bugün öğlen saatlerinde cemal gürsel caddesinden geçenlere mal sahibinin kısa mesafenin kralı olduğunu gösteren depardır. ama durmamıştır yavşak 339, orası ayrı mevzudur. *
elde sigara ağır adımlarla otobüse ilerlerken durağa doğru bir anlık göz ucuyla bakıldığı anda durakta duran otobüsün arkasında bulunan küçücük noktadaki numaranın * ne hikmetse o an binmem gereken otobüs olması beraberinde bir sorgulama getirir;
sigarayı atayım ziyan mı olsun?
mesafe benim koşup yakalayacağım bir mesafe mi?
koşsam yakalar mıyım?
Tam o anda içindeki üsein * ortaya çıkar ve kimseye aldırış etmeden koşarsın koşarsın dalağın acısını hissedemez olursun ama yine de durmazsın. kan ter içinde kalırsın ve o anda ne yakaladığın otobüsün önemi kalır ne de kaçan otobüsün, tek düşündüğün biraz önce kendi 100 metre dünya rekorunu 0.06 salise geliştimiş olmanın verdiği hazdır.
dipnot: ben en çok bunu seviyorum yoksa otobüs bahane. sırf bu duyguyu yaşamak için evden 11 sn geç çıkıyorum arada.
yeni bir tabir yaratacak olursak, şanssız başın cezasını ayaklar çeker lafına da örnek bir durumdur.
tam durağa vardığınız sırada bineceğiniz otobüsün duraktan hareketlendiğini görürseniz, önce şansınıza bir küfür eder sonra kendinizi aşacak hızda bir depar atabilirsiniz. eğer yetişip de binebilirseniz, mutluluğunuza diyecek yoktur.
otobüs içindekilerin kıs kıs gülerek izledikleri ve amaca ulaşılıp ulaşılacamayacağının tam bir muamma olduğu; eğer otobüse yetişilmişse, ben zaten sabah sporu yapıyordum imajının diğer yolculara verilmesi gerekliliğini hissetiren durumdur.
peşinden gidilen otobüsün yanlış otobüs olduğunun anlaşılması durumunda insanı yıkan hadisedir. pervasızca koşmuş, sonra da durmuş sizi bekleyen şoföre tek elinizi kaldırıp nefes nefese pardon ya demiş ve durağın biraz ötesinde mal gibi kalmışsınızdır.
özellikle sigara alınır sonra durağa doğru yol alınır işte o zaman otobüs tam karşından geçer..
-sigara almasam gelmez, sigara alsam dalga geçer piç şoför..