beni o koltuğa oturmak bile boğuyor. kendimi hücrede hissediyorum. bazen uzun yol gidiyorum(10 saat) içim öyle bir oluyor ki böyle ayağa kalkıp kendimi camdan atmak istiyorum ama kontrol ediyorum.
bence lanet bir yer otobüs. mola veriyorlar çıkıp bir nefes alıyoruz. on saat mola vermeseler ben ciddi diyorum orada ölürüm. insanlardan bir şikayetim yok zaten pek insanlara takılmam, beni o ortam boğuyor.
Şoförün para için bütün insanları otobüse doldurup üstüne göremediğim arkaları doldurun demesi üstüne birde havanın sıcak olması
bir türlü susamayan sesli bir şekilde nerdeyse bütün özelini anlatan ergenler .
Her allahın günü 200 km yol yapmaktır. Yemin ederim dünyayı dolaşsam daha az yorulurdum. Bir insan evladının işe gitmesi bu kadar zor olmamalı. Az kaldı kendime uçak alacağım. Acaba gidip uçak için kredi istesem verirler mi?
otobüse bindiği andan itibaren telefon ile konuşmaya başlayıp yolculuk süresince ( 10 saat lan ) sürekli o telefon ile konuşmakta olan tiplerdir..
lan hayatınız o otobüse binince mi başladı ? o telefonun karşı tarafındakiler kimseler ıssız bir adaya düşmüşlerdi de o gün kurtarıldılar aradaki açığı mı kapatıyorsunuz oğlum. bir yerden sonra uyarmak zorunda kalıyorsun üstüne birde haklı gibi tepki göstermiyorlar mı cinnet haline sokuyorlar insanı zorla. fiziki olarak ve tavır olarak yıldıramaz iseniz susmuyorlar kesin bilgi yayalım *
Kendi koltuğuna oturmayan teyzeler. Birkaç kez başıma gelmişti ama sonuncusu çok sinirimi bozdu. Ben özenle bir gün önceden biletimi almışım. Bir de bomboş otobüste gidip 18 numarayı seçmişim. Çünkü koltuk konusunda takıntılıyım. Koridorda gidince ruhum daralıyor. Neyse. Otobüse biniyorum. Bir şehir önce binen teyze benim koltuğuma oturmuş. E olur. ilk bindiği için cam kenarında oturmak istemesi normal. Güzelce ve tüm saygımla pardon orası benim ama diyorum utana sıkıla. Kadın tüm gamsızlığıyla benim diyor. Ben bir şey söylemeden bakınca biletini çıkardı. Kendi yeri olmadığının farkında ama direniyor. illa kaldırtcan yani diyor ve benim sinirim güzel kafama doğru çıkıyor. Ama hanımefendiliğimden ödün vermeyerek tebessüm etmeye çalışıyorum. Koltuğun geçti bu sefer bana geçecek alan bırakmıyor. E buradan geç kalkamam ayağım ağrıyor diyor. E diyorum ayağınızı acıtırım böyle ama. Madem kaldırdın geçeceksin buradan diyor. Zor bela koltuğuma oturuyorum ama kadın susmuyor. Bir anda terbiyesiz oluyorum. E hanımefendilik bir yere kadar diyorum ve boşuna mı bilet alıyoruz diye ben de kadına çıkışıyorum ve akabinde homurdanmalar. Hayır başka zaman yerime oturmadım diye muavinden laf yemişliğim var ben hanginize göre davranayım. Lütfen herkes hangi koltuğu aldıysa ona otursun.
Yerel firmaların otobüslerinin atmosferi olan osuruk kokusu+bu kokuyu bastırmak için sıkılan spreyle birlikte ortaya çıkan yeni homojen kokudur.
(bkz: sarkız,salihli güven,izmir turizm)
uzun süreli yolculuk ise özellikle gece yolculuğunda uyku tutmadıysa işin çok zordur. genellikle 10 dk da bir sağdan soldan, önden arkadan gaz sızıntısı yellenme olma ihtimali aşırı derece de fazla oluyor. muavin olmasa uzun yolculuk çekilmez sağolsun elinde ki koku fısfısıyla ölümcül tehlikeyi bertaraf ediyor. o yüzden bileti önceden alıp uçakla gidiyorum.