eğer uzun, şehirler arası gündüz yolculuğu ise yaptığınız, tadından yenmez bir eylemdir. böyle dalarsınız uzaklara, bazen dağlara tepelere, bazen uçsuz bucaksız bozkırlara, yeşil çayırlara bazen. eliniz de boş, yapacak birşey yoktur yolculuk esnasında, düşünürsünüz artık.
geçenlerde konya ya gidiyorm otobüs camından dışarıyı, yine böyle bozkırları seyrederekten düşüncelere daldım, dedim kendi kendime buralardan ne insanlar gelmiş geçmiş tarihte. malumunuz konya aksaray yolu bir zamanların ipek yolu güzergahıdır aynı zaman da. ticaretler yapılmış kervan sürüleriyle,birbirine girmiş karamanoğlusu,selçuklusu, osmanlısı buralarda,ipek yoluna egemen olmak, orta anadoluyu ele geçirmek şu bu gibi amaçlarla. böyle gözümün önünde canlandırdım tarihi. nasıl insanlardı acaba onlar nasıl hitap ediyorlardı birbirlerine bu yollardan geçerken. espri yapıyorlarmıydı acaba birbirlerine yorulduk looo iki dinlenekmi diyorlardı ezik piyadeler topçubaşlarına. ne dinlenmesi bre zındıklar daha karamanoğlu var topuğundan vuracağız mı diyorlardı onlar da onlara.
kulağa kulaklık, slow bi parça ve düşünmeniz gereken şeyler. keşkelerle başlayan şeyler tabi. insan gerçekten yapmadıklarından pişman oluyor. 4 sene boyunca keşke dedim. ve keşkelerime hep cam kenarı koltuk, kulaklık ve yerinde olmayan ama ağrıyan bi kafa eşlik eder. ne zaman keşkeleri bırakırsın, o zaman hayatını yaşarsın.