ilk defa annemle köye giderken rastladım bu poşet suya.. çocukluğumdan aklımda kalanlar arasında unutamadığım bir yolculuğun başrolündedir bu nesne.. muavinin ilk başta dağıttığı bu zımbırtının, pipeti içine sokma kısmı o kadar çok hoşuma gitmişti ki muavinden istemeyi kesip, bizzat gidip alıp içmeye başladım. içmek istemesem de muavinin ters bakışları yüzünden, * açınca mecburen içmek zorunda kalıyordum. buradan sivasın yaklaşık 15 saat sürdüğünü ve yalnızca iki mola verildiğini düşünürsek bir çocuk için çişini tutmak bu sürede imkansızdı. sıkışınca anneye "sıkıştııım" demek yeterliydi tabi.. bir, iki , üç.. derken en sonunda muavin "hanfendi tutsun biraz, ilerde mola vercez" demesiyle annemin "ne demek tutsun, çocuk bu altına mı yapacak? durdurun otobüsü!" diye yankılanan sesinden sonra kimse diğerlerinde sesini çıkaramamıştı. muavinin su dolabını kapatması bile kar etmedi, "anneee susadıım" demek yeterliydi. gidene kadar en az 5 kez mola harici durduk. her seferinde 45 kişilik koca otobüsü kenara çektirip, bütün yolcuların beni seyrederek beklemesi gözümün önünden gitmiyor..
Şu an halen bazı otobüs firmaları tarafından kullanılan yalnız tat olarak ağır plastik tadı veren, insanın gereksinim duyduğu su ihtiyacını karşılamak şöyle dursun su içtim mi içmedim mi diye beynide yoran ikincisi istendiğinde muavin dediğimiz ve genelde ters ters bakmasıyla ve söylenmesiyle ünlü insan modelinin yol boyu maruz kalacağınız dik bakışlarını ateşleyen Şekeri yetmeyen poşet çay ve şekersiz nescafeden sonra istenen şeker, elinde kola tutmasına rağmen fanta (bazı yörelerde sarı da denir kendisene) istenmesi durumu ve bu üçlünün tamamlayıcısı olan suyun paketlenmiş hali.