dizisi yayın hayatına başladı. yeni diziyle ilgisi olmadığını, aynı zamanda desteklemediğini de twitter üzerinden bildirdi yılmaz aslantürk. röportajında da cast konusunda fikrinin alınmaması halinde itiraz hakkı olduğunu, bunun üzerine itiraz ettiğini ve sallanmadığını anlatıyor yılmaz abi. ben de yapımcıya karşı çok doluyum bu konuda. karakterlerin ağzına sıçmışsınız, castınızı sikeyim. ilk fragmandaki cast ananızı mı sikti? hayır yani yılmaz aslantürk'ü dışlamak nedir? olmamış aga. hiç olmamış söyleyim.
burnu havada adam.
çok cool takılmaya çalışıyor, dolayısıyla çok yapmacık duruyor.
ama naparsın işte, egoizm insana her pohu yedirtiyor. twitter'da da takip ederdim eskiden.
artık siksen bakmam. orda da sikti attı ortalığı. saçma sapan tweetler, videolar paylaşıyor.
ekşi'de buna "çözümleme yap yeaa" diyorlar ya, o yüzden bunun bazı uzuvları kalktı..
haa şu da var; ben bu entryi ekşisözlük'te girsem anında uçurulurum. yani göt korkusundan oraya değil de buraya yazıyorum bunları.
inşallah buranın modları da bi arıza çıkarmaz.
yılmaz aslantürk çizimi ile kaleme alınmış aynı zamanda diziside olan her hafta uykusuzda çıkan çizgi karakterdir. zaten kendisi uykusuzu okumama sebebiyet veren şahsiyettir ama arka kapakta olması insanların sapık tepkisi vermesine yol açar.
Dizisi cizgi haline ve yilmaz aslanturk'e yapilmis cok buyuk saygisizliktan baska bir sey degildir.
Bu kadar ozensiz, bu kadar ben yaptim oldu bir seyi keske hic izlememis olsaydim da yedim bir bok.
Hee gonul isterdiki ulkenin en buyuk ulusal kanalinda yayinlansin, dev bir produksiyon olsun, bunyelerde bir entourage, ne bileyim bir nip/tuck etkisi yapsin ama tabi biz kendine guvensiz insanlarin ulkesi oldugumuz icin belki bir 30 sene sonra falan.
dizisini çok beğendiğim efsane kahraman. otisabi ruhunu iyi yansıtan, baymayan, heyacanlı bir iş olmuş tebrik etmek lâzım, piyasa da, yer almayan oyuncularla nasıl işler çıkartılabileceğini bize göstermişler ve bir dizi için on iki dakikanın bile yeterli olabileceğini kanıtlamışlardır. yapanların ve yazanların eline sağlık.
sınırlı geçim kaynaklarıyla büyük bir şehirde yaşamaya çalışan, aynı zamanda kadınları götürmeye çalışan ama bazen kadınların götürdüğü, dışarıya çok elit görünen ama kendi içinde en ufak şeyleri bile kafaya takan, daima intikamını alan bir halk kahramanıdır.
bu adam ekşi düzgün bir yerken yerlere göklere sığdırılamıyordu . şimdi vasat yazarlar tarafından kendisiyle dalga geçiliyor. uzun yazdığı için, loser, ezik, ağır işsiz olarak nitlendiriliyor . ama şu ihtimal akla gelmiyor. adam çok zeki ve çok büyük bir yazar . dedikleri gayet de anlaşılıyor . anlayamayanlar çamur atacağına sorunu kendisine bulsun .
iyi çizer, güzel çizer, yarattığı karakterle kendisinin hiçbir alakası olmadığı zannedilen çizer. Aynı zamanda inanılmaz takıntılı bir heriftir, adamın burnundan getirir(mis).
bu haftaki uykusuz arkası tam sayfada hiç bir zaman olmadığı kadar cüretkar açık ve net çizmiştir.
kızı çatur çutur öfelemiş peçeteli olaylara falan girmiştir.
şöyle bir hafta da kızlardan birisi ben hamileyim diye çıkıp gelmiyor anasını satayım.
ortalık şöyle bir curcunaya gitse falan...
her hafta sektirmeden takip ettiğim seridir.
şöyle bastığı kızlardan birisi buna bastırsa kardeşleri abileri babası falan, rtük'ünde itelemesiyle
evlense falan çocuk çoluğa karışsa, çocukların çapkınlık maceralarına tanıklık etsek ne güzel olur.
bir zamanlar hayat ağacında sam diye bir kadın vardı.
trt de yayınlanırdı o zamanlar ufaktım.
kayl diye bir adam vardı ne götürürdü bu hatunu sonra anne oldu dizi bilmem ne çekti.
atraksiyonlu işler bunlar tabi ki...
bu hafta yine olayı patlatmıştır. her okuyucu kendince kendi dünyasına göre birşeyler anlamaktadır.
burada benim aklımda canlanan ufuk açıcı olan ise (lan durun dalga geçmeyin) şu oldu...
mükemmeliyetçi insan...
bu insanlara hiç bir şeyi beğendiremezsin. yani herşeyi dört dörtlük olsun ister.
ama hayat öyle mi değil tabi ki... aksaklıklar kusurlar hatalar vs.
ne yaparsanız yapın bu insanları tatmin etmek mutlu etmek mümkün değildir.
burada kafamda şöyle bir lamba yandı. ak ampul değil...
kızlar genelde çok okur her boku bilirler. kitapta yazanlar hayatın aksaklıklarını kabul etmez, herşey
dört dörtlük şartlar altında yazılmıştır. çok okudukları için kafalarında şekillenen ise herşeyin
tam olmasıdır. böyle olmayınca da suratları asılıyor hayat ile kurgunun kitapta yazan ile hayatın
aynı şey olmadığını idrak edemiyorlar... etme zamanları ise kırk yaş üzeri...
genelde evlenmek isteyen erkekler kadının okumamış olanını cahil olanını tercih ederler,
onlar bir şey bilmez kocam ne derse o olur derler yönetmek daha kolaydır.
adamın ömründen ömür götürmezler...
tabi ki bunlar tercih meselesi... bunun tersi olması durumunda ise kadını mutlu etmek mümkün değil...
mutlu olmanın küçük şeylerden tat almanın yollarını öğretmek gerekir aslında...
özetle lezzetli bir otisabi olmuş emeği geçenlerin ellerine sağlık...
amına goyduğumun karikatür serisidir. az önce eve komşunun küçük kızı geldi. malum ben kendim eşşek kadar olduğumdan bizim evde kızcağızın ilgisini çekebilecek hiçbir şey yok. annem de aldı uykusuz dergisini bunda resim vardır diye kıza gösterecek. lan dedim hangi sayfayı açarsa açsın otisi açmasın dedim. dualar eder insan şarkı sözünün ne kadar anlamlı olduğunu düşündüm. annem dergiyi bir açtı
100 sayfalık derginin arasından tam da otisabili ksım çıktı. am göt meme üçgeni. otisabinin gülen yavşak suratı...