sabah kalkamadım yine
dersler başlasa bile banane
kaçacağım buralardan
yanlış anlaşılmasın;
kaçtığım sorumluluk değil,
boş boş işlerdir
bu da böyle biline.
doğu tipi sözel insan geleneğidir. kafiyeyi tutturmuşsa mars neptün uzay yoculuğu gibi uzatır gider. anlam bütünlüğü aranmaz. atışma geleneğidir. dudak değmez işin cılkının çıktığı yere kadar götürülür. sonunda şöyle bir bakar güya ozan nasıl geçirdim ama diye. yazıya dökmek sıkar biraz göt ister. çünkü söz uçucu yazı kalıcıdır. kaç kişi kellesinden olmuştur. bu durumu bilen uyanık zevat mani yapısında dörtlükler uydurur ki ezber kolay olsun. zülfü yare dokunursa kıvırmak kolay : valla ben demedim denir. yazı öylemi inkar etmesi zordur çünkü kalıcıdır. bu arada garip akımı ota boka yazmaz. bu durum genelde halk türkülerinde görülür. örneğin;
dağdan kestim kereste
kuş besledim kafeste
dediler yarin heste
yetiştim son nefeste.
görüldüğü gibi amaç yare bir şekilde ulaşmaktır ama kereste kuş içine girer durduk yerde. sizde ne alaka yahu dersiniz. bu arada bildiğimiz hasta kafiye olsun diye heste oluvermiştir.
diğer yandan serbest nazım şiir yazıyorum diye yazanlar daha bir fena mertebeye çıktıklarını sanır. aslında gazı gelmiştir ama tuvalete gideceğine milleti gaz salınımına garkeder. özellikle 2. yeniyi taklit edenlerde görürüz bu davlumbazları. en berbat örneğide k.iskender gibi olanlardır.
sülfürlü bir metale işiyorum ama kanıyor ... diye başlığı atarlar. napalım katlanacaz ..
ota yazılırki tüm tabiat güzelliklerini kapsar. boka yazılır ki bu da evrendeki ifrazat kötülük pislik ve artık urtuk ne varsa onu kapsar. birde adam olana yazılır ki buda nadır eylemdir.