otobüs yolculuğu

entry285 galeri19 video1
    34.
  1. düşünme fırsatını verir insana otobüs yolculukları. güzeldir terapi gibi gelir insana...
    0 ...
  2. 33.
  3. bazen insanın kendi kendisiyle kalması gerektiği zamanlarda iyi gelebilecek yolculuk türü.

    birde anımı paylaşayım,soğuk ve sisli bir ankara sabahı, istanbula gitmem lazım pegasus airlines yurt içi seferlerine yeni başlamış, biletler ucuz malum thy ile rekabete girecekler, neyse 3 gün önce almışım bileti internetten, sabah karga kahvaltısını yapmadan esenboğa yolundayım ama öyle bir sis varki sorma gitsin, daha havaş pursakları tırmanmaya başlamışken o uçağın kalkmayacağını anladım ama en azından ya kalkarsa diye umutla görünmeyen yola bakıyorum.
    hava alanına ulaşmadan havaş otobüsünün şöförünün cep telefonuna haber geldi, sis nedeniyle uçaklar kalkamıyor.
    kendi kendime yandık dedim istanbula gitmem şart ama bunu nasıl başaracağımı düşünürken havaş otobüsü havaalanına yetişti, biletin açığa alınması falan filan 1 saat geçti acil şehre inip tren veya otobüs ile şansımı denemem lazım diyorum kendime, bu düşünceyle gara yetiştim elbette böyle bir havada istanbula bilet bulamadım, aşti ye yola koyuldum saat 10:30 istanbul arabasına bir bilet aldım, bileti kesen arkadaşla şöyle bir diyalog eşliğinde otobüse doğru yol almaya başladım,

    s: abicim yolda sis varmıymış biliyormusun
    x: gece 1 otobüsü daha yetişmedi
    s: hayırdır
    x: boluda sis ve kar yağışı nedeniyle yoğun trafik varmış
    s: peki biz istanbula gidebilecekmiyiz
    x: allahtan ümit kesilmez abi
    s: iç ses (hassktr) sağolasın.

    peronda bekleyen otobüse yetiştim, içeri girdim otobüs boş sayılırdı( zaten o havada mecburiyeti olmayan birinin yolda ne işi vardı) yerime geçtim otobüs hareket etmeye başladı ,çevre yolunda otobüs sakin sakin ilerlerken istanbulda beni bekleyen sevgilime ulaşabilme umudum hala vardı, böylesine bir sisi çocukluğumdan beri görmemiştim gördüğüm o sis yine bir otobüs yolculuğundaydı o gün aklıma gelmeden önce kendi kendime isyan ediyordum, uçakla 45 dakikada ulaşacağım yolu kaplumbağa hızında gidiyormuş gibi ilerleyen otobüsle kim bilir ne kadar sürede gidecektim, derken çocukluğumda gördüğüm sis aklıma geldi, aynı yavaşlıkla sisin içinde ilerleyen otobüs geldi aklıma koltukları bugünki kadar rahat, bugünki kadar donanımlı değildi, istediğim su plastik torbada değil bardakta geliyordu, şişeden elinize akıtılan kolonyanın yerini ıslak mendiller almıştı, artık molada çaylar şirketten değil, istediğiniz an otobüste bardakla size veriliyordu, sahi o sigara kokusuda yoktu, uzun zaman önce yasaklanmıştı değilmi, otobüsün ulaştığı yerde beni bekleyenlerde değişmişti,
    o sisli günden başka yolculuklara atlamıştım anılarımda her yaz tatilinde, o otobüsün beni ulaştırdığı babanem artık hayatta değildi, çocukluğumun en eğlenceli anlarını bana yaşatan dayımda artık beni karşılayanlar arasında değildi, hüzünle irkilmiştim, sis dağılıyordu, izmiti geçmiştik, otobüs iki saatlik bir rötarla istanbula girecek gibi görünüyordu, yolculuğun bitmesini istemiyordum, güzel anılarımı hatırlatmıştı bu sisli otobüs yolculuğu, otobüs ataşehire geldiğinde kendimi mutlu hissediyordum, iyiki uçak kalkamamıştı, hayat temposu içinde unuttuğum anılarımı tazelememe sebep olmuştu, beni mutlu çocukluğuma kısa süre olsada geri götürmüştü, ardından otobüs kendi terminaline girerken beni orada bekleyen sevgilimi gördüm, meşaketli başlayan ulaşım maceram mutlu sonlanıyordu, otobüsten indim sarıldım

    ex: nasıl geçti yolculuğun
    s: güzel, iyiki uçak kalkamamış
    ex: neden, daha rahat gelirdin
    s: evet ama yalnız gelirdim
    ex: kimle beraber geldinki
    s: eski anılarla, neyse boşver (gülümseyerek otobüse sanki babaneme, dayıma, mutlu çocukluğuma bakar gibi baktım)

    taksiye binerken kafama koymuştum, her daraldığımda kendimi her yenilemek istediğimde kısa bir otobüs yolculuğu yapacağımı, o günden bu güne her canım sıkıldığında otobüs yolculuğuyla güzel anılarıma yolculuk ediyorum, hem ayrıca otobüsler eskisinden çok daha konforlu.
    2 ...
  4. 32.
  5. bugün ki çektiğim işkencedir.aslında yolculuğu severim ama arkanızdaki insandan aşırı derece de gelen yoğun bir ter kokusu varsa inanın sevmiyorsunuz.
    0 ...
  6. 31.
  7. çoluk çocuk doldurup kreşte seyehat etme hissini tattıran manyak bir şeydir.
    0 ...
  8. 30.
  9. 4 saatten fazla sürecekse eğer gece yolculuğunu seçmek günü öldürmeme adına faydalıdır.
    0 ...
  10. 29.
  11. an itibarıyla yaptığım ve zehir olacağına inandığımdır. Zira yanımda oturan amca otobüse binmeden evvel tekel bayiini boşaltmış gibi kokuyor . Ya arkadaş otobüse binmeden bari dişini fırçala adam alem yaparken bilet almış anlaşılan. Tamam iyi içicisin o kokuya rağmen turp gibisin maşallah ama o kokuyu bütün gece çekmek zorunda miyim ben . Biz içmiyoruz ama içen arkadaşlarımiz var hiç biri de böyle kokmuyor toplum içine çıkıyorsun otobüsle gideceksin insaf et biraz yuh be!
    Edit : sağlam içici dedik ama fena öksürmeye falan başladı yanımda ölme lan üstüme kalacaksın.
    2 ...
  12. 28.
  13. gece verilen mola çok tatlı olur. hem çişiniz gelmiştir, onu yapıcaksınız hemde saatlerdir kapalı ortamda durmuşsunuzdur, gece serinliğine kendinizi atacaksınızdır. birde soğuk köpüklü ayran aldın mı dahada binmezsin otobüse.
    0 ...
  14. 27.
  15. bir nevi bacak damarlarınızı zonklatma, diz kapaklarınızı kırdırtma ayini.
    0 ...
  16. 26.
  17. bir nevi ruhsal arınma, iç dünyanızı düzenleme ayini.
    1 ...
  18. 25.
  19. kulağımda henüz bozulmamış gıcır gıcır bir kulaklık, bulunduğum yerden tüm radyo kanalları çekiyor ve şehir içi bir yolculukta cam kenarında oturuyorsam eğer, o yolculuktan keyiflisi yoktur.
    1 ...
  20. 24.
  21. güzel bir müzik eşliğinde dışarı seyredilerek vakit geçirilesi yolculuktur. bir de yanında hoşsohbet bir insan oldu mu en uzun yolculuklar bile keyifle geçer.
    0 ...
  22. 23.
  23. i.e.t.t ile yapılıyorsa sıkıcı,şehirlerarası ise mikici..
    1 ...
  24. 22.
  25. ilk inenlere imrenilerek bakılan, asla bitmeyecekmiş gibi düşündüren uzunlukta yolculuktur.

    ıssız bir dağda tuvaletiniz gelince şöföre söylersiniz, çevrede hiçbir benzin istasyonu veya dinlenme tesisi olmadığından sizi indiriverir. annenizin ısrarlarıyla otobüsten fazla uzaklaşmadan, minnacık bir kayacığın arkasında ihtiyacınızı gidermek zorunda kalırsınız. fakat o da ne! bütün otobüs neden durduk edalarıyla çevresine bakmaktadır ve sizi gördükleri anda siz ihtiyacınızı giderene kadar gözgöze kalmak zorundasınızdır. otobüse bindiğinizde herkes sizi izlemektedir ve herkese rezil olmuşsunuzdur. o insanların bakışları altında eşofmanınızı fazla çekemediğiniz için paçanıza kaçırmışsınızdır. zaten ayağa kalkarken otobüsün bir kısmı sizin baldır kısmınızı biraz olsun görmüştür. artık bu mahrem yerlerinizin de görünmesiyle akraba sayılırsınız ve alaylı gözler sizinle sohbet etmeye çalışır. sağolun sevgili vatandaşlarım!
    2 ...
  26. 21.
  27. Yanında oturanla sürekli temas içinde olduğunuz zaman dilimidir.
    0 ...
  28. 20.
  29. eğer istanbul trafiğinde yapılıyorsa yorucu ve sıkıcı olan eylemdir. hem trafiğin durumundan dolayı yarım saatte gideceğiniz bir yere 1 saatte gidersiniz hem de otobüslerin kalabalıklığından dolayı oturacak yer bulamazsınız. hatta oturmayı bir tarafa bırakın, ayakta da zor durursunuz. iste istanbul'da yolculuk böyle lanet bir şeydir. ama tabii ki günün her saatinde durum aynı değildir. o yüzden, yolculuk sırasında faydalı bir şeyler yapılabilir. kitap okumak gibi. zira eğer her gün yolculuk yapıyorsanız, günde 10 sayfa dahi okusanız faydası olacaktır.
    0 ...
  30. 19.
  31. koltuğa sığamayacak kadar uzun boylular için sanki iki bacağını kaybetmiş gibi hissettiren bir uyuşmaya neden olan, öndeki kişinin koltuğu geri yaslamasıyla nerdeyse önde oturanla akraba olacak derece yaklaşan, ne yaparsa yapsın uyuyamayan üstüne üstelik yanındaki yol arkadaşının horlamasına maruz kalan, mola yerlerinde ihtiyacını otobüs kalktımı kalkıcakmı diye düşünmekten rahat gideremeyen ve yolculuk bittiğinde çok şükür, bidaha binersem vb.. gibi söylemleri söylşettiren yolculuk türüdür.
    1 ...
  32. 18.
  33. acayip zevkli birşeydir ama zırt pırt yaptığınızda da bıktırır. * *
    0 ...
  34. 17.
  35. kıl dönmesi nedeni yada bu durumdan müzdarip kişiye acı veren yolculuk.
    eğer kıl dönmesi problemiyle uzaktan yakından bir alakanız varsa -ki ihtimal bile varsa- bu dediklerim probleminiz olduğuna işarettir.

    yolculuk sırasında kuyruk sokumunuzda arada sırada acı hissedeip poponunuzun yerleşme şeklini değiştime gereği duyarsınız. bu gibi durumlarda doktorunuza başvurunuz.
    1 ...
  36. 16.
  37. nadir olarak torunlarına sevgili bulmaya çalışan yolculara sahiptir. bütün aile biriyleri anlatıldıktan sonra "al bak bu da torunum." diyerek cüzdandan vesikalık fotoğrafı çıkaran teyze yorum bekler. gülümseyip kırmamak lazımdır saygı değer yolcuyu. vay be torunu da torun maşallah dense de söyleşinin boyutu değiştirilmelidir. saatler geçer, yol biter.. iner, gülümser, oh çekersiniz..
    1 ...
  38. 16.
  39. paran yoksa genelde en fazla kullanılan seyahat şeklidir efendim. ama diğer ulaşım şekillerinden daha fazla keyif de verebilir.hele de cam kenarında oturuyorsanız. yılmaz erdoğan'ın da dediği gibi soğuk ve şehirlerarası otobüslerin dışarıya en bakılası bölümüdür...ordan bakıldığında kişi çeşitli hayallere dalar ya da anılarını tekrar tekrar koyun ve ineklere bakarak yaşar, anılarının sahibini onlara benzeterek gülümser...
    0 ...
  40. 15.
  41. mekani olmadigini dusunen bunye icin en guzel yolculuk cesididir, keske hic bitmese denilir. binis ani en nefret edilen andir, hele de on kapidan binilmisse. ayar oluyorum birader, butun otobus bakiyor, ne var olum, hic mi otobuse binen gormedin lan? her neyse efendim. binersiniz, cekilirsiniz kosenize. yaninizda baska birisi varsa davranislarinizla "hoca benden uzak dur, yalniz kalmak istiyorum bu sefer" mesaji verirsiniz. takim taklavati* hazirlayip cam kenarindaysaniz, baslarsiniz disariyi izlemeye. zaten koridor tarafindaysaniz gidin olun, niye bindiniz?

    uzun olani makbuldur, mumkunse 3-4 gun surmelidir. oha diyeceksiniz, gelin sizi terminale gotureyim ben; 20 gun otobus yolculugu var buralarda. turkiye icin en ideal seyahat hedeleri ise soyle olabilir, "ne kadar uzak acaba?" diye paraya kiyip denemis biri olarak,

    istanbul - van: 24 saatte gitmistim. van'in daglari tepeleri gorulmek, iran sinirina dil cikarmak, mahalle cocuklariyla kizkaciran patlatmak icin gidilebilir. en fazla 2 gun kalinmalidir. yer sorunu yoktur, en kaliteli otel koy evi gibidir ve ucuzdur. halki cok misafirperverdir, rastgele caldiginiz bir kapiyla 2 gun kalacak yer bulabilirsiniz zaten.

    istanbul - adana: kebap yemek icin, adana'yi gormek icin tercih edilesi seyahattir. yillar once 15 saatte gitmistim, simdi daha hizlidir tabi otobusler.* adana iste, nesini anlatayim, gidip gorun yahu.

    istanbul - trabzon: trabzon dedik ama, orta ve dogu karadeniz'deki herhangi bir yer olabilir. sahsen gitmedim fakat gitmeyi isterdim. karadeniz'in tum guzelliklerini gorup bir de uzerine gidis-donus en azindan 30 saat yol gitmek pek zevkli olacaktir.
    2 ...
  42. 14.
  43. bütün yolculuklardan zevkli olan yolculuktur. O muavinin "çay, gayfe, meşrubat" demesini uçaktaki seksi hosteslere değişmeyecek insanlar vardır. birde otobüsleri seviyorsa o tıs tıss sesleri seksi hostesin vermesinden daha fazla zevk verir. Siyah güneş gözlüklü kaptanı unutmamak lazım.
    3 ...
  44. 13.
  45. sona erdiğinde muavinin yolculara geçmiş olsun dileklerini sunduğu yolculuk türü. bi kişide çıkıp teşekkür mahiyetinde geçirenler sağolsun demez.
    1 ...
  46. 12.
  47. 21 ayda otobüsle iki şehir arasında 17.000 km yol gidip gelinince pek de albenisi kalmayan bir yolculuk türüdür.
    1 ...
  48. 11.
  49. işte başlıyor yine yeni bir yolculuk. biletler ayrıltılmış. bi kaç gün içinde alınacaklar. firma daha önce hiç denenmemiş. numaralar da en dandikten, yolcu milletinin "illallah!" diyerekten kactıgı numaralar. 41 - 42. otobüsün kalkış saati de bi değişik. akşam 8. daha önce hiç o saatte otobüse binmişliğim yok. ha istanbul'da bindim orası ayrı. gecenin 2'sinde de bindim de şimdi konumuz o değil... akşam sekizde binersek...hımm...* demek ki -bolu tünelinin yolu kısalttıgını da varsayarsak- gündüz 3-4 civarı rize-çamlıhemşin'de olacagız. işin ilginç yanı akşamın o saatinde otobüse binmem sonucu daha önce sadece geceleyin yanan bir kaç ışığını görüp var olduklarını anlayabildigim illeri gündüz gözüyle görecek olmam. nereler bunlar efendim? misal çorum, amasya, samsun, ordu. lakin bu iller memleketi olan yazarlarımız hiç kızmasınlar * bu illerden gecmeyi hiç sevmem. arkadaş yolda virajdan başka bi b.k yok. halbuki kocaeli, sakarya, bolu öyle mi? * dümdüz ovalar, göz alabildiğine geniş mısır tarlaları, "lan bak lan bak! ineklere bak!" diyerek sanki daha önce hiç inek görmemiş gibi gösterdiğiniz sürüler... kelimeler kifayetsiz anacım kifayetsiz... *

    şimdi burda muhtemel bi yolculuktan bahsederken hiç yolculukların demirbaşlarından dinlenme tesislerini es geçmek olur mu? olmaz tabi. caiz değil. yolculuk saatim değişik oldugundan muhtemelen kaptanın ugrayacagı tesisler de farklı olacak. o kadar gidip gelmişim ki ezberlemişsim resmen hangi tesis nerdedir diye. gerçi aynı istikameti kullananlar da bilirler. ilk tesis bolu'daki akabe dinlenme tesisidir. istanbul'a, medeniyete yakınlıgından mıdır bilinmez en temiz, en göze hoş gelen tesis de o'dur. diğer tesislerin ismi şimdi aklıma gelmedi. hah geldi bi tane. hüsam dinlenme tesisi. samsun'daydı galiba. neyse konu cok dagıldı... ne diyoduk? heh dinlenme tesisi. arkadaş ne çeşit var, ne çeşit... muslugu olmayıp suyu koca bi tankerden akanı mı dersin, kabine girer girmez nah kolum kadar b.ka rastladıgını mı dersin... hangi birini anlatsam? neyse tuvaletlerden bu kadar bahsetmek yeter, midem kalktı. gelelim restaurantlara. penguen okuyanlar bilir, orda seyit ali aral diye bi adam var, güzel tavsiyelerde bulunuyo. gecen bi sayısında demişti ki "arkadaş eger dısarıda yemek yerken yemek sana aşırı tuzlu gelirse anla ki işte bi b.kluk vardır, çünkü tuz yemeğin dandikliğini kamufle eder. ekşidir, kokmuştur, hafiften bozuktur. basarlar tuzu, al sana mis gibi musakka!" işte bu yüzden burada bi şey yememenizi tavsiye ederim. lakin illa ki yiyeceksiniz bi çorba için cıkın, gerçi ona da "yemegin lezzetini veren yagıdır koç!" diyerekten bocalıyolar sanayagını ama neyse...

    dinlenme tesisinden cıktınız. koltuklarınızdaki yeriniz aldınız. * tam o an ilginç bi şey olur. muavin en ön koltuktan başlayarak sırayla herkese kolonya ikram etmeye başlar. hep düşünmüşümdür "niye?" diye. bir tane dışında beynim başka bi ihtimal bulamadı. o da şu: galiba bazı öküzler * tuvalette kukularını ya da malafatlarını elliyolar. sonra da suya sabuna dokunmadan çıkıp gelip pişkin pişkin kuruluyolar koltuklarına. heralde muavinler derslerini cıkarmışlar gide gele. bakıyolar bi süre sonra otobüsün içinden tuhaf kokular yayılmaya başlıyo, o gün bugündür hizmet ayagına yatıp kolonya ikram eder olmuşlar. ha bi de su da ikram ediyolar, o güzel bi şey... itirazımız yok.

    otobüslerde vakit gecmez arkadaş. s.ksen gecmez. hep birbirine benzeyen yerleri izlemekten gına gelir adama. yıllarca hep "bi ipod'um olsa koyardım binlerce parcayı içine, dinlerdim yolculuk boyunca derdim" ama olmadı işte. yok bi aypot'umuz. ahanda buraya yazıyorum olcak ama. unutma bunu. ne demiştik? zaman gecmez. en ideal zaman gecirme yolu uyumaktır. evet uyumak. otobüs sizi kucakta hoplatır gibi sarsarken briç oynamayı düşlemiyosunuz heralde? bazı tipler gazete okurlar, bulmaca çözerler. iyi de ederler. lakin siz uyuyun.o bulmaca çözenler "bakın ben öyle öküz trene bakar gibi dısarıya bakmıyorum, faydalı faaliyetlerde bulunuyorum." ayaklarına yatanlardır. kanmayın. uyuyun siz uyuyun...

    otobüs yolculuklarının en can alıcı noktası gece saatleridir efem. biliyorum bu konu üzerinde cok durdum. "sana ne y.rramm?" derdim ama demeyecegim, terbiyemi bozamam. evet gece saatleri. kaptan tüm ışıkları kapatmış, sadece ortalıga loş bi aydınlık veren yeşil minik ışıkları açık bırakmış. o da heralde tabiri caizse gecenin köründe herifin tekinin kitap okuma istegi tutar diye... yukarıda bahsetmiştim. en iyi zaman gecirme yöntemi uyumaktır efendim. hele gece mis gibi uyunur, tabi bi sartla: uygun bi uyuma pozisyonunuz varsa, bi de özellikle cam tarafındaysanız. arkadaş bazı tipler vardır, koridor tarafında oturur, horul horul uyurlar, s.ksen de uyanmaycak gibi, nasıl becerirler anlamam. sen cam kenarındasındır, montunu katlamış yastık olarak kullanma niyetindesindir, kimseye caktırmadan ayaklarını da özgürlüğü kavusturmussundur. lakin tık yok... uyku hak getire. elin herifi rüya görüyo, hatta sayıklıyo, ya sen? mal gibi dısarıyı izle, sonra miden bulansın kus iyi mi? değil tabi. (konu dagıldı toparlamaya calışıyorum caktırma) olur ki hafiften vücüt kendini salmaya baslar, tatlı bi uykuya dalarsın, bi de bakarsın ki s.ktigimin şöforu dinlenme tesisine gelmiş. "ulan sırası mı şimdi dersiniz?". lakin ne fayda?

    devamı az sonra...
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük