Mersin deplasmanina gitmistik, bilader ben boyle bi yolculuk gormedim. Ulan git git bitmiyor otobus zaten savastan kalma. Her 100 km de bir aq otobusu bozuluyordu 24 saatte istanbula donmustuk.
Hosttan kahve isteyeceksin. Sonra açıcaksın en sevdiğin şarkıların listesini takıcaksın kulaklığını yolu izleyerek anın tadını çıkaracaksın böyle olunca tadından yenmez. Yok eğer zaman geçmiyo,daraldım,bunaldım dersen zehir edersin.tercih senin tabi.
pili dolu bir mp3 player varken en sevdiğim yolculuktur. 14 saat yolculuk 20 dakka gibi gelmişti lan yok böyle birşey. ne dinliyorsun diye sorana söylemem. gizli.
doğu illerinden batı illerine yapılıyorsa eğer rahat 15 kez askeri polis, jandarma ve ne olduğu belirsiz köpekli özel timlerle yolcu ve bagajların arandığı yolculuk olacaktır. insan kendi ülkesinde diken üstünde seyahat ederken gerçekten hayret ediyor.
avrupa'ya gitmek için yaptığım yolculuktur. muş'tan ankara'ya oradan da istanbul'a yaptığım yolculuktur. tabikide en güzel yeri ankara istanbul arası bolu yoludur....
Bitmez. Hele ki sırf sevgiliyi görmek, ona dokunmak, yanında olmak için çekilen 13 saat.. O uzun yolda düşünülen onlarca şey. Birkaç gün sevgiliyi görmek uğruna bıkkınlık veren seyahat. Insanı otobüs yolculuğundan bıktırır.
artık bitsin denilen yolculuktur yorgunluktur kemikleri ağrıtan uykusuz bırakandır. O değil benim bunları bilmeme rağmen gündüz 12deki buluşmaya yetişme çabam nedir?
en güzel yolculuktur efendim. hele o gece yolculukları yok mu. kafanı dayarsın pencere kenarına, herkes uyumuştur içeride loş bir ışık vardır, dalarsın türlü türlü hayallere. bir de kışsa mis. mola yerinde inersin karlı karlı etraf, temiz havayı çekersin içine.
hiçbir uçak tutamaz otobüs yolculuklarının keyfini.
otobüsle 21 saat sürse de uçaktaki o 2 saat kadar sıkıcı olmuyor efendim. ölüp ölüp diriliyorum sıkıntıdan.
otobüste çevrenizde küçük çocuk varsa sabaha kadar ağlar muhemelen bu olmadı çevrenizde hareket eder etmez uyuyan ve durmadan horlayan bir amca vardır o da yoksa kesin bir teyze sürekli o ince sesiyle konuşur her otobüsteki aynı teyzedir rivayete göre...
Gece molaları çok zevklidir bu uzun yolculuklarda. ceketini giyer dışarı çıkarsın, yanında tanıdıklarında varsa eğer daha zevklidir. Yoldan arada sırada geçen araçların gece sessizliğinde ki sesi. Homurdanan uykulu gözler. Yıkanan otobüsler. Ve tabii ki bir lamba altında gece sigarası içmek. Canım çekti lan!
eğer arkanızda aksırıp tıksıran bir okuz, 4 koltuk etrafınızda 0-7 yasları arasında bır cocuk ve ona eslık eden yaslı teyzecıklerden olusn bır ordu yoksa gayet keyıflı gecebılecek yolculuktur.
koltuğa sığamayacak kadar uzun boylular için sanki iki bacağını kaybetmiş gibi hissettiren bir uyuşmaya neden olan, öndeki kişinin koltuğu geri yaslamasıyla nerdeyse önde oturanla akraba olacak derece yaklaşan, ne yaparsa yapsın uyuyamayan üstüne üstelik yanındaki yol arkadaşının horlamasına maruz kalan, mola yerlerinde ihtiyacını otobüs kalktımı kalkıcakmı diye düşünmekten rahat gideremeyen ve yolculuk bittiğinde çok şükür, bidaha binersem vb.. gibi söylemleri söylşettiren yolculuk türüdür.
istisnasız her defasında muhabbet etmeye çalışan bir amca, evde hazırladığı kokulu yiyecekleri size ikram etmeye çalışan bir teyze ve yolculuk boyunca hiç susmadan istikrarlı olarak ağlayan bir bebeğin bulunduğu yeter artık bitsin denilesi ızdıraptır.
insana afakanların basmasına neden olan yolculuktur. aaaaaaaaaaa diye bağırmak istersiniz biyerden sonra. bacaklar uyuşur mola olsa da insem biraz hareket etsem dersiniz. insan resmen oturmaktan yorulur.
adamın anasını ağlatır.ayda yılda bir yapılmışsa süperdir.ama 12 saatlik yolu ayda bir, 15 günde bir otobüsle giden bir öğrenci için işkencedir.gece osuran mı dersin, ayakkabılarını çıkaran mı dersin, çalışmayan kulaklıklar mı istersin.alayı var.