uyumaktir. tabi basarabilenler icin. en guzel yontemdir. gozunuzu terminalde bir kapatirsiniz gideceginiz yerin terminaline kadar da acmazsiniz iste yolculuk budur.
14 şubat'tan kurtuluyorum diye bugün bindiğim istanbul- eskişehir otobüsünde, tek kişilik koltukların en arkadasında oturmaktaydım. yolculuğuma esenler otogar'dan başlamıştım ve her şey çok güzel gidiyordu, kulaklığımı takmış düşüncelere dalmıştım.
ne olduysa otobüs samandıra otogar'ına yanaştıktan sonra oldu. koridorun diğer yanındaki ikili koltuğa bir çift oturdu. hemen hemen aynı yaşlardaydık. bütün yol boyunca onların konuşmalarına maruz kaldım. kulaklığı takıyorum yok yine duyuluyor. aşkımlar, cicimler havada uçuşuyor. birbirlerinin kucağına uzanmalar, beraber güneşin batışını seyretmeler. imdat çekiciyle camı kırıp ikisinide aşağıya atasım gelmedi değil. en sonunda telefonumun ekolayzırını kurcaladım ve müziğin sesini onları duymayacak bir şekilde arttırmayı başardım. bunu son yarım saat yapabilmiş olmam üzüntü vericiydi..
yan koltukta yaşlı bir teyze oturuyorsa ister istemez sohbete mecbur kalınabilir. duymazdan gelmeye çalışmayınız kaçışınız yoktur. hafiften uyur gibi yapmak belki etkli olabilir. *
telefon kilidini açıp açıp kapamak, sonra cebe koymak ve saate bakma amacıyla 2 salise sonra tekrar çıkarmak, yine cebe koymak, saate bakmadığını fark edip tekrar çıkarıp saate bakmak... sonra bi bakıyosun zaten ineceğin durağı geçmişsin... poff!
edit: lan herkes uzun yolculuktan bahsetmiş ya. neyse benim yazdığım da güzel atraksiyon...
gündüzse kitap, dergi, vb okumak; gece ise yanındaki vatandaşın horlamayan cinsten olmasına ve gecenin karanlığında gözlerin hafiften kısılmaya başladığı anda öndeki ekranı ya da lanet cep telefonunu açmayacak olmasına dua etmek.