ülkemizdeki sosyal sınıf uçurumunu en iyi şekilde fark ettirebilecek bakışlardır efenim bunlar. özellikle trafik ışıkları yakınındaki duraklarda bu durumu gözleyebilirsiniz. geçin oraya ve kırmızı ışık yandığında duraktakilerin arabadakilere bakışlarını gözlemleyin, ne dediğimi anlayacaksınız. arabadakilerin bakışlarını duraktan ve dahi duraktakilerden kaçırması ise savıma kanıt niteliğindedir.
korkulu ve ürkek bir tavırla beklerler arabalarında çünkü onca dakikadır o durakta otobüs bekleyen insanlar hırs küpü olmuştur. skicek adam aramaktadırlar. ve o an orda, durumu itibariyle, buna en uygun kişiler özel araba sahipleridir. soğuk havayı gözüne gözüne yiyen orta direk elbette bu kininde haklıdır. olan var olmayan var lan! nasıl ki bir dönem sucuk reklamları geç saatlere sarkıtıldı aynı şekilde otobüslerin güzergahı da değiştirilmelidir. özel araçların giremeyeceği yerlerden yapılmalıdır bu taşımalar. aksi halde toplumsal bir kaos kapımızda, benden söylemesi.
öylesine baksalar da, bakılana kendisini kötü hissettiren bakıştır. hele ki, arabanız yoksa ve bir akrabanızın arabasındaysanız, "vallahi, araba benim değil. inicem birazdan. dönüşte ben de otobüse binicem." diyesiniz gelir. görünüşe aldanmamak gerekir. tanıdığının veya akrabasının son model arabasına beş parasız binenler vardır. arabanın koltuğuna kurulmuş görünen o insan, belki de bir derdi için koşturmaya gidiyordur.
çocuklar açısından bakıldığında tepetaklak gözüken durumdur. zira uzun bir tatile giden çocukçağız babasının son model arabasında olmaktansa, daha yüksekte olan ve daha büyük camları olan birsürü koltuğu olan otobüste olmayı yeğler. o otobüste olamamasının hırsını da ''baba şu otobüsü geçelim, hadi baba geç geç geç'' diye tezahüratlarıyla alır.
arabadakiler otobüs durağındakilere ne kadar fiziki olarak aşşağıda olmalarına rağmen yukarıdan bakıyor ise "otobus duragındakilerin arabadakilere bakısları" o derece eziktir.