allah'ın siktir ettiği ama buradakiler tarafından da çok rağbet gören şehri. nakit-çek-senetler hızlı döner,
bulunduğun etnik kimliği kabul etmeyen bir kaç kağıt müsveddesi...
biraz elektrik motoru almaya giderken, treylerin tepesinde fotoğraf olursunuz uydudan. ağır sanayi işte, egzotik biraz.
bi de meydandaki takım anahtarı ilgi odağı. ziraat bankasının önünde oturunca yanlış anlaşılmasam, çapını bulur araba sökerim, o denli.
ama bi'şey söyleyim mi o kadar yatırımı bana yapsan f16 olurum her gece.
sabah uykusunu alamamış kadınlar... patron günde yedi bardak çay içecek diye dolmuşta ayakta kalanlar ...
her an karşıdan beyaz atletli bir abinin koşmasına ciddi anlamlar yükleyebilirsiniz.
veya;
pantolonu yağ lekesi olmuş adama, iki beden bol gelen işçi kıyafetlerine...
döner koltuklu ağa babam, yine sen bilirsin ama bu kayışların sürtünme kuvveti bile kaydırmıyor bilyayı.
şerafettin'in şerafet'i şeref demek ise neden bu kadar uzattık bu meseleyi.
defne öldüğü gün sayfalar açan ayılıp bayılan üzüntüden kahrolan duyarlı vatandaşlar! şimdi yoklar..ağır rahatsızlar yemin edierim..ünsüz oldukları için önemsenmiyor olmaları ne acı!
bir buçuk yıl kadar sahada çalıştığım için, neredeyse tüm esnafıyla tanıştım. ve gördüm ki, orası apayrı bir dünya.
adam ayakkabısının arkasına basıyor, range rover'dan inip, duvarında halı asılı olan ofisine geçip, uzay mekiği kadar büyük masasının büyük deri sandalyesine geçip, duvarda asılı olan babasının ve abisinin fotoğrafına alışkanlıktan hafifçe bakıp selam vererek oturup, fakirlikten dert yanıyor. neymiş, geçen sene yıllık kazancı 1 milyonken, şimdi 800 binin üstüne çıkamıyormuş...
başka bir adam, mühendis, açmış ofisini, atolyesini, elemanları gayet iyi, elemanlarıyla arası da iyi, fakir edebiyatı hayatta yapmıyor ama böyle bir sulanmak yok. adamın ağzından akan suları alacak bidon yok...
trafiği, 14-16 yaş aralığında olan sürücüler tarafından işgal edilmiş. özellikle bayan gördüklerinde sıkıştırmalar, yol kesmeler.... bir keresinde şikayet etmek için takip edip çalıştığı yere kadar gittim. ama patron sıfatındaki insan, bundan çok değil, 5 yıl önce o küçük sürücünün yerinde olan insan...
iğrenç bir yer olsa da, sanayinin söndüğü tek yerdir.
sadece ankara değil, türkiye'nin belki de en büyük kobi organize sanayi bölgesidir. hele yanına ivogsan* da taşınınca tam bir kobi cennetine dönüşmüştür.
özellikle metal işleme, talaşlı üretim, ısıl işlem gibi hassas işlerde ün yapmış çok firma vardır. bunun yanısıra kimya ve plastik gibi sektörlerde önemli işler yapılır. bir sincan organize sanayi gibi kurumsal ve büyük ölçekli firmalar barındırmaz ama atölye ve el işine dayalı emek üretiminde türkiyenin bir numarasıdır.
ilahi tadında "entry"ler girmesini beklediğim, sevglisi uğruna samimi arkadaşlarını bekletme eğilimli, çocuğu olursa adını kız erkek fark etmez Gıyasettin koyacak, parasızlıktan soluğu uludağ sözlük'te almış, sorumsuz edebiyat öğrencisi ve gün itibariyle bilmem kaçıncı nesilden sözlük yazarıdır.
ankaray' a son duraklardan binen herkesin duyduğu anosta geçen yer ismi;
trenimiz dikimevi ( ve ya aşti) istikametine gitmektedir. ostim ve batıkent istikametine gitmekte olan yolcularımız kızılay' dan metroya aktama yapabilirler.
ankara ve türkiye'nin en büyük sanayi bölgelerinden birisi. bölgenin herşeyi, olamzsa olmazı. istihdam, ihracat, kobiler ne ararsanız bulabilirsiniz. ayrıca metro sayesinde ulaşımı kolay ve rahattır. yeni yetme mühendisler* tarafından ilk tercih yeridir.