yaşlı amcalara sorduk; dört yıllık bir bölüme girmeye hak kazanmak..
annelere sorduk; oğlunu devlet memuru yapıp iyi bir kızla evlendirmek..
öss cilere sorduk; istediği bölüme girmek..
ne demek lan bu?
en doğru tanım barajı geçmek olsa gerek ki o da tam bir kazanç mıdır bilinmez. ya kazanırsın ya kazanamassız gibi bi anlayış var. öss çekilişle dağıtılan bisiklet mi lan??
gerçekleştiğinde " bunun için miydi ulan bu kadar kasış? " denilesi durumdur.
fazla kasılmayındır, zira pek de gerek kalmayabilirdir.
(bkz: azı karar çoğu zarar)
"ÖSS'yi Kazanmak" deyiminin dersanelerin daha çok para kazanmak için uydurdukları bir terim olduğunu unutmayın, ÖSS'de kazanmak diye birşey yoktur, ÖSS'de de seçilmek vardır, ve her seçilen kazanacak diye birşey yoktur, üniversiteler kaybedenlerle doludur.
öss'ye girersiniz. eğer o da size girmezse, soruları çözersiniz. iyi çalışmışsanız, şanssızlık yaşamamışsanız barajı da geçersiniz.
ancak, bu hala kazanmış olduğunuz anlamına gelmez.
daha sırada aldığınız puana göre tercih yapmak, doğru tercih yapmak, yerleştirilmek, istenilen bi yere yerleştirilmek gibi evreler vardır.
zordur. yavaş yavaş kazanılır. ecel terleri döke döke.
kazanılmazsa ne olur peki? bir şey olmaz. tekrar girersiniz. gene kazanamazsanız, gene girersiniz. gene olmazsa siz de vazgeçersiniz. kazanamamışsınızdır. ya üniversite eğitimi almazsınız. ya da istemediğiniz bir bölüm okursunuz.
kazanırsanız ne olur? onda da bir garanti yok. hayalini kurduğunuz bölüme kavuştuğunuzda, aslında ne kadar kazık bir yer olduğunu anlayabilirsiniz. "kazandım da ne oldu!" dersiniz.
en az 2 senelik bir maraton ki bunun oks'si de vardır onu da sayarsak en az 6 senelik süreçtir. ilk sene kazanamamışsanız bu süreç 1-2 sene daha uzar.
öss yi kazanmak; hayatınızın en güzel ve özel yıllarını barajı aşmak için değil, başın dik, alnın açık bir şekilde iyi bir üniversite ve bölümde okuduğunu söyleyebilmek için feda etmektir.
okula kaydını yaptırıp derslerin başlamasıyla bütün büyüsü bozulan güzellik. o güne kadar 'üniversiteli oldum ben ehe.' diye gezersin. kaydını yaptırıp kimliğini alırsın. üniversiteye hazırlananlara sokakta kalmış kedi yavrusu gibi bakarsın. sonra okul başlar ve sen hiçbir bok olmadığını anlarsın.
ingilizcede essay yazarken doğrudan çeviremeyeceğiniz kalıp. ya get into university kullanırsınız ya da pass the oss.
bir "years ago, when i won the oss, i had felt like a god" diyin bakalım; bırakıyorlar mı bırakmıyorlar mı okulda...
şu sol framede görünce bile içim daralmıştır. evet daraldı.
neden mi 4 senedir kazanamıyorum. çok mu salağım? hayır en az senin kadar akıllıyım. ama bu sistemin gereksinimi zeka değil. o yüzden bugun üniversitelerde onlarca moron var.
üniversiteyi kazanmak gereklilik midir? hayır değildir. (bkz: dünyanın en zengin adamları)
amaç zengin olmak değilse üniversiteyi okumaktaki amaç nedir? kültürlü ve düşünceli bir vatandaş olmak, vatana millete hayırlı olmak. e o zaman kardeşim kitap oku evinde gazete oku.
madem öyle sen neden hazırlanıyorsun diye sorunca bana; bende bilmiyorum. sanırım amaç bugun yarın sınava girecek binlerce aday gibi sadece kazanmak. amaçsızca, sadece kazanmak.