Yılın bu mevsimi bagajın yarısı otlu peynir ve inci kefaliyle dolu Van otobüsleri. Klimanın açılmasıyla koridoru kaplayan kesif otlu peynir ve balık kokusu karışımı! Anlayamazsın!
Gece yolculuğunda Arkanızda sürekli koltuğunuzu biraz dikleştirebilir misiniz diyen uyuzlardır. Kardeşim sıkışıyorsan sen de geri yatır herkes yatırsa kimse sıkışmaz. Bu tipler ağlayan çocuklardan beterler.
Gece 03.00 sularında, sabah yediği köy yumurtasını gaz haline dönüştürüp camları yemyeşil renk ile buğulandıran yaşlı amca gibi bir etken daha yeryüzünde yoktur.
*Yaninda oturan dayinin keci kilina sarilmis peynirini acmasi, sana da ikram etmesi...(bari ikram etmese, ya da acmasa paketini, kokuyla mucadele baslar...)
*onunde oturan malin sen uyurken koltugu daaann diye indirip dizlerini sikistirmasi ve seni uyandirmasi...(Sonrasinda da on koltugu kucuk darbeler seklinde tekmeler indirilip ondeki mal gicik edilebilir.)
hay aksi güneş senin tarafındadır. neyse perde çekilir. ama uzayıp giden cama sizin perdeniz yetmez, öndeki de uyarılıp cam tamamen perdeyle kapatılır. ama o iki perde arasındaki orta parmağım kalınlığındaki mesafeden güneş sürekli size gelir.yol boyunca kafa sağa-sola çevrilir, perdeyle oynanır, amıda kalkılır ve de yol boyunca böyle şahane yer nasıl bulunur diye gururlanılır!
Önde oturan yolcunun bir anda koltuğu yatırması ve öylece yolculuğa devam etmesi. Klasik sorunlar da cabası. Envai çeşit insanlara ait giriş çıkış birimlerinden gelen outputlar. tabi bu çıkış birimlerin cinsine göre ve sisteme göre envai çeşit koku salabiliyorlar. Yolculuk sonunda burun deliklerin giriş yerlerinde, deride yeşilimsi renk de olabiliyor. Bunlara da dikkat edelim.