genellikle ilk duraklarda başlıyan inilcek yere kadar süren,mini-tek kullanımlık aşklardır,ilk durakta boş otobüsün en arkadan bir kaç önüne oturulur yan koltuga çanta ya da o tarz bir şey konur ve güzel kızımız beklenir çantadan dolayı kimse yanınıza oturmaz neredeyse tek sizin yeriniz kalır şanslıysanız bir kız yanınıza oturur,bakışmalar başlar,tatlıdır,masumdur,itiraf edilmelidir hepimiz yapmaktayızdır. *
koridorda oturanın camdan bakmasıyla başlayan, telefonu kurcalayıp sizin tarafınıza bakmayarak naz yapan, saçını kulak arkasına atarak dikkatinizi çeken kızla yaşanan aşktır.
yanınıza oturmadıysa da göz göze geldiğiniz bir mesafededir. gözleri size bakmaz ancak sizi görür,sizi takip eder.
gavur devletlerindeki gibi "merhaba bugün nasılsın?" gibi bir replikle kıza yanaşılabilir belki ama otobüsteki tırolar kızın cevap vermesine olanak vermeden tekme tokat dışarıya atarlar.
aşk da tam burada biter, yenisi gelen otobüse el kaldırmakla başlar. her otobüste yaşayan iki çift mutlaka vardır.
(bkz: otobüste kıroyla göz göze gelmek) neticesinde doğacak olan aşktır. ancak malum kıro, kıroluk yapıp bu aşkın başlamadan bitmesine sebep olabilir. **
universiteye giden, ve hayalleri olan gencler yasar daha cok bunu.. zira o genclerin hayalleri vardir, su an otturlar, gece gunduz calismaktadirlar, bahar gelmistir, herkes gezmektedir, ancak onlarin en iyi dostlari ders calistiklari odalarinin dort duvaridir. ve bu zamanlarda hayeller kurarlar, universiteyi kazanacak, aileden ayrilacak, cok guzel kiz arkadaslari olacak, calismakla gecinilen zamanin acisini cikartacaklardir. mavi gozlu bir sevgilisi olacaktir gencin universitede ah su sinav bi kazanilsa..bu zamanlarda en buyuk rahatlama kaynagi hayaller oldugundan, bu potansiyel otobuste gorulen kiz icin de kullanilir. o kiz sevgilin olabilir belki.
yillar gectikce o hayal edilen universite hayati yasanilabilmis midir bilinmez ama, o kizlar hala ayni otobuste gidip gelmektedirler biraz yaslanmis olsalar da, bu bilinir..
ilk görüşte başlar, genelde durak mesafesi kadar kısa sürelidir. kısmette varsa bir ömür boyu sürer. Kızılay'dan eve gelmek için 412 nolu otobüsü salise farkla kaçırdım, tabii kendi kendime serzenişte bulundum, yorgundum hesapta hemen eve gitmek vardı... başka durağa 225 geldi(o da bizim evin önünden geçiyor)hemen koştum, otobüste boştu oturdum en arkaya. iki durak sonra anladım 412 yi neden kaçırdım. önden arkaya doğru sanki güneş doğuyordu, boyu 1.65 cm kadar *, saçları omuzlarını örtmüş, yüzünün sol tarafında burnunun hemen yanında mercimek tanesi büyüklüğünde bir beni vardı... iki üç adım önümde durdu, parmaklarına baktım yüzük de yoktu, gözlerinden geçmişini okuyordum sanki içimi bir huzur kapladı yorgunluktan eser yoktu. gel buraya otur desem bir daha o yüze böyle rahat bakamam, boş ver dedim kendi kendime bu seferde tadını çıkart. ben bakınca doğal olarak o da baktı tabii farketti sonrada hoşuna gitti
bir daha ki durakta arkaya ilerleyecek ya iyice yanaştı. * sol yanımda ki adam kulağında kulaklık kitap okuyor, sağ taraftaki bayan buğulu camı biraz silmiş dışarıyı seyrediyor, sanki içerideki ortam bu otobüs aşkı için kurulmuş. dizlerime bir şey çarpıyor bakıyorum kızın çantası, fırsat bu ya o da bakıyor hemen bana. geride kalan binalara bakar gibi yapıyor yüzünü arkaya doğru çeviriyor, yüzüme daha derin bakmak istiyor ama benden fırsat bulsa. hadi diyorum başka taraflara bakıyorum daha doğrusu bakar gibi yapıyorum, bana bakarken yakalamak için. yakalıyorum bazen tabii, sonra tatlı gülüşme... etraftaki ışıklar sesler tanıdık geliyor bizim durağa yaklaşmışız zaman nasıl geçti diyorum yine kendi kendime, son bir kez daha bakıyorum otobüs aşkıma kısmet de varsa yine karşılaşırız... haftaya aynı saatte aynı otobüste.
iki durak arası kadar süren bir aşktır. aşkların en güzelidir bence. çünkü etkisi çok kısa sürer. ve bir sonraki otobüs seferinde yine bire aşk yolculuğuna çıkman içten bile değil!
son yolculuğumda beni eritmiş bitirmiştir. beni benden alırsan seni sana bırakmam diyecektim bir ara. ama bıraktım gitti. zira benden bir sonraki şehirde iniyormuş. ulan cepte para da var yardır antalyaya birlikte diyemedim içimdeki pezevengede.
hala yaşıyor olduğumuzun kanıtıdır, güzel bir heyecandır vesselam. hep merak ederim tanışıp işi iki durak arasının ötesine götürebilen olmuş mudur diye.