otobüs anıları

    52.
  1. şimdi hatırladığım saçma sapan bir anının dahil olduğu gruptur.

    birkaç yıl önceydi sanırım, kulaklığı takmış müzik dinleye dinleye gidiyorum, ineceğim yere yaklaştığımdan kapıya doğru yöneldim.
    ama bir gariplik var, kulaklık gelmiyor.
    bi baktım teyzenin biri kulaklığın kablosunu koluna dolamış, iki tur attırmış bildiğin. nası yaptıysa artık.
    dedim "ablacım kulaklığı alabilir miyim?" yüzüme bakıp keh keh güldü.
    kulaklığı çıkarana kadar iki durak gittim, gideceğim yere geç kaldım, işin kötü tarafı o günden sonra kulaklığın bir tarafı çalışmamaya başladı.
    teyzeee teyze.
    4 ...
  2. 9.
  3. trabzonda yaşadığım bi olaydır.arkadaşlarla kalkınmadan otobüse binmiş meydana gitmekteyiz.otobüs tıklım tıklım..şöförümüz herhangi bi durakta yolcu almak için durur ve şöyle bi manzara yaşanır..

    ş * : ha ordan biraz daha yanaşun da..
    k * : ....
    ş : ula arkada boşluk var diyrum yanaşsanuza!! *
    k : ....
    c * : ???? (bkz: neler oluyor)
    akabinde şöför kontağı kapatıp sigarasını alarak aşağı iner ve bi yandan şöyle der "ula siz sıkışmazsanız ben de ha burdan citmeyrum" ve sigarasını yakar..sonuç olarak..
    c : * (bkz: mavi ekran)
    k : .... *
    4 ...
  4. 51.
  5. insanın aylar sonra hatırladığında bile utanmasına neden olabilir.
    2015'in soğuk, boktan ve karanlık günlerinden birindeyiz. saat akşam 8 civarı, 4'ten 6'ya kadar durakta yollarını gözlediğim otobüsün içinde 2 saattir mahsur kalmış durumdayım. hava o kadar boktan ve ben o kadar yorgunum ki gözüm hiçbir şekilde inip de yürüyerek devam etmeye yemiyor.
    bu yivrenç atmosfer içinde ufukta bulduğum bir boş koltuğa çölde su bulmuş gibi koşup daha çevredekiler durumu anlamadan orta kapının içerinden ilk sağında kalan o güzel yeri kapıyorum. içimde tarif edilmez bir mutluluk var, etrafımdakilere "siz hala birbirinize dayayın ehuheh" bakışları atarken bu zevki ikiye katlamak amacıyla müzik açasım geliyor. kulaklıkları takıp telefonumu açıyorum. en bi çılgınlarından bi green day şarkısını seçip dokunuyorum play'e.
    bi tuhaflık var, ses garip geliyor ama ben tabiki de bunu pek siklemiyorum. köklüyorum sesi sona, birden tüm otobüsün başı bana çevriliyor.
    kulaklığı çıkarıp sesi kontrol ediyorum.
    sonrası sesli bir "hassiktir".
    her türlü hazırlığı yapıp kulaklığı telefona takmayı unutmanın ve tüm otobüse son ses dinletmenin utancı içerisinde götümdeki bokun donma ihtimalini siktir ederek otobüsten kıpkırmızı bir suratla iniyorum.
    4 ...
  6. 33.
  7. klasikleşmiş istanbul-izmit seyahatlerimden birini yapıyordum.
    efe tur' a ortak olabilirdim sanırım 8 senedir vermiş olduğum paralarla. neyse.
    otobüsün kalkmasına 7-8 dakika var.
    ben çocuk ağlamasına dayanamam hiç. sinirim bozulur, agresif olurum.
    ön koltukta anne ve çocuk (aslında çocuk falan değil, bildiğin piç amk) konuşurken çocuk birden ağlamaya başladı. ama öyle böyle bir ağlama değil. anırıyor resmen. sıktım dişimi. başka araba yok. inicem yoksa otobüsten. dinledim çocuğu. hem anırıp hem konuşuyor piç. çikolata falan istemiş galiba. öyle anladım. otobüsten fırladığım gibi çikolata, şeker, cips, kraker ne bulduysam aldım. annesinden özür dileyerek çocuğa uzattım. anında sustu yavşak. otobüs hareket etti.
    çocuk poşeti kurcaladı kurcaladı. birden bire "ama ben bunları istemiyoruğğğmmmmm ağğğğğğğğhhh" gibisinden sesler çıkararak sil baştan anırmaya devam etti. annesi pek vurdumduymaz. çocuk umurunda bile değil anladık. ama otobüsteki herkesin kafası sikildi. annesine rica ettim.
    "hanımefendi şu çocuk ne istiyor. bi susturun şunu, kafam şişti" dedim.
    kadın o kadar rahat ki, "ağlar ağlar susar ben alıştım" dedi. çıldırmamak elde değil.
    "ben sustururum o çocuğu dedim"
    "ağlamaya başladı bi kere hayatta susmaz dedi"
    yer değiştirdik kadınla. çocuğun kulağına eğildim.
    "bak güzel yavrum bi kardeşin olmasını ister misin?" dedim.
    çocuk birden ciddileşti. gözlerini sildi falan. şaşırdım.
    "hayırrrrr. oyuncaklarımla oynar annem babam onu sever" gibisinden bişeyler mırıldandı.
    "eğer susmazsan bi kardeşin olacak" dedim.
    bizim sözlükteki bazı ergenler gibi şımardı. "nasıl olacak?" dedi.
    "eğer ağlamaya devam edersen ananı sikicem az kaldı" diye fısıldadım kulağına.
    bilmiyo tabi garibim. sordu. "kötü bişey mi o" diye.
    "emin ol kardeşinin olmasından daha kötü" diyince.
    "bundan kötüsü olmaz bence. tamam sustum" dedi ve yol boyunca ağzını açmadı. annesinin sorduklarına bile cevap vermedi. arkasını dönüp bana bakıyordu konuşmadan önce.

    sonrası sessiz sakin, huzurlu bir yolculuk. mis...
    4 ...
  8. 31.
  9. köye gidiyorum. yorgunum. uykusuzum ve bu yüzden çok sinirliyim.
    yanımda oturan 30 yaşlarında köylü adam muhabbet kurmaya çalışıyor. üstünde yün ceket, gömleği son düğmesine kadar ilikli. konuşurken biraz da tedirgin, mahçup.
    uykusuzluk, yorgunluk... konuşma çabasını tersliyorum. adam hiçbir şey demiyor. ellerini birleştirip aynı mahçuplukla oturmaya devam ediyor.
    uyumaya başlıyorum. gözümü açtığımda kafamı, biraz önce terslediğim adamın omuzunda buluyorum. üstelik ağzım adamın ceketine akmış.
    adam bütün yol boyunca beni uyandırmamak için omuzunu kıpırdatmamış belli...
    mahçup olma sırası bana geçiyor.
    aklıma geldikçe utanıyorum.
    3 ...
  10. 2.
  11. ilginc bir ornek olarak : duraktan yavastan bypass giden otobuse 2 arkadas kosarak el sallanir, otobus durunca, kosarak el sallanmaya * * devam edilir, sofor ve yolcular dumur olur.
    3 ...
  12. 12.
  13. otobüse binersin kalabalıktır oturan kişiler ayaktakileri ayaktakiler oturanları süzer. etrafa bakarsın yapmak gereken şey yer kapmaktır. bi durak var yaklaşıyor araç. önünde durdugun adam hareketlendi sanırım kalkacak. evet dügmeye bastı hazır olmam gerek bu kalabalıkta ayakta durmak güç çünkü. hazır tetik beklemek lazım ve bütün gözler o koltukta şimdi. ve nihayet kalktı tam oturacakken

    -genç burda bayan var istersen o otursun...

    hassiktir yaaa. harbiden hassiktir yaaa...

    ya aslında ne kadarda yakınsın oturmaya yorgunlugunu bi nebze olsun orda dindirmeye.

    -ya abi siktir et boşver şimdi ölüyorum zaten yorgunluktan o da genç bende genç ve benim hakkım oturmak
    oda para verdi bende hem lafa gelince eşitiz. demek gelior içinden ama maalesef istemeye istemeye
    veriosun işte yeri.

    yapacak bişey yok etrafı izlersin kravatlı, paspal, yaşlı, genç, çocuk, polis, ögretmen, ögrenci, asker herkes iç içe
    hepsi otobüste ayakta.

    kravatlı acaba ne iş yapıor? kendisine işi düşenlere nasıl davranıyor? çok kasıyor mu acaba kendini? ama ayakta işte paspal acaba ne düşünüyor ne geçior aklından? yaşlıya baksana 3 güne kalmaz gider gibi gelior bana. çocukların işi ne ki
    tek başlarına? polis neler yaptı acaba bugün? olurda karakola düşersem bana nasıl davranır? yanımda duruor ve terliyor.
    aynı kaderi paylaşıor benimle ama tanımıyor. şimdi yarın istemiyerek bir olaya karışsam bana nasıl davranır acaba. görevini yapıyo kardeşim mi dir cevabı. ögretmen ne düşünüyodur? ögrenci ona bakıyor aklında kimbilir neler geçior uzman
    çavuşun işi ne acaba burda.

    --müsade edermisiniz

    **pardon tabii buyrun...

    yaa bu ne 3 kişi iniyor 10 kişi biniyor. hay sokim yaaa.

    --biraz daha ilerliyelim arkadaşlar lütfen ortalar boş

    **ya kardeşim nereye gitcez. maymunmuyuz biz üst üste nereye kadar alıyorsun ya.

    --abicim 3 kişi kaldı akşam saati kalmasın vatandaş.

    herkesin içinde sikim vatandaşınıda senide geçiyor bence. binmek isteyenlerde amına koyim 2 adım atsalar ölcek sanki

    kesin böyle bakışlardan belli.çok garip durum her iki kısımda haklımı haksızmı bilmiorum ama
    boşalmanın zirvesindeler.yapacak bişe yok ilerlemek lazım akşam saati beklemesin vatandaş.


    aha en boktan yere geldim. harbi şimdi boku yedim işte. var yaa harbi katillik bi durum. o agzına senin
    senin insanlıgına sana bunu yap diyenin de bunu üretenin ve satanın da ben taaaaa kalp atışım hızlandı titreme geldi
    lan ne ileri ne geri nede başka bi yere hareket etmek var. tipine soktugumun adamı da harbi tam uyuz tam kulagımda yaa.
    ya bi insan nasıl böyle geviş getirmeyi becerir o sakızı sokim götüne. ya insan gibi çigne şunu aslında hiç çigneme
    gırtlagını kesmek istiyorum inan bunu yapabilirim şu durumda lanet olsun şansıma sokim.

    --abi biraz sakin çignesen şunu

    **rahatsızmı oluyorsun?

    bak şimdi ya siktir et geber öl yok ol it adam.

    --pardon yol verirmisiniz?

    **kardeş nerden verim

    --yaaa yol ver

    yarar geçersin o sinirle hırslıca ilerlersin küfür ederek içten gebertecem ya. hafiften kafanı çevirirsin yan gözle bakarsın hala geviş getirip seni izler kafa sallıyo birde siktim olum seni demek rahatsız oldun bakışı var lan bu adamda.

    hay sıçayım lan nasıl da kokuyo adam. ya hiç mi yıkanmadın abi. ne bu yaa...bayıldım lan.
    hay anasını ya kimsede inmiyor ki. ne otobüsmuş yaaa. şurdaki kızda banamı bakıyor siktir et olm erkek var yanında.
    şu oturan kızda fena degilmiş burnu biraz büyük ama yinede iyi biri ama gözleri kapalı bunun uyuma aç şunları
    bi göz göze gelelim. abi az sallanma arkamda ki adam da ikide bir götünü çarpmasa olmuyor. bu kız ne okuyo yaa abi şu kulak kıllarını yaktırsana bu çocuk niye bana baktı ki şimdi.

    off... harbi sıkıntı bastı yaa bu sıcakta hiçde çekilecek bi durum degil aha durak dügmeye bastılar bayaga bi
    hareketlenme var incek kişi çok galiba.

    --siz şöyle geçin isterseniz yer degişelim

    tabii amına koyim nedemek

    o ara kafanı çevirirsin köprüden şirin evler kısmına trafik tıkalıdır bir bu eksikti en iyisi oturmak
    ilerden teyze gözüne bakar evladım ben oturayım gibisinden hiç umrumda degil kusura bakma öldüm
    zaten valla kimse kusura bakmasın kimsede niye vermedim diye de düşünmez otobüste düşünen varsa kalksın kendi versin yeri

    az bi şey ya az kaldı şirinevler duragına gelmişiz zaten kurtuluyorum yaaa 1 durak sonra ne sen varsın hayatımda
    nede digerleri birazdan özgür olcam işte.

    bu yaşlı teyze niye bana dogru geliyo şimdi.

    --evladım

    **efendim

    --b.evler duragı burasımı?

    *bende orda incem teyze yardım ederim

    -ben şu hastaneye gitcem götürürsün dimi?

    *off off
    6 ...
  14. 32.
  15. an itibariyle sırtını otobüs direği ile kaşıyan adama da rastgelinmiştir. ağaç sandı herhalde.
    2 ...
  16. 7.
  17. yaşanmıştır. iett otobüsü taksimden cnr fuar merkezine. sene 2003
    kag:kalabalik güruh
    tas: telefonu acan sahis
    sof:sofor
    tel:telefon
    yat: kendini ayar vermeye adamış yaşlı teyze
    kgi: şoföre olayı ispitleyen ajan
    oto: yeşil otobüs çiçek böcek, mercedes

    tel-zrrrrr
    tas-alo hede hödüü....
    kag- cik cik cik...
    tas- hede de hödö ben gelcem sen git
    kag- CIK CIK CIK (büyük harfle)...
    tas- xxx yyy aas ss hede devam
    yat- genc kapasana telefonu bozulcak araba.
    tas- hede hodu.. ha ne yok bi şey olmaz
    yat- kapasana bak yasak diyo yeşil otobüste kullanmak..
    tas- yaw etkilemez bu telefon otobüsü, öyle olsa baz istasyonun yanından geçerken bozulurdu.
    kgi- ... fisir da fisir (direk söylemez yanındayken şöfor yanındayken topluluğa der) bozacak şimdi adam cep telefonu ile konuşuyor...
    sof- ...dink.. (adamın kafasında ampul yanar)...
    10 sn sonra...
    oto- ....zooooorrrrrrrrrkk...vvnnnn n n n. (durur)
    sof- homur homur... kardesim kim kullandı cep telefonu ahan da bak bozuldu işte....
    (çalıştırmaya çalışır)
    oto- vvvaaannnnnnrr ... zırt.. vvnnnn n n.
    sof- kimdi o bozan .. ha şimdi işin yoksa it otobusu, hadi beyler itelim...
    kag- homur homur, telefonu açan şahsa laflar falan ... otobüs itilir.

    yani sevgili halkımız otobüsü yapan mercedes'e değil de konuşmayı yasaklayan iett'ye artık inanmıştır. (araştırın bakın mercedesin cep telefonunun yeşil otobüsü etkileme ihtimalinin kafanıza uçak düşmesiyle hemen hemen aynı olduğunu der.)
    2 ...
  18. 10.
  19. taze taze bir otobüs anısıdır.
    birkaç saat önce gölbaşında dar bir yola dönmeye çalışıyordu otobüs ama dar yola bir de park eden reno toros yüzünden dönemedi ve öylece kaldı. bunun üzerine şoför bir süre korna çaldı ama olmadı. beş dakika kadar bekledikten sonra indi otobüsten aracın kapılarını kontrol etti. kapısı açık olan torosun içine girdi, el frenini indirdi biraz gittikten sonra otobüse bindi o sırada içinde kimse olmayan araç gitmeye devam etti ve bir süre sonra kendiliğinden durdu. otobüstekiler kahkahalar atarak yola devam etti.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük