gecenin ikisinde bir vefat haberi almışsındır, hemen ilk otobüse bilet alırsın varmak için köyüne, memleketine, şehrine. sabaha kadar düşünceler kurcalar beynini, binersin ilk otobüse, gözüne zerre uyku girmez, ağlarsın belki belli belirsiz. yaklaştıkça kalbin daha hızlı atar, elin ayağına dolaşır hiç bitmesin istersin o yolculuk. belki varmazsam ölmediğini duyarım diye düşünür,belki de o feryat figanı duymak istememek için. istemezsin acılarla yüzleşmeyi, istemezsin oraya varmayı.
kozyatağı-taksim otobüsünde saat 8.15 te köprü trafiğinde iki eli bir tutacağa geçmiş vaziyette, iki sıra yanındaki adamın kulaklıkla dinlediği şarkıyı tanıyacak şekilde insanlarla kucak kucağa ve terden üstündeki gömleğin vücuduna yapıştığı bir pozisyonda kesinlikle gerçekleşmeyecek durum.
şehirler arası uzun yolculuklarda da hissedilebilen duygudur. pencere kenarındasın yaslamışsın başını cama yolu seyrediyorsun, kulağında kulaklığın en sevdiğin şarkılar çalıyor sırayla, hafiften de uykun var... bir huzur, mutluluk mayışma söz konusu. bu yolculuk hiç bitmesin istersin.
otogarlar uzaktan sevenler'in bir tür öcüsüdür. istenmeyen yeridir şehrin, görmek istemediğiniz şeydir.
ayrılık zamanı her an daha da yaklaştıkça, otobüse binmek için gidilecek otogara biraz daha yaklaştıkça daha da zorlaşır..
birlikte geçirdiğiniz güzel anlar, anılarda da zaten içinizde bir ukte vardır her zaman. o ukte işte yanında iken bile özlenen sevgilidir..
sevgili sizi uğurlar yaşlı gözlerle..
siz erkekliğinize güvenip kâh tutarsınız kendinizi.. kâh gider gitmez otobüs başlarsınız hıçkırmaya.. yanınızdakine sezdirmemeye çalışarak.. üzülürsünüz işte..
gitmeseydim...
dersiniz.
gözlerinizi kapatırsınız.
kulaklığınızı takarsınız.
ve yola devam edersiniz..
işte o an akla gelir..
"keşke hiç bitmese şu yolculuk.."
intiharın eşiğinden sizi çağıran beyaz bir ışık görmek gibidir , ruh haliniz karmaşık olabilir , zira otobüs yaşam alanı olarak seçmek için pek uygun değildir .
Eğer yanınızdaki koltukta kendinizden daha çok sevdiğiniz sevgiliniz varsa istenecek en büyük dilektir. Hele ki başını omzunuza koyup uyumuşsa o anda içinizdeki hisler dünyaya daha farklı bakmanızı sağlar.