şimdi bu yazacaklarıma "ııı iğğreeeeçç" falan deme. madem ki bu hususta (evet husus) meraklısın ki buradasın o zaman burnunu tutup okuyacaksın.
türk üniversitelerinden ve yök tarafından denkliği kabul edilmiş yabancı üniversitelerden sıçma lisansının üstüne alınan lisans üstü ve master seviyesinde eğitimdir. benim klozetin arkasındaki duvarda gelinip görülebilir.
her şeyden önce bu iş sevgi işidir. öyle bende yaparım kalıp gibi de çıkarırım deyip kenefi kullanıma kapatanlar mı görmedik, arkasını tuta tuta acillere koşanlar mı dersin. rezillik gerçekten evet.
her iş gibi bu iş de ehline, ehil makatlara yakışır. görsen torna ustası gibi, bir dize gibi tertemiz çıkardı adam dersin.
bu işte ihtisaslaşmamın sebebi sosyal ezikliğimdendir sayın okur.
ben ki afedersin küçük abdestimi yaparken bile ses çıkmasın diye klozet/tuvalet taşı ile idrar arasında mümkün olan en dar açıyı tesis edip katiyyen ne sıçramasına ne de ses çıkartmasına izin veririm. yan perondaki delikanlılar sidikle sineklerin korkulu rüyası haline gelip dudaklarını eğe büğe bir rambo edasıyla bilimum haşerata bilhassa sineklere saldırırken ben derin hendese hesapları içine dalar en uygun açıyı hesaplarım. zerre-i miskal kadar ses çıkmaz. görevimiz tehlikede ki tom cruise edasıyla süzülürüm, kenefe girdim mi çıktım mı anlamazsın.
bazen kendimi kaybettiğim anlar olurda atış yolumda bir sinek varsa tek yapacağı tuvalet giderine doğru uçması olurdu. derhal takibi bırakırdım.
ben ki züğürt ağa filminde şener şen'in tuvalette borazan çalması sahnesinde kulaklarıma kadar kızarmış, ağam yerine utanmış bi adamım.
ancak sevgili okur. büyük, küçük gibi değildir. öyle dar açıyı hesaplayıp biterken parmak uçlarında yaklaşarak hedef noktayı tazyik azalması dolayısıyla kaçırmamak gibi basit olsa içim yanmaz. tanjant kotanjantla iş bitmez.
iş "büyük" olunca matematiğin yanında fen fakültesinin tüm birikimini arkana alman gerekir. işin içine kimya girer basınç hesapları yaparsın. fizik girer serbest düşmeden tutda , gaytanın mukavemetine kadar ne arasan. ee zaten biyoloji allahın emri karbohidrat mı tükettik yağ mı, şayet protein varsa işin içinde illaki azot bol miktarda vardır. ee tabi kalın bağırsağın fonksiyonları suyun villuslardan geri emilimi ver allah ver.
eee tabi "fenalık gazı"nın formülüne bak istersen azot hidrojen oksijen tamamen. işin teorisini çok uzatacak değilim. öncelikle buna hazırsan uzun ve çetin bir eğitim süreci seni bekliyor eyyy sevgili okur.
uygulama
kenef öncesi:
ilk bi kaç ay uzun süre tutma eğitimi alacaksın. bu işin temeli uzun süre tutmaktır. çünkü sen tuttukça kalın bağırsağında su ve mineraller uzun süre ve daha çok emilecek "malzeme" o eciş bücüş formdan üzerinde çalışabileceğin daha sıkı bir forma dönecektir. süre ne kadar uzun olursa sonuç o kadar sıhatli olur.
sonra unutmaki önemli olan fenalık gazını kenefte salmamak. yoksa sen istediğin yerde sal. bu bekleme sürecinde malzeme sıkılaştıkça aralarında bulunan fenalık gazları uygun yerlerde salınmalıdır.
kenefe giriş süreci:
girmeden önce ev arkadaşına, aile fertlerine sevgiline gireceğini bildir senden önce işi gücü olan varsa bitirsin rahatsız etmesinler.bu kısım çok önemli. bi an birine bi cevap yetiştimene, bi anlık konsantrasyon kaybına bakar onca emeğin, bir çuval "incir"in heba olması
kenefte:
eğer kenefe girip beş dakika sonra çıkan bi adamsan bu işten vazgeç. beceremezsin. sabır işidir. asgari 30 dakika içerde kalmalısın. bu sürece gelmeden önce en az kenefte 4 5 taşaklı kitap bitirmiş olmalısın. şiir kitabı falan olmaz. james joyce, albert camus falan olacak. konsatrasyonu tek noktada odaklaman lazım senin amacın kenefte afedersiniz zartlata zurtlata leman okumak mı? onlar gibi mi olmak istiyosun? gör hallerini pislikler, obezler, tiksindim şimdi. ehhhom sakinim sevgili okur.
acele etme önce sifonu çek. sifon dolana kadarlık bi süre konsantre ol. bu noktaya kadar herşeyi gerektiği gibi yaptıysan sorunun yok. kitabını aç. kaldığın yerin yarım sayfa gerisinden başla. kitaba dalar gibi olduğunda sifon doldu dirseğinle dokun.
evvet beşlıyoruz. yediklerini düşün tehlikeli olanlardan var mı? mısır, çok çekirdekli karpuz, armut,incir bunlardan işinde ehil değilsen tüketmemelisin çok tehlikelidirler, tükettiysen de sorun yok.
zaten 3 gün bekletmişsin en az. sen oturduğun an fizik yasaları gereği yerçekimi etkisiyle ve kalın bağırsak ve rektumun mukus salgısı yardımıyla malzeme şekillenerek kaymaya başladı. en riskli kısım ilk kısımdır. salma kendini biraz konrollü ol. evet evet. bak gördün mü sorun yok. lokomotif tünelden çıktı. gerisi artık sabır ve zanaatına kalmış.
uyarı: işin yarısında kesinlikle başaramayacağım korkusuna kapılma. geri içeri çekmeye çalışma. işte sen busun.
babamın her zaman dediği ve emeklemeden yürümek deyiminin yerine kullandıgı bir sözüdür.
oglumm sen osurmadan sıçabiliyormusun der * ben de bunun üzerine bir tez geliştirdim mantıkken ozaman , her kakadan önce mutlaka bir osuruk gelir,her osuruk bir kakanın habercisidir,tıpkı artçı deprem gibi * :)
reel dünyada olabilitesi sıfırın altında olan eylem. güzelim planetimizde bu eylemi gerçekleştirmeye çalışan, hatta hayatını ve dötünü bu uğurda harcayan pek çok kişi olmuş olsa da kazanan hep kasa, yani tuvalet olmuştur.
bu işe hevesli kişilerin hevesini kırmaktan imtina ederek; tuvalet sizin döt sizin