niyeyse hep yıkayan adama bakarak anlamsız bir iç burkulması yapar bünyemde. bunun kış versiyonu daha fenadır. işi bittikten sonra bahşişini beklerken hep izlemişimdir. genelde şoför kendisini muavine yönlendirir. kendilerine sigara uzatmışlığım vardır, severim bu adamları.
suyun cama vuruşu camdan aşağı süzülmesi ve çıkardığı o sesle tam nirvanaya ulaşmışken yıkayan kişinin eğildiğinde gördüğünüz çatalı sizi rüyanızda uçurumdan düşmüşe çevirebilir o yüzden cama odaklanmakta fayda var.
şehirler arası yolculuğun olmazsa olmazlarındandır. hem temizliğin verdiği huzur duygusudur, firmaya içten içe bir sempati beslersiniz; hem de otobüs yıkanana kadar rahatça, acele etmenize gerek kalmadan telefon konuşur/çayınızı içersiniz. hoş, pek hoş!
o otobüs yıkanırken sende uzun zamandır sigara içmemişsen eğer yakarsın bi camel white* öylece bakarsın yıkanan çok oturgaçlı götürgeçe.
o artık pak olmuştur , yolların fatihi hazırdır uzuuun yolculuğuna..
yolcuların otobüse geçmeleri gerekiyor bıdı bıdısı anons edilmesini beklemeden sen yavaştan yol alırsın cam kenarı koltuğuna ..
açarsıın ordan bi feridun* ,kaptan gazı kökler ve kaldığın yerden devam ..
gecenin 3 ü hava soğuk mu soğuk elinizde sigaranız karşınızda az önce indiğiniz otobüsü yıkayan dizlerine kadar gelen bir çizmesi olan vücudunun çoğu yeri sıçrayan sulardan ıslanan kirli sakallı o insana bakarak bir nefes daha çekersiniz sigaranızdan ve düşünmeye başlarsınız. Bu insan ailesine bir ekmek parası götürebilmek için neler yapıyor, belkide üniversitede okuyan bir çocuğu var ve ona para göndermek için çalışıyor. Bizler napıyoruz çoğumuz günümüzde bilgisayar başında oturup çalışıyor ve o adamdan daha çok para kazanıyoruz ama ne yazık ki o adamdan daha çok şikayet ediyoruz herşeyden.
iÇERDEN iZLEMEK iNSANA SULTAN SÜLÜMAN GiBi HiSSETTiRiR. gözler hürremi arar tabi ister istemez. her molada bitmek tükenmek bilmeyen kız kesme telaşı, romantik filmlerdeki yolculuk aşklarının aynısını yaşama isteği de tamamen bu hissiyattan ileri gelir. şöle bi harem falan, hey gidi hey..
yalnız başına yolculuk yapanların madem mola bi inip işiyeyim bi sigara içeyim diye dışarı çıkıp yarı uykulu bir şekilde yıkanan otobüse mal mal bakması olayıdır. çok seyrettim ama yapacak bir şey yoktu ki ben ne yapayım.
yemek ve tuvalet ücretleri çok yüksek olduğundan ve cebinde onlara verecek fazla parası olmadığından yapacağı en iyi ve ucuz hatta bedava işin otobüs yıkanma seranomisini izlemek olduğunu düşünenlerdir.
otobüsün o sıcak havasından buz gibi havaya çıkıp afalladıktan sonra gidip bi çorba içerim. dışarı geri çıktığımda artık beyin hücrelerim açılmıştır ve yapacak bişey yoktur. işte o zaman serin havada üşürken kafa dağatacak eylem yıkanan arabayı seyretmektir.
gecenin üçünde molamı olur bilader ? açılan kapıdan sırtımıza giren soğuk nedeniyle bari kalkayımda bi dolanayım denilir. inmişken bi çay da içilir. yarım saat mola bitmez.. yıkarlar otobüsü, bizde seyrederiz. otobüse dönülür. ses çıkarmadan konuşanları, duymadan uyunmaya çalışılır. uyunamaz. epey bi müddet sonra uyunur. otobüs yolculuğu zordur arkadaş.
işiniz yoktur.hiç bir şey yapmak içinizden gelmiyordur.otobüsün camlarından geçen su bile ilginç bi uğraş haline gelmiştir.ya da her şeyin üstünüze gelmesi ama dokunamaması farklı bi haz veriyordur size.
pek çok insanın molalarda ayılmak ya da boş vakit geçirmek için yaptığı şeydir. ama bazı insanlar otobüse nedense daha farklı bir gözle bakıyorlar. otobüsü cinsel obje olarak görmek diyebiliriz mesela. gerçekten de böyle bakanlar var yahu.