katıldığı pişti programında ajdar'ın "siz beni sanatçı olarak görüyormusunuz" sorusuna gayet ciddi bir şekilde "evet" cevabını vermesının ardından karizmaya reset atmış insan evladı. alay ettiği tv programlarına çıktı ve undergrandlığını koruyamadan düşüşe geçti. olacağı buydu.
ekşi sözlük`te paso atıp tutmuş fakat show tv deki programda özellikle ajdar ve deniz akkayadan inceden ayarı alan süt dökmüş kediye dönen garip şahıs..
"entrylerin ulaşılmazlığını "teknik ve kişisel" ve sonradan açıklayacağım bir takım sebepten dolayı ben rica ettim, yanlış ve başkalarını itham altında bırakıcı spekülasyon olmasın. bir süre yokum ama döneceğim." diye "offline" mesajı bırakan bir kişi."
ekşinin ekşi olduğu zamanlarda -yani bayağı önce- klavyesiyle iyi işler çıkaran, sonra olayı taşşak pozisyonuna sokan uuser sayesinde ünlenen ve tv de boy gösteren uzun saçlı bir arkadaş.
dalga geçtiği popüler kültür olayının dibine vuran bir programa katılarak kendisiyle çelişmiş bir ekşi sözlük yazarı..
o saçma sapan programda aslında söylediklerinin bir çok kişi açısından yerini bulmadığı düşünülürse; kime ne anlattığının ya da nerede olduğunun ve en önemlisi de nerede durduğunun muhasebesini yapması gereken kişi.
fakat kim ne derse desin, kültürüyle, zekasıyla, bilgi birikimiyle ve hatta yakışıklılığıyla insana kendisine hayran olmaktan başka bir alternatif bırakmayan insan evladı..
buyuk kesimin 'oha çok yakışıklıymış' çığrışmalarından sonra internete girilip izlenen ve zerre yakışıklı olmadığı anlaşılan ekşi sözlük yazarı. bu arada gerçekten otisabi daha karizma oturaklı bir abi zannedilirken kot pantolunu raptiyeli metalcilere benzeyişle üzmüştür bizleri.
piştiden sonra herkesin gözünde gerçek bir hayal kırıklığı oldu kendisi.
otisabi diyince insanın aklına hiç olmazsa otisabi gibi böyle otuzlu yaşlarda,çapkınlık potansiyeli olan,karizmatik falan biri geliyor.
ilk izlenim olarak bilgili, zeki bir o kadarda heyecanlı bulduğum kişi. ayar vermek için fırsat kollayan bir yapısı var. halbuki ayar vermek için fırsat kollanmaz "o an" yakalanır ve sözcükler ağızdan dökülür siz ayarın farkında bile değilsinizdir karşınızdakinin bön bön bakışını görene kadar...
"sonradan" olma emitasyon ayar verici bi hali vardı. dediğim gibi heyecanlıydı, uğruna efsaneler yazılan, methiyeler düzülen "ayarların ayarcısı" dedikleri bir şahsın "bu mu lan otisabi" diye hayal kırıklığına uğradıklarını düşünüyorum.
ajda pekkan ile girdiği "sanat" tartışmasında resmen çuvalladı ve saçmaladı, yine ajda pekkan'ın "seni allah'a havale ediyorum lafına" karşılık "bende seni aristo'ya havale ediyorum" ayarı (!) tamamen fiyaskoydu, anlamsızdı, abesti...
kesinlikle kendinden emin bir tavrı yoktu, hep bir yanı tedirgin "nereye geldim lan ben" şaşkınlığı içindeydi.
olmadı be otisabi sen en iyisi ne yap biliyormusun ? köyüne geri dön çünkü sen orda mutlu olacak, delice ve umarsızca yüceltileceksin...
herhangi bir olu$umu temsil etme sorumluluğu, kendini ifade edebilmeye çalı$ma zorunluluğu ve temsil ettiği platformun yazarlarınca dahi bu temsilinin ne ölçüde kabul edileceğinin ( otis bizi temsil etmemi$tir!^ler..) sebep olduğu akıl yorgunluğu ile katıldığı programda, kendi hayat görü$lerini açıklamak gibi bir hayatî hataya dü$tüğü söylenegelinen, yine insanlarca ilahla$tırılmı$ ve yine insanlarca ele$tirilmeye; ( 6 yıl amerika'da ya$adığından ) tabirlerinde kültürel taassupa rastlanmaması bir ukalalık ve dokümanterisyenlik kılıfına uydurulmaya çalı$ılmı$, aklıselim, bilge ve bulunduğu platformun müdavimlerinin idrak yolları enfeksiyonuna yakalandığını ayrımsadığında kendisini apayrı bir kültürel bo$luğun içerisinde bulmu$ bir türk genci olarak otisabi,
kendisinden rica edileni yapmı$tır.
(bkz: aziz kedi nin otisabi ye pi$ti ye katıl ricasında bulunması)
eleştirenlerin gene sanal alemde, bir sözlükte olduğunu unuttuğu kişilik, 1.nesil ekşisözlük yazarı. bizler daha vitaminken, kendisi sanal aleme ağırlığını koymuştur. pek çok yazar eleştirirken gene onun üslübunu taklit eder. yani neymiş her yazarın kalbinde bir otisabi olmak yatarmış. bu yüzden eleştirmek gereksizdir otisi. kendisi programa çıkmış ve konuşmuştur. ne ayar vermiş ne yemiştir. bu yüzden kendisini eleştirmenin ya da yüceltmenin manası yoktur. fakat herkes gibi otisabi de kendi eseri olan ekşisözlüğü- sonuçta yaratacısı değildir fakat popüler olmasında bir etkendir-alçaltmak değil yüceltmek ister. ama o program bunun yeri değildir. zira öyle de olmuştur, kimse ne dediğini anlamamıştır çok. yönetmen dahi anlamadığından alkış butonu çok yanmamış ve seyirciler alkışlamamışlardır. fakat çıkıp gayette samimi bir şekilde konuşmuştur. en azından şu itici olan saygı tavırlarıyla insanlara yaklaşmamıştır. örnek: reha bey dememiştir, reha demiştir, bu da samimiyetinin bir kanıtıdır.
zekasıyla; katıldığı programdaki herkese, tek başına yeten ekşi sözlük yazarı. otisabi'nin bu performansı sonrası diğer sözlük yazarlarının da önünü açmıştır.