kulağa kulaklık, slow bi parça ve düşünmeniz gereken şeyler. keşkelerle başlayan şeyler tabi. insan gerçekten yapmadıklarından pişman oluyor. 4 sene boyunca keşke dedim. ve keşkelerime hep cam kenarı koltuk, kulaklık ve yerinde olmayan ama ağrıyan bi kafa eşlik eder. ne zaman keşkeleri bırakırsın, o zaman hayatını yaşarsın.
eğer uzun, şehirler arası gündüz yolculuğu ise yaptığınız, tadından yenmez bir eylemdir. böyle dalarsınız uzaklara, bazen dağlara tepelere, bazen uçsuz bucaksız bozkırlara, yeşil çayırlara bazen. eliniz de boş, yapacak birşey yoktur yolculuk esnasında, düşünürsünüz artık.
geçenlerde konya ya gidiyorm otobüs camından dışarıyı, yine böyle bozkırları seyrederekten düşüncelere daldım, dedim kendi kendime buralardan ne insanlar gelmiş geçmiş tarihte. malumunuz konya aksaray yolu bir zamanların ipek yolu güzergahıdır aynı zaman da. ticaretler yapılmış kervan sürüleriyle,birbirine girmiş karamanoğlusu,selçuklusu, osmanlısı buralarda,ipek yoluna egemen olmak, orta anadoluyu ele geçirmek şu bu gibi amaçlarla. böyle gözümün önünde canlandırdım tarihi. nasıl insanlardı acaba onlar nasıl hitap ediyorlardı birbirlerine bu yollardan geçerken. espri yapıyorlarmıydı acaba birbirlerine yorulduk looo iki dinlenekmi diyorlardı ezik piyadeler topçubaşlarına. ne dinlenmesi bre zındıklar daha karamanoğlu var topuğundan vuracağız mı diyorlardı onlar da onlara.
ışıklarda yan tarafa başka bir otobüs denk geldiğinde, iki otobüs yolcularının da birbirlerine mülteci kampındaki iki karşıt grup gibi baktıkları görülür.
ara da bir de uzaklardaki elektrik direkleri falan sayılır, nereler doğru gittikleri merak edilir, daha sonra da "vay be nereler elektrike gelmiş" diye hafiften bir merakla mutlu olur insan.
Zorunlu olarak izlemek en beteri olsa gerek ottibüste malum yerlere veya göz göze gelmemek için izlemek...Yada ayaktakilere yer vermemek için izlemek..
uzun sürecek olan otobüs yolculuklarında yapıldığında, özlemi andırır. sevdiğinden ayrılmanın acısını, hasret dolu günlerin başlayacağını gösterir. yüzündeki eda,bunun dışa vurumudur.
camdan dışarıya bakarken yansıyan yüzün, onu getirir aklına bir anda. sadece onunla değil, tüm değer verdiklerini gözünün önünden geçirir.ağlamaklı olursun. sesler canlanır kulağında.onların o güzel sözleri.
kafanı dışarı bakmakta olduğun cama yasladığında, tenlerin soğukluğu yüzünde olur.başını gökyüzüne kaldırdığında ay ışığın, yıldızlar ise yüzlerin izleri olur.
kısacası camdan dışarıyı seyretmek, insanı alıp başka diyarlara sürüklemek demektir.
şehirler arası yolculukta, can kenarından geride bırakılanları izlemektir. geçen yolları, geçen yılları, geçen hayatları yad etmek için en güzel zamandır.
farklı şehirlere yolculuk ediyorsanız gözünüzün yeni mekanlar, güzellikler görmesi açısından yararlıdır; lakin her gün gide gele görmekten bıktığınız yerleri görmek pek de iç açıcı değildir.sadece kalabalık otobüsteki insanlarla haşır neşir olmamak, göz göze gelmemek için boş boş bakınırsınız. bir süre sonra boş boş bakınmalar hayallere döner. hatta öyle bir dalarsınız ki eğer zamanında uyanamazsanız durağı kaçırmanız muhtemeldir.
kulağında bir ezgi ve aklında takılıp kaldığın düşüncelerinle yapılan eylemdir. etrafına bakmayı, olanı biteni izlemeyi, görmeyi öğretir *. güzel bir eylemdir hatta alışkanlık haline gelebilir öyle ki sırf bunu yapmak için dışarı çıkar ve otobüse binersiniz.
özellikle belediye ve halk otobüslerinde, kişinin etrafındakilerle sosyal mesafesini koruyabilmesi için yöneldiği eylem. aksi takdirde olması gerekenden daha yakın bir mesafede tanınmayan bir kişiyle yüz yüze kalmak gibi istenmeyen bir durum oluşabilmektedir.