Her an birinin yüzüne boşalabilir endişesinden bağımsız sol çaprazımda kulağında kulaklık ağzı açık vaziyette uyuyan dayının koltuk televizyonundan yayılan minik ışık hüzmesinin oluşturduğu uyku düşmanlığıdır.
bela teyzelerin varlığı. pek de bir sıkıntısı olmamasına rağmen, menapoz sıkıntısıyla sağa sola saran, "kim parfüm sıktı" nidalarıyla göğü inleten teyzelerdir bunlar.
yolculuğun süresi uzadıkça hareketsizliğe bağlı (bkz: emboli) riskinin artmasıdır. öyle yorgunluğa, sırt, boyun ağrısına falan benzemez icabında adamı götürür.
uzun boylular için işkenceden ibarettir. vücuttaki tüm kemiklerin yer değiştirdiğini hisseder insan. boyun, omuzlar tutulur. ayaklar uyuşur. uyuyamazsın. vakit geçmez. evde oturmak en iyisi galiba.
uzun yolculukta eğer kesişebileceğin , peşinden koşabileceğin bir dişi yoksa, yol boyu uyursun , her yanın tutulur lanet edersin.
ama eğer bir dişi denk getirdiysen, hop bir bakmışsın yolculuk bitmiş.
benim gibi uzun boylular için iki koltuk arası mesafenin dar olmasıdır. bu ne ki diyenleri duyar gibiyim bi dakka daha kötüsü ön koltukta kocaman abla oturup koltuğu son ayar yatırmaya çalışması daha mı yetmedi o kadının yanına 15 yaşlarında bir ergenin oturmuş olmasi hem elemanın hem kadının kucağında iki tane bebe bulunup yol boyu zırlamasıdır al sana kombo.