muhabbet etmek için yanıp tutuşan teyzelerdir en bilineni. habire soru sorar bunlar. içimden hep "sanane" diyesim gelir ama diyemedim henüz..
işte bu teyzelerden biri antalya- istanbul arası bir yolculukta yanıma düştü. daha koltuğa otururken teyzenin bakışları farkedip, ipodu taktım kulağıma göstere göstere.. takana kadar bi kaç soru sordu ama "hıhı" falan deyip geçiştirdim. ilerleyen saatlerde teyze huysuzlandı baya.. sağa baktı yok, sola baktı yok, herkes uykuya geçmiş.
sonra dayanamadı kulaklık kulağımda bana bişeyler söylemeye başladı. her seferinde kulaklığı çıkarıp "nasıl" "anlamadım" diyerek cevapladım, yıldırayım dedima ama teyzem pes etmedi. sonra kulaklık kulağımda gözleri kapadım mecburen.. * sabah olmak üzereydi gözümü açtım, istanbula girmek üzereydik. teyze hala uyumamıştı! hala etrafı kesiyordu. iki ön sırada sol çaprazdaki genç kadın esneye esneye kollarını açtı ki otobüsün soğukluğundan kollarını kapaması bir oldu. üşüme hareketi yaptı kollarını ovarak.. teyze atladı hemen "çok soğuk dimi?!" arkasını döndü "hıı nee" "haa evet, teyze şu örtünü versene kollarıma örteyim" dedi. teyze bi an afalladı, çaresiz uzattı başörtüsünü. kadın örtüyü koluna sarıp uyumaya devam etti.. teyze sustu ve inene kadar hiç konuşmadı.
yanında oturanın susmak bilmemesi
oto boka duyuru yapan mal hostes
şoförle diyaloğa giren mal amca
tüm bunlara rahmen film izlemeye çalışan tip *r
ve bunların bir arada bulunduğu otobüs...
el kadar bebeye bağırabilecek kadar menopozlu hatunlar.hayır onu geçtim veledin aklı yetmiyor tamam ama sen yanlışlıkla koltuğuna falan çarptın,birşey oldu işte herneyse birşey yaptın o an sıçtın.menopozlu+uzun yolculuk hiç çekilesi değil zehir olur animallah.
otobüsün iç ışıkları söndüğünde ısrarla tepe ışığını açık tutan tipler listemin ilk sırasındadır. herkes uyurken o ışığını kapamaz, hem milletin uykusunun içine s.çar hemde uyuyamayan ve kitap okuyamayan ben gibi tiplerin son çaresini imkansız kılar. zira uykum yoksa kitap okumak yerine takarım ipodumu dalarım karanlığı delerek giden otobüsle birlikte geçtiğimiz yollara, evlere, doğaya.. ama bu dallama yakar ışığı, camdan sadece otobüsün iç yansımasını seyretmek zorunda kalırsın. dışarıyı göremezsin, uyuyamazsın da.. s.çtığının resmidir. hayır arkanda önünde falan otursa öfleyip ters ters bakıp vazgeçirebilirsin ama iki sıra önde çaprazda yakana çare yok! otobüsün ikramının bitmesi ve artık uyku haline geçilmesi ile günün aydınlanması arasında 3-4 saat kalır zaten.. okuma arkadaşım 3-4 saat diyemezsin.. kitap okumazsa ölecektir çünkü öküz! * koca otobüste öyle gözü alırki yanan tek ışık.. küfrede ede ışığını söndürene kadar devam eder bu işkence..
yolcularin, esyalarini bagaj yerine koltugun altina koymalari.
üstelik koltugu hafifce yatirdiginizda, valiz sahibi kisi yumurtasi alinmis disi devekusu gibi cigirmaya baslar, bütün uykunun icine eder.
kıl dönmesi. abi bodrumdan istanbula gelene kadar, 13 saat af edersiniz göt acısından doğru dürüst oturamadım. sürekli mabadımın pozisyonunu değiştirmek durumunda kaldım. uyku zaten haram oldu. allah kimseye göt zorundan dert vermesin.
Yolculuğun başlamasından 1 saat sonra bir dananın ayakkabısını çıkarmasıyla ortalığı kasıp kavuran,5 sene önce otobüste unutulmuş peynir bidonu gibi ekşi ekşi bir kokunun ortalığa yayılması ve nerden geldiğini bulamayan muavinin dananın hanımına ithafen ettiği doyumsuz iltifatlar eşliğinde geçen yolculuk...
bana başımdan geçen en berbat yolculuklardan birini anlatmama neden olan başlık türüdür...istikamet istanbul-erzurumdur.
Yolculuğumuz otobüsün 1 numaralı koltuğunda geçmektedir...süreç şu şekilde vuku bulur...bagaj verilir...üst kattaki çay verilen yere anne ve babayla birlikte gidip oturulur...baba çay ister.anne söylenir.evde çay yok mu sanki denir.ve bu sırada otobüse binmeden önceki en önemli işlemi gerçekleştirir adı geçen yolcu bünyesi..ne midir?
Kulaklıklar kulağa takılır..hele de benim gibi yanındaki yolcuyla bütün yol boyunca daha daha nasılsınız muhabbetine girmekten ölesiye nefret eden bünyeler için.ama her zaman şans vuku bulmaz tabiî ki.
1 numaraya yerleştim.açtım son ses müziği...ta ki harem e kadar..yaşlı bir teyze binerken gözlerimin içine bakmasından anlarım ki 2 numaralı zat-ı muhterem teşrif etmişlerdir.uzun bi sessizlik.konuşmayı teyze başlatır.mecbur kulaklığı çıkarırsın.ve başlarsın o 4 senedir cevap verdiğin soruları tekrar ve tekrar cevaplamaya:
-Ben de yenişehirde oturuyorum...
*Hmm güzel teyzecim...
böyle böyle bu konuşma devam eder durur..kafan zaten kazan mal gibi sorulara cevap verirsin..lakin teyzemin istikrarına da hayran olmamak elde değil..her sölediğim şeye çok güzel diyen ikinci bi insan daha göremedim ben...bi sonraki durakta cam kenarı teyzeye verilir...her molada onu rahatsız etmemek gerekir.kulaklık takılır.bu sefer de yan taraftaki ikinci teyze.alırlar seni ortalarına başlarla muhabbete.
en sonunda ağlayacak noktaya gelinir gözler dolar.kurtarın beni diye bağırılır.tabi sessiz çığlıklarla... bu da yetmez otobüsteki muavin seni daha bi gıcık eder. bakmacalar tebessüm etmeceler ben buradayım dercesine tavırlar...yavaş giden şoför...buzlanan yollar...horlayan amcalar...otobüs koltuguna yapışan kıçlar...
körkütük içirilen asker adayının otobüse kusması. madem içeceksin o zıkkımı bari bir gün önceden iç. geberdi millet kusmuk kokusundan. bak midem bulandı yine.
yaz günü yolculuklarında görmemişler gibi klimayı en soğuğa getirip donmamızı sağlamaları.
- abicim az biraz normal seviyeye getirin şu klimayı, dediğimizde
- abem o otomatiktir düzelir, şeklinde yanıt alınca;
t-shirt sayısını ikiye çıkarmış oluyoruz.
Yanında oturan kişinin sana ayağının koktuğunu söylemesidir.
Amca takmıştır sana illa da kokuyor der.
serefsizm molada ayagımı çorapla birlikte yıkadım yinede yaranamadım amcaya.
Napalım efenim öğrenciyiz.(Gb).
Bir haftalık çorabımla gitmiştim oysa daha eskileride vardı.
şanslıymış amca.
dayanamadı gitti.
Başkası geldi utancımda ayagımı g**tme sokacaktım nerdeyse.
hiç bişey demedi ulan kokmuyordu zaten.
amcaya dinletemedim öküz gibi bağırdı otobüste.
neyse geçti gitti umarım denk gelirsin amca yine.
Hesap sorulacak bilesin.