genellikle sağlam laf sokan amcalardır, hatta şöyle bir şehir efsaneleri bile vardır:
bizim amca otobüse biner ama her yer doludur, arkada zıpır bir cocugun teki oturmaktadır ve bizim amca ;"gidip şunun başında dikilirsem belki dayanamaz kalkar, bana yer verir diye düşünür". amca gider bastonuyla cocugun yanına, ama otobüs zırt pırt hareket ettiğinden amcanın bastonu habire kayar bir saga bir sola. cocugun kalkacak gibi bir niyeti yoktur ve amcaya bakarak şöyle der :" amca , o bastonun ucuna lastik taksaydın böyle kaymazdı", amca sinirlenir tabi, yer beklediği cocuktan akıl almıştır ve dayanamaz şunu der :
" o lastiği yıllar önce senin baban taksaydı, şimdi orda ben oturuyordum eşşolusu"....
en garip sorularla sizi bunlatan, o an aklına gelen herşeyi ve tüm ailesini bir çırpıda anlatan amcalardır. ama otobüsten inince şöle bir düşünürsünüz, isyan ettiğinize üzülürsünüz. belki kimsesi yoktu, yakın buldu dersiniz. ama olan olmuştur. bundan ders çıkarmaz bir sonraki amca içinde aynı düşüncelere dalarsınız önünüzdeki yolculukta.
sabah sabah sınava giderken ve önünüzdeki defterden çalışırken "evladım, kalkar mısın, ben dizimden rahatsızım" şeklindeki uyarısıyla, sizi istemeye istemeye yerinizden kaldıran ipnemsi amcadır.
öndeki motoru kaldır, arkadaki zibidiyi kaldır, ne bileyim yandaki polisi.. yok o polis, kaldırma onu...
sabahtan akşama kadar kolpa yaptıktan sonra, otobüse binip 9 saattir okulda zaten iflahı kesilmiş genç bünyeleri germesi amacı ile belediye tarafından her otobüste 1 tane görevlendirilen kalifiye amca.