Çişimin gelme korkusudur açık ve net. Normal bir zamanda normal aralılarla idrara çıkarken , otobüs yolculuğu sırasında bu aralıklar 2 saatte 1 e kadar düşüyor. 15 saatlik bi yola gittiğim zaman en aşşağı 8-10 tl tuvalet parası veriyorum varın siz anlayın gari!
Mola yerinde veya garajda gelmez o meret; ama kalkıştan on beş saniye sonra sizi sıkıştırmaya başlar. Bir kere dayanamayıp şoförden rica etmişliğim vardır; Ankara garından çıktıktan on dakika sonra kıvranmaya başlayınca koca otobüsü durdurdum ve annemin yemeyecektin o mısırı içmeyecektin o kolayı diye azarlarının arasında Ankara'nın o tek bir ağaç bile bulunmayan bozkırlarında koştura koştura sıçtım. Allahtan çok çocuklu bir otobüstü de çocuğunu kapan kendini tarlaya veya neresiyse o çorak araziye atmıştı bu yüzden göze batmadım. Sanırsam muavin bile oralara bir yere işedi.
Şarampole yuvarlanmaktan korkmak.
Kenarından geçtiğimiz dibi görünmeyen uçurumlara yuvarlanmaktan korkmak.
Dağ başında otobüsün bozulması ve teröristlerin gelmesinden korkmak.
Bingöl ve muş'u geçemeden havanın kararmasından korkmak.
Doksanlı yıllar çocuğuz, dağ başında otobüs bozuldu o yarım saat yaşadığım korkuyu anlatamam.
istanbuldan çıktıktan sonra ay ışığında sabaha kadar yolculuk edip. 3 4 gibi dağlık alanlara bakar iken hemen yolun kıyısından cama bir şey çirkin çirkin bakacağını düşlemek. Korkunçtur herkes uyuyorken düşünsenize uyandırıp anlatsanızda inanmıyorlar.