sadece bizim bu taraflarda mı oluyor bilmiyorum ama otobüs yaklaşırken teyzeler otobüse dogru kosmaya başlayarak duragı terk ediyolar ardından iki üç kişiyi iterekten binip şoföre "kapı tamam" diyerek benim gibi garibanlar binemeden otobüsün gitmesini saglıyolar. Dur diyecek oluyorum diyemiyorum kapı coktan kapanmıs oluyor.
En önde olunca bile bi bakıyorum önümden 3 tane teyze binmiş bile kalabalıgı yararak.*
gelen otobüse olabilecek en kısa zamanda binmek için yaşanan gerginliktir. insan doğası gereği otobüste münasip bir boş koltuk ya da ayakta da dursa kolunu, kıçını dayayabileceği bir yer arayışı içindedir. öyle 3-5 kişinin beklediği duraklarda da olmaz bu gerginlik. her daim kalabalık olan, özellikle iş çıkışlarında daha da yoğunlaşan duraklarda görülür. şöyle ki:
durağa geleli 20 dk olmuştur, bineceğiniz otobüsü 5 dk önce kaçırmışsınızdır. geldiğinizde 3 olan toplam durak mevcudu, o 20 dakikalık sürede 35'e çıkmıştır. herkeste bir sıkıntı, oflayıp puflamalar, bir aşağı bir yukarı yürümeler vs... tüm durak ahalisi onu, onları istediği yere ulaştıracak otobüsü beklemektedir. derken otobüs karşıdan görünür, işte o andan itibaren mevzubahis gerginlik başlar. şimdi artık yapılan hiç bir hareket, atılan hiç bir adım tesadüfi değildir. hepsi bilnçli ya da bilinçsiz işletilen bir planın aşamalarıdır.
bu durumda kişinin yaptığı ilk iş, otobüsün duracağı yeri kestirmeye çalışmak olur. biniş kapısının denk geleceği nokta, otobüsün hızı, durağın pozisyonu, etrafta park halinde duran araçlar gibi değişkenlere bağlıdır. lisede matematikten toslayan kimseler bile bu hesaplamayı kendilerince en doğru şekilde yapar. dolayısıyla otobüsün durmasının beklendiği noktaya doğru bir yoğunlaşma olur. bu yoğunlaşma da sinsi planın 2. adımını devreye sokar: önündekini geçme. 1 sıra öne geçmek için bile yoğun bir çaba sarfeden bu insanoğlu, öyle egzantirik ve uzun mesafeli adımlar atmaya çalışır ki, insan, insanlığından utanır.
(bkz: insanı insanlığından utandıran insan)
kimisi bu tür uzun adımlar atıp göze batmayı kendine yediremez, ama çok sayıda minik adım atarak hedefine doğru yönelir. otobüs durduğunda ise kapının önünde bulunan şanslı kesimlerin bir kısmı birden kibarlaşır. bayanlara, yaşlılara öncelik tanıyan beyler çıkar. nasılsa en azından ilk 5 garantidir. ama herkes aslında bunları çok doğalmış, öyle spontane gelişmiş gibi bir edayla yapar. bu durumun iki istisnası vardır. brincisi bu hareketleri çaktırmadan değil, adeta öküzcesine, etraftakileri itip kakarak yapan hayvanlar, ikincisi de tüm bu olanları sallamayıp, arkada sıranın erimesini bekleyen kalender insanlardır. işte o insanlar candır, canandır.
otobüse binilir. herkes kendine iyi-kötü bir yer bulur. az önce boşalan durak da yeni bir gerginlik için misafirlerini beklemeye başlar.