nasrettin hoca modeli teoride iyidir ama uygulamada çok sorun yaratır; ayağınızı yere sürterek sesin çıkmasını engelleyebilirsin ama kokuyu nası engeleeyeceksiin?:)
- ses ciddi olmalı ve asla gülünmemeli
- bakışlar da sert olmalı ve taviz verilmemeli
- kokuyu hissettikten sonra gruptaki en pasif elemana doğru hışımla dönülmeli ve
"öfff....sen mi osurdun lan !" diye bağırılmalı,kokudan bol bol şikayet edilmeli
- eğer sağlam bir şekilde buraya kadar gelinmişse tüm grup seçtiğiniz kurbana doğru tavır alır zaten.
- artık içinizden erol taş kahkahaları atma zamanıdır.elinize bir patlamış mısır alın ve
kurbanınızın haşlanmasını seyredin.
kötü bi taktik. ama işin içinden sıyrılırsınız.. yada etrafınızdakiler bunun klasik bir taktik oldugunu bilirler ve iyi çuvallarsınız.. olsun önünüzdeki maçlara bakın sizde..
yıkılabilecek kişilerin niteliklerinin de gözönüne alınarak yapılması gereken noktalardır. genel olarak iki farklı bölümde incelemek lazım; etraftakilerim samimi olması ve samimi olmaması;
samimi olunmuş bir grup içerisinde ise, kişi malum işlemi gerçekleştirdikten sonra kesinlikle ilk olarak atlamamalıdır. önce herkesi iyice bir süzmeli ve yüzünde kokunun neden olduğu o ekşimiş ifadenin yerleştiği ilk kişinin ters tarafına doğru yönelmelidir. burada dikkat edilmesi gereken husus, yüzdeki ifade ile ağızdan çıkacak herhangi bir cümle arasındaki zaman diliminin samimiyet neticesinde çok kısa olmasıdır. bu nedenle o ilk cümle söylenmeden evvel yer değiştirilmiş olmalıdır. eğer ki yer değiştirmek mümkün değil ise kokuyu farkeden ilk kişinin gözlerinin içine bakıp aynı anda aynı yüz ekşitme ifadesini uygulamak gereklidir. o fırsatı da kaçırdıysa eğer kişi, o zaman kokuyu hiç almıyormuş gibi yapmalıdır. "abi benim burnum tıkalı bugun, hiç koku alamıyorum" şeklinde bir ibare tamamen kişiyi konudan soyutlamış olur. böylece suçlu tamamen başka bir hedefe, bu belirtilen taktikleri kullanmayan birine yönelir.
eğer ki samimi olunmayan bir ortamda gerçekleşmiş ise durum, o zaman kokunun farkedilmesinin ardından kesinlikle bir dile getirme durumu gerçekleşmez. burada herkes kimin yaptığını kendi düşünür ve kendine saklar. böyle bir ortamda başarı kaç kişinin içinden senin yaptığını geçirdiğidir. genellikle bu ortalama %32den (bkz: kusuratlı sayı verince inandırıcı olmak) küçük olursa kişi başarılı olmuş kabul edilir. burada yapılması gereken husus, ortam hareketli ise kesinlikle malum işi gerçekleştirmek için yer değiştirip, bitirdikten sonra eski yerinize gelmektektir. eger ki kontrolsüzce çıkmış ise bu sefer yapılacak iş bir anda konuşmaya başlamak ve başladıktan yaklaşık 3-5 saniye sonra etrafa birşeye bakıyormuş gibi bakınmaktır.
osurduktan sonra bu işden sıyrılmak için gerekli yöntemler bütünüdür.
lakin erkek adam, gururlu adam, osuruğuna sahip çıkar.başkasına satmaz, püf noktalarından yararlanmaz...