bu tür anılar genelde arkadaşlarla toplu halde gidilen gezilerde ortaya çıkar ve anıların esas oğlanıda ya 50 yaşında ama kendinden küçük herkesle karı kız muhabbeti yapan karizmatik şöför amca, yada gaza gelip şiir okutulan, şarkı söyletilen, su isteyen herkese bağıra bağıra küfreden muavin olur..
ilginc bir ornek olarak : duraktan yavastan bypass giden otobuse 2 arkadas kosarak el sallanir, otobus durunca, kosarak el sallanmaya ** devam edilir, sofor ve yolcular dumur olur.
senelerden 93, bir marmaris yolunda gece yarısı dere tepe düz gitmek, sonra çişi gelmek,dağ başında benzin istasyonu olmaması, muavinin mola 5 dakika sonra demesi ve bir yaz günü bu 5 dakikanın 50 km boyunca bitmemesi, ben poşetede yaparım diye gaza gelmek, en yakın arkadaşa teşhircilik yapmak (bakma dedim ama baktı it herif) sonra otobüsün içinde şırıltı sesi olması,bir ön koltukta uyuyan balayı çiftinin (yagmur yagıyo tatil kötu olacak diyerek uyanmaları),genc kocanın beni görmesi ve karısına önune bak demesi,neyseki baska yolcuların uyanmaması ve beni görmemesi, cıkan şırıltı yüzünden ancak bir avuc yapılabilen çiş,75 inci kmde verilen mola,neredeyse baston gerektirecek kadar zorlasan yürüme yetenegi,tip tip bakan bir kaç yolcu,seyahate kalabalık gitmenin pişkinligi (8 kişiydik),marmarise kadar kurumayan bir boxer (bayagı ıskalamıştım ya, sirilti coktu).en yakın arkadasın sırdaş olması ve bu rezaletin arkadaş gurubuna yayılmaması.
yaşanmıştır. iett otobüsü taksimden cnr fuar merkezine. sene 2003
kag:kalabalik güruh
tas: telefonu acan sahis
sof:sofor
tel:telefon
yat: kendini ayar vermeye adamış yaşlı teyze
kgi: şoföre olayı ispitleyen ajan
oto: yeşil otobüs çiçek böcek, mercedes
tel-zrrrrr
tas-alo hede hödüü....
kag- cik cik cik...
tas- hede de hödö ben gelcem sen git
kag- CIK CIK CIK (büyük harfle)...
tas- xxx yyy aas ss hede devam
yat- genc kapasana telefonu bozulcak araba.
tas- hede hodu.. ha ne yok bi şey olmaz
yat- kapasana bak yasak diyo yeşil otobüste kullanmak..
tas- yaw etkilemez bu telefon otobüsü, öyle olsa baz istasyonun yanından geçerken bozulurdu.
kgi- ... fisir da fisir (direk söylemez yanındayken şöfor yanındayken topluluğa der) bozacak şimdi adam cep telefonu ile konuşuyor...
sof- ...dink.. (adamın kafasında ampul yanar)...
10 sn sonra...
oto- ....zooooorrrrrrrrrkk...vvnnnn n n n. (durur)
sof- homur homur... kardesim kim kullandı cep telefonu ahan da bak bozuldu işte....
(çalıştırmaya çalışır)
oto- vvvaaannnnnnrr ... zırt.. vvnnnn n n.
sof- kimdi o bozan .. ha şimdi işin yoksa it otobusu, hadi beyler itelim...
kag- homur homur, telefonu açan şahsa laflar falan ... otobüs itilir.
yani sevgili halkımız otobüsü yapan mercedes'e değil de konuşmayı yasaklayan iett'ye artık inanmıştır. (araştırın bakın mercedesin cep telefonunun yeşil otobüsü etkileme ihtimalinin kafanıza uçak düşmesiyle hemen hemen aynı olduğunu der.)
arkadaşımın başına gelmiştir bu olay;okul dönüşü arkada yarı uzanır şekilde oturmuş telefonundan kulaklıkla şarkı dinlerken yaşlı bir amca yanına yaklaşır ve kızım bu dinlediğin müzikten birşey anlamıyorum der ardından bu müzikte nasıl uyuyorsun sorusuna dayanılmaz kopulur bozuntuya vermeden özür dileyip kısılacağını söyler bunun üstüne amcadan şöyle bir cevap gelir benim için faretmez benim kulaklarımda sorun var pek iyi işitemiyorum diyince iyice kopulur.
trabzonda yaşadığım bi olaydır.arkadaşlarla kalkınmadan otobüse binmiş meydana gitmekteyiz.otobüs tıklım tıklım..şöförümüz herhangi bi durakta yolcu almak için durur ve şöyle bi manzara yaşanır..
ş * : ha ordan biraz daha yanaşun da..
k * : ....
ş : ula arkada boşluk var diyrum yanaşsanuza!! *
k : ....
c * : ???? (bkz: neler oluyor)
akabinde şöför kontağı kapatıp sigarasını alarak aşağı iner ve bi yandan şöyle der "ula siz sıkışmazsanız ben de ha burdan citmeyrum" ve sigarasını yakar..sonuç olarak..
c : * (bkz: mavi ekran)
k : .... *
taze taze bir otobüs anısıdır.
birkaç saat önce gölbaşında dar bir yola dönmeye çalışıyordu otobüs ama dar yola bir de park eden reno toros yüzünden dönemedi ve öylece kaldı. bunun üzerine şoför bir süre korna çaldı ama olmadı. beş dakika kadar bekledikten sonra indi otobüsten aracın kapılarını kontrol etti. kapısı açık olan torosun içine girdi, el frenini indirdi biraz gittikten sonra otobüse bindi o sırada içinde kimse olmayan araç gitmeye devam etti ve bir süre sonra kendiliğinden durdu. otobüstekiler kahkahalar atarak yola devam etti.
otobüse binersin kalabalıktır oturan kişiler ayaktakileri ayaktakiler oturanları süzer. etrafa bakarsın yapmak gereken şey yer kapmaktır. bi durak var yaklaşıyor araç. önünde durdugun adam hareketlendi sanırım kalkacak. evet dügmeye bastı hazır olmam gerek bu kalabalıkta ayakta durmak güç çünkü. hazır tetik beklemek lazım ve bütün gözler o koltukta şimdi. ve nihayet kalktı tam oturacakken
-genç burda bayan var istersen o otursun...
hassiktir yaaa. harbiden hassiktir yaaa...
ya aslında ne kadarda yakınsın oturmaya yorgunlugunu bi nebze olsun orda dindirmeye.
-ya abi siktir et boşver şimdi ölüyorum zaten yorgunluktan o da genç bende genç ve benim hakkım oturmak
oda para verdi bende hem lafa gelince eşitiz. demek gelior içinden ama maalesef istemeye istemeye
veriosun işte yeri.
yapacak bişey yok etrafı izlersin kravatlı, paspal, yaşlı, genç, çocuk, polis, ögretmen, ögrenci, asker herkes iç içe
hepsi otobüste ayakta.
kravatlı acaba ne iş yapıor? kendisine işi düşenlere nasıl davranıyor? çok kasıyor mu acaba kendini? ama ayakta işte paspal acaba ne düşünüyor ne geçior aklından? yaşlıya baksana 3 güne kalmaz gider gibi gelior bana. çocukların işi ne ki
tek başlarına? polis neler yaptı acaba bugün? olurda karakola düşersem bana nasıl davranır? yanımda duruor ve terliyor.
aynı kaderi paylaşıor benimle ama tanımıyor. şimdi yarın istemiyerek bir olaya karışsam bana nasıl davranır acaba. görevini yapıyo kardeşim mi dir cevabı. ögretmen ne düşünüyodur? ögrenci ona bakıyor aklında kimbilir neler geçior uzman
çavuşun işi ne acaba burda.
--müsade edermisiniz
**pardon tabii buyrun...
yaa bu ne 3 kişi iniyor 10 kişi biniyor. hay sokim yaaa.
--biraz daha ilerliyelim arkadaşlar lütfen ortalar boş
**ya kardeşim nereye gitcez. maymunmuyuz biz üst üste nereye kadar alıyorsun ya.
--abicim 3 kişi kaldı akşam saati kalmasın vatandaş.
herkesin içinde sikim vatandaşınıda senide geçiyor bence. binmek isteyenlerde amına koyim 2 adım atsalar ölcek sanki
kesin böyle bakışlardan belli.çok garip durum her iki kısımda haklımı haksızmı bilmiorum ama
boşalmanın zirvesindeler.yapacak bişe yok ilerlemek lazım akşam saati beklemesin vatandaş.
aha en boktan yere geldim. harbi şimdi boku yedim işte. var yaa harbi katillik bi durum. o agzına senin
senin insanlıgına sana bunu yap diyenin de bunu üretenin ve satanın da ben taaaaa kalp atışım hızlandı titreme geldi
lan ne ileri ne geri nede başka bi yere hareket etmek var. tipine soktugumun adamı da harbi tam uyuz tam kulagımda yaa.
ya bi insan nasıl böyle geviş getirmeyi becerir o sakızı sokim götüne. ya insan gibi çigne şunu aslında hiç çigneme
gırtlagını kesmek istiyorum inan bunu yapabilirim şu durumda lanet olsun şansıma sokim.
--abi biraz sakin çignesen şunu
**rahatsızmı oluyorsun?
bak şimdi ya siktir et geber öl yok ol it adam.
--pardon yol verirmisiniz?
**kardeş nerden verim
--yaaa yol ver
yarar geçersin o sinirle hırslıca ilerlersin küfür ederek içten gebertecem ya. hafiften kafanı çevirirsin yan gözle bakarsın hala geviş getirip seni izler kafa sallıyo birde siktim olum seni demek rahatsız oldun bakışı var lan bu adamda.
hay sıçayım lan nasıl da kokuyo adam. ya hiç mi yıkanmadın abi. ne bu yaa...bayıldım lan.
hay anasını ya kimsede inmiyor ki. ne otobüsmuş yaaa. şurdaki kızda banamı bakıyor siktir et olm erkek var yanında.
şu oturan kızda fena degilmiş burnu biraz büyük ama yinede iyi biri ama gözleri kapalı bunun uyuma aç şunları
bi göz göze gelelim. abi az sallanma arkamda ki adam da ikide bir götünü çarpmasa olmuyor. bu kız ne okuyo yaa abi şu kulak kıllarını yaktırsana bu çocuk niye bana baktı ki şimdi.
off... harbi sıkıntı bastı yaa bu sıcakta hiçde çekilecek bi durum degil aha durak dügmeye bastılar bayaga bi
hareketlenme var incek kişi çok galiba.
--siz şöyle geçin isterseniz yer degişelim
tabii amına koyim nedemek
o ara kafanı çevirirsin köprüden şirin evler kısmına trafik tıkalıdır bir bu eksikti en iyisi oturmak
ilerden teyze gözüne bakar evladım ben oturayım gibisinden hiç umrumda degil kusura bakma öldüm
zaten valla kimse kusura bakmasın kimsede niye vermedim diye de düşünmez otobüste düşünen varsa kalksın kendi versin yeri
az bi şey ya az kaldı şirinevler duragına gelmişiz zaten kurtuluyorum yaaa 1 durak sonra ne sen varsın hayatımda
nede digerleri birazdan özgür olcam işte.
genellikle komiktirler.
zaten taktım bu gece otobüse, anlamadım.
binersin otobüse. tıklım tıklımdır anasını satayım.
güç bela arkalara ilerlersin. sonra oh dersin. kapı önü boşluğuna ilerleyeyim.
ama sonradan binenler seni sıkıştırır, köşeye ittirirler.
sen de suratının yarısı kapı camına yapışmış vaziyette gidersin.
bir elin de yüzünün yarısıyla birlikte cama yapışmıştır.
o esnada otobüsün yanından otomobiliyle hoşlandığın kız/erkek geçer.
seni görür, gülümser. sense gülümseyemezsin. çünkü yüz felci geçirmiş ifadesi vardır yarısı cama yapışmış suratta.
el de sallayamazsın. unuttun mu o da camdaydı.
öbür el desen, onu o kalabalıktan kurtarana kadar. ohoo. bas gaza aşkım bas gaza.
işte ben o otomobildeydim. nıhahahha.
istanbuldan bursaya gideceğim ekspres otobüsle. istanbulda araca bindim acayip sinirliyim o gün iyi uyumamışım. muavinler nerde ineceğimizi sorarlar ya her seferinde sinir olurum bilet alırken zaten söylemişim abi size iletmiyorlar mı? her neyse, tam ben sızmışken muavin geldi sarstı. o sinirle adama "ne var" diye çıkıştım. "nerde ineceksiniz" dedi. "e bursada" dedim ama "feribotta denize atlayacam" diyesim geldi yeminle ya. aklıma koydum abi sırf "feribotta denize atlayacam" demek için uyuyor gibi yapıp o sahneyi tekrar yaşayacam.
istanbul otogarındaydım. bagaja bavulu teslim ederken "neresi" diye sordu görevli abi. dedim "istanbul". tekrardan "neresi" dedi. tam "bu adam benle kafa mı buluyor ya" düşünürken annem kahkahayı patlattı. anneme ters ters bakıyorum "nesi komik bunun" manasında, görevli "burdan başka istanbul mu var" deyince jeton düştü tabi. o kadar sık yolculuk yapmaya başlamışım ki kafa dönmüş artık.
en güzelini istanbul'dan izmir'e giderken 8 saat yolda mahsur kalarak yaşadığım anı topluluğudur. 3-4 yaşlarındaki çocuğun ağlamadan şehirler arası yolculuk yapabildiğini gördüm bu yolculukta. ıslak mendille kendi camını, koltuğunu ve benim koltuğumun arkasını defalarca silerek bir hijyen perisi ile yolculuk yapmanın iç huzurunu yaşattı bana.
kayseri'den bursa'ya dönülmektedir. bende orta kapının hemen önünde kordior tarafında oturmaktayım. otobüs yolculuklarında uyuyamayanlardanım. yanımda kitapta olmadığı için mal mal bakınmaktayım. tam sağıma dönüp anneme bakıcakken dizlerime birşeyin geldiğini hissettim, bir baktım kilotlu çorabımsı sadece ayak kısmı olan bir çorap geldi. annemde o anda uyandı uyku sersemi aldı eline ters düz etti kadın çorabı dedi koridora attı. bursa'ya gelene kadar kafayı yiyecektim. nerden geldi ? neden geldi ?.
1.ilk önce birileri şaka yapmak için attı diye düşündüm bir kadın çorabını niye atsın yanlış anlama gelebilir diyerekten yapmayacağını düşündüm.
2.deli bir şekilde uyuyan bayan kendini evinde sandı sıcak basınca da çorabını çıkarıp attı.
gece doğru düzgün uyumadıktan sonra kalkıp karşıyaka-bostanlı-yeşilyurt noktalarından geçerek mordoğan'a ulaşmışım. mordoğan köyünde beni bırakması gereken minibüs beni belde merkezine bırakmış. hiç bilmediğim bir yer ve alerjim tutmuş, arkadaşım gelip beni alarak evine götürüne kadar iyice yorulmuşum. bir de ne kadar eğlenceli olursa olsun biraz daha yorulduğum bir mordoğan gezisi geçirmişim. sonra da bir buçuk saatlik bir yolculuğun ardından izmir otogarına varıp boş olan ilk denizli otobüsünü bir saat, üstelik uyumamak için kendimi zar zor tutarak beklemişim. en sonunda otobüse binip uyumuşum hemen. giriş kısmı bu şekilde.
kulağımda kulaklık olmasına rağmen bağırtılarla uyandım. otobüs duruyordu (meğer nazilli ya da aydın garajındaymışız). bir çift "sizi şikayet edeceğiz" diye bağırıyordu otobüsün girişinde, muavine. muavin özürler dileyerek onları yerine oturttu ama çiftin kıllık damarı tutmuştu bir kere. muavin başka bir şeyle uğraşırken sürekli bir şeyler istediler, yüksek sesle şikayet edip durdular. tabii seslerinden uyku falan kalmadı bende. o yorgunluğun üstüne bir de uyumamak iyice sinirlerimi bozmuştu. bir ara muavinden su istedim (yolun başında tüm ikram servislerini kaçırdığımdan iyice kurumuş kalmışım). adam suyu koyarken çiftin erkeği peçete istedi. muavin başıyla onaylayıp bana suyu vermek için döndü. bu sefer adamdan "hadi çabuk olun" bağırtısı yükseldi. iyice sinirim bozuldu benim de. kalkıp "derdin nedir napmaya çalışıyorsun?" diye sordum. "sana ne bikbik" şeklinde konuştu. muavine kıllık yapacaksa bunu bizim yolculuğumuzu mahvetmeden yapmasını söyledim. bu sırada dip dibe gelmiştik. "hadi git otur, adam ol" tarzı bi şeyler söyleyip omzumdan çok hafif iktirdi. kayış koptu tabii. adama elmin tersiyle geçirdim bir tane.
sonrasını tam hatırlamıyorum. ama muavin beni yerime oturtup elimin kızarıklığı için bir krem verdi, otobüsten atacağı yerde. bir de o çiftin gıkını çıkardığını dahi duymadım yolun son 45 dakikasında. anlaşılan otobüsteki herkesin yapmak istediğini yapmış olduğum için otobüsten indirilmemiştim. erkekteki bir miligramlık utanma duygusunu da harekete geçirmeyi başarmıştım. aferin bana, bir uyku için neler yapmışım.
4 günlüğüne takılma amaçlı eskişehir e gidilir alkol su gibi akar surat şişmiştir artık. Devamsızlıktan kalmamak için denizliye geri dönülür otobuse binilir cepte 50 kurus vardır. otobuste uyuya kalınır gözler mugla otogarında acılır. 10 dakka daha uyusaydın otobus marmarıs e gıdıcektı gıbısınden uyarılar bıle yapılır.otogar a girerken ayak takılır uçarak girilinir ama bozuntuya verılmez.otobus sirketiyle konusulur durum anlatılır ikna olur bi sonrakı otobusle gitme konusunda teminat alınır. Otobüs yaklasık 3 saat sonra gelir. 50kurusla çay mı gazete mi tercihi yapılır. Gazete alınır 3 saat boyunca gazete okunur. otobus gelır yıne uyuya kalınır. muavınler zorla uyandırır. Sırt çantasıyla okula koşulur. Derse yetişilir beni gören hoca hayırdır yorgun gıbısın der. Butun gece ders calıstım hocam denir güne devam edilir.
eski zamanlarda bir samsun yolculuğu, hemen şöförün arkasında oturuyorum arkamda yaşlı bi teyze var sürekli muavini çağırıyor evladım osmancık'a geldiğimizde bana haber ver olurmu diyor muavin tamam teyze diyor, aradan geçen her yarım saatte teyze muavini çağırıp evladım osmancık'a geldiğimizde bana haber ver diyor muavin daralmış şekilde tamam teyze diyor, neyse uykuya dalıyorum sabah gun ışıyor bir konuşma sesi ile uyanıyorum kaptan muavine kızıyor çünkü muavin uyumuş ve osmancık geçilmiştir teyzede bu arada uyku halinde, neyse şöför kavşaktan geri dönüyor ve 25 30 km geçtiği osmancık'a son sürat geri dönüyor osmancık'a geldiğimizde muavin teyzenin yanına gelerek
m-teyzecim kalk osmancık'a geldik diyor,
t-teyze muavine bakıp peki evladım bir bardak su getirirmisin diyor
m-muavin şaşırarak teyze inmeyecekmisin diyor
t-teyze hayır evladım ilaçlarımın saati osmancık'a denk geliyor ilaçlarımı içicem diyor
ben kahkaha atmamak için dilimi ısırıyorum
şöför muavine ana avrak söverek yola devam ediyor.
otobüs anıları iyi hoş ama otobüsten sonra, otobüsteki olayı arkadaşına anlatma isteği durdurulamaz bir şey oluyor. bastırıyorsun, bastırıyorsun sonunda ya ne oldu biliyor musun diye başlayan bir hikaye koyveriyorsun.
Askere gidene kadar otobüs anıları ; askerden geldikten sonra yerini askerlik anılarına bırakacaktır. Halkla özdeşleşmek isteyen her sıradan vatandaşın bu deneyimi tatmasını öneriyorum.