bizim havuza çocuklar işemesin diye (sanki büyükler işemiyo mu? ) atılan kimyasalla aynı tedirginlik duygusunu verirdi. havuzda işersen arkanda kırmızı iz bırakıyon.
-abi havadaki bu yeşil renkte ne?
-Pantolon siyahya hani otururken sürtünmeden çıkıyo(ne alakaysa)
-Abi kimya bilgine hastayım.sen hangi üniversiteyi bitirmiştin?
-la lala la la...
herhalde ossurukta parfüm kokardı. ne güzel olurdu lan. hayal ettim de bir an. renkten renge girmiş donlar, parfüm kokulu ossuruklar. hem kaçmazdık köşe buca.
* zııırt
+ kurufasulye mi yedin lan?
- nerden anladın abi?
+ yeşil yeşil çıktı amuğa goyyım.
- geçen üç renkte osurdum abi.
+ aferim, iyi bok yed... uzak dur lan.
osurmak, bir utanç vesilesi olmaktan çıkar, karizma getiren bir unsur halini alırdı, eminim. pembe osurabilmek için, hangi meyvelerin yenmesi, hangi gıdaların alınması gerektiği konuşulurdu, televizyonlarda.