgilisi ve arkadaslariyla sehir ici otobuste yolculuk eden gencin, sevgilisini uyurken gorunce arkadaslarina "beyler, bi sonraki durakta hepimiz inicez, en son kisi inerken sevgilimi uyandiricak ama her sey icin cok gec olucak ve hatun otobuste kalicak korkucak falan" seklinde plan yapip, sakanin gerceklesecegi durakta otobusten lap diye atlayip arkadaslari tarafindan satilmasi ve bir durak yurumek zorunda kalmasidir.
tam önünde oturan genç ile göz göze gelen yaşlı teyzedir. genç kalkıyorum ayağı yapıp hafif doğrulur, teyze otur yavrum şimdi inicem der ve arkasında oturan sana bakar! mecburen kalkarsın.
veya ;
- (yarım kalkış yapıp) teyze/amca diye seslenip yerini gösteren mal
+ yok yok otur yavrum diyen çaresiz teyze/amca
çıkarım: yer vermek isteyen adam gibi ayağa kalkar ve yerini verir.
tıkabasa dolu otobüste o durakta sadece sizin inecek olmanız; sıkış sıkış zaten alabileceği son kapasiteye ulaşan otobüsün içinde bir kuğu edasıyla 150 insana temas ederek inmenize yol açacak vesile.