özellikle öğrencilik yıllarında mecbur olduğun için binmen gereken vasıta bir müddet sonra yaşamının bir parçası olur. ister istemez incelemeye başlarsın. analiz eder, tipleri tanırsın. çünkü yüzünü yıkar gibi, tuvalete gider gibi, binmek zorundasındır. istisnalar olsa bile genellikle aynı tipler vardır; işe giden ve her zaman otobüse binen asgari tipler, geleceği parlak olan güzel kızlar*, yaşlılar topluluğu-ki bunlar otobüste hiç sevilmezler, çünkü yerleri bankodur-, işi gücü olmayan gezme tozma insanları-bunlar misafir gibidirler-, vs... genellikle sürekli otobüse binen erkekler şunu bilmektedikler; arkalara gidilmeli veya uyumalı, yoksa yerinden olursun. onlar da haklı çünkü her gün yapılan bir şey de nezaket kalmamakta. bir de orta kapıyı açar mısın diye bağırınca sağır olmuş numarası yapan bir şöför mevcut-o her zaman asabidir-. arkaya doğru ilerleyelim'ci muavin abimizde her sabah olduğu gibi çok formda. bir kaç eksik veya fazla ile günlük yaşamın bir parçası olması sebebiyle bazen sıkıcı, bazen eğlenceli olabilmektedir. özellikle güzel kızların bulunduğu ve her sabah okula veya işe giden denginiz bir kız varsa ortam tadından yenmez.**
kesinlikle bir çift kulaklığı, iphone4'ü, okumak için herhangi bir kağıt parçası, kucağa koyulacak çantası olan insandır. bütün seferlerde aynı müzikleri dinlemesi, telefonun daima insanların görebileceği elde tutulması başlıca özelliklerindendir. ayrıca mimiklerini otobüse biner binmez kaybeden insanlardır.
cebinde parası yoktur ama gururu vardır. otobüs yolculuga basladıgı an o da kendi içinde yolculuga başlar.kimi zaman bir kız yanına oturdu diye ondan hoşlanır otobüs insanı. dertlidir otobüs insanı hep ayaktadır.ama özgürdür şehir onundur tabi akbil dolu oldugu sürece.