Kisinin kapsama alani icerisinde bakacak daha guzel bisey(karsi cins) bulamayip zamani oldurmek, ayni zamanda otobusun gittigi guzergahtaki topografya hakkinda bilgi edinmek amaciyla yaptigi eylemdir.
özellikle gece yolculuklarında uzaktan ışıkları görünen şehire yaklaşılır sonra bir diğeri başlar... gece yolculukları acaba bu yüzden mi çok güzeldir.
eğer emro iseniz sizin zihninize hayatın fonunda çalına olan müzikler yerleşir, insanları izlersiniz, her birinin ne kadar farklı olduğuna bakarsınız, insanların içilerinde ölen çocukları farkedersiniz, neden hiç gülen yok diye merak edersiniz, ulan birinizde gülsün be dersiniz, manitalarıyla gezenlere imrenerek bakarsınız, ulan bari onlar gülsün dersiniz, sonra aklınıza sevdiğiniz insan gelir, biraz üzülürsünüz, bakışlarınız artık donuklaşmıştır, ineceğiniz yere geliyorsunuzdur, kafanız artık o kadar karışıktır ki koskoca otobüste gözünüzün önündeki eşşek kadar kırmızı dur tuşunu görmeyip durakta inicem diye bağıran tek kişi sizsinizdir, neysedir, önemi yoktur, herkes anlar sizi, yazık der, herlade sevgilisi terketmiş derler, gençliğe yazık derler, arkanızda ki tek sese bile kulak asmadan aşşaıya iner ve yavaşça uzaklaşırsınız.
bazen dalıp sevdiğini düşünmek bazen buğulanan cama kalp çizip içinden ok geçirmektir. Uzaklara dalıp dalıp hayal kurmaktır, Asla bitmemesini istemediğin bir rüyanın başlangıcı olur kimi zaman. O otobüsten inene kadar o pencere anlatır sana ne istediğini neyi sevdiğini. ***
aklına gelen şeylerle yüz ifadesinin değişiminden mütevellit olaydır. zaten izlenen şey dışarısı değildir, beynin içindekilerin kısa metraj film halidir. bu durumda da aklına gelen şeylerle yüz ifadesi değişir. genelde asabi bi hal alabilir. **
genelde:
-ibneye bak ibneye tek başına binmiş arabaya gel keyfim gel biz de burda sosis gibi dikilelim anasını satıyım" tipi söylemlerle süregiden eylem
kulakta güzel müzikler, depresif v.s triplere girmiş tam dışarıyı izlerken camınızın önüne bir diğer belediye otobüsü gelir. ordaki otobüs camından dışarıyı izleyenlerle göz göze gelirsiniz. işte o zaman boku çıkar. bir anlamı kalmaz.
kulaklığınızı takıp mp3 çalarınızdaki şarkıları dinleyerek yaptığınızda, geçilen her durağı,sokağı, insanları klip izler gibi izlemek , gözlemlemek bağlamında hayatın çok ilginç olduğunu düşünmek.Kafanızda o insanların hayatını kurgulamak.
bu yolculuk eğer şehirlerarasıysa tadından bitmesi istenmeyecek yolculuktur. kulağınızda mp3 çalarınız ve seçtiğiniz birbirinden güzel şarkılarla yol alırken camdan baktığınız o dışardaki hayat size bambaşka gelir, meraklandırır, düşündürür. yeri geldiğinde kaleme kağıda sarılıp gördüğünüz ve ilginizi çeken şeylerle ilgili birşeyler yazmak istersiniz.***
lan yine yaramı deştiniz bak bu başlıkla. söylemeyeyim diyorum illa söyleteceksiniz! söyleyecem o zaman! iyi dinleyin ters koltuklara oturan güzel ve mini etekli kızlar! lan sizin yüzünüzden her gün bindiğim otobüsün geçtiği yerdeki coğrafi şekilleri ezberledim. üniversiteden sonraki 3.durağın ordaki ağaca kuş konsa , ondan bile haberim var artık. yeter be! ya bunu giymeyin , ya da ters koltuga oturmayın! sizin yüzünüzden dışarıyı seyrede seyrede imanım gevredi be!
bilenler bilir efenim , bu bursa denen güzide ve bir zamanların yeşil şehrindeki otobüsler artık değişmiştir. körüklü otobüsler gitmiş yerlerine probus denen yeşillikler gelmiştir. bu otobüslerde de şoförün arkasına , normal oturma ve gidiş yönüne ters 2'li bir koltuk koyuyorlar. üzerinde de bir tabela;
''lütfen hamile , gazi , sakat ve mini etekli bayanlara yer veriniz...''! haydaa!! her şeyi anladım da mini etekli bayan neden orada oturmakta ısrar eder , onu anlamadım. aslında onu da anladım da , anlamazlıktan gelerek işin zevkini çıkarıyorum sen de anla.
hahahayt fahrenhayt! dedikten sonra bununla ilgili bir de olaya şahit oldum. hanım ablamız oraya oturdu bir gün. etekler fora , yolcular ve kaptan zaten alabora... herkes göçük... millet nereye bakacağını şaşırdı şerefsizim! sonra ordan bi cengaver bir hışımla geldi olay mahaline. asıldı mı kadının karşısındaki tutacağa! asıldı asıldı! hem de ne biçim... sonra millet ilerledi, bu adam sabit... millet gidiyor , adam sallamıyor. hala orda , hedefi kilitlemiş , nokta atışı yapıyor...
vaaaaaaaaay! sen misin bana bakan? abla coştu! durdurabilene aşk olsun! nasıl bakarsın lan sen minimum etekli ve maksimum şeref ve haysiyetli ablama? haaa? bakabilir mi canım? bakamaz tabi... nasıl baksın? neyse işte abla coştu , eleman da boş değilmiş hani. ''otur lan yerine kahpe'' demez mi? hadi buyrun gelin eğlenceye... ''ben sana mı kaldım. ben evliyim kızım defol git!'' diye de ekledi... abla coştu , abi bastı , biz güldük , millet eğlendi... sonra ne oldu?
abla bi daha oraya oturmadı mı? yooo hala orda oturuo...