yüce allah'ın kimi kullarına doğuştan müjdelediği, bizlerin ise sadece dışarıdan bakarak, iç çekerek izlemekle yetinmek zorunda kaldığı büyük marifet.. her yazın haziran ortaları gibi muhabbet olsun maksadıyla 3 saatini ayırıp da öss'ye giren biri olarak tüm içtenliğimle söylüyorum, iyi dinleyin bak.. dost acı söyler.. hayır öss denen zırvayı ilk girişte kazanamamak, inanın kazanmaktan daha zor.. illa semer mi vuralım kardeşim size?
misal ben, sınava girdim mi, evvela para sayar gibi, şöyle bir yapraklarını yellenmek amacıyla kullanırım fasikülün, daha o ilk saniyeden birileri bir göz teması kurar.. gençler, bakın abiniz sayılırım; bilin ki o göz temasını kuran ilk s.çan olur.. bu nedenle de benzer dengesizlikler yapan kazık kadar [her yeri kazık kadar ama] bir special edition görürseniz göz teması kurmamalısınız, adamın bilinçaltına girer mustafa sandal şarkısı söylerim sınav bitimine kadar..
hayır, bakıyorum; terleyeni mi dersiniz, heyecandan kusanı mı dersiniz, hacetini altına gidereni mi dersiniz.. ulan ne var yani, ne oluyoruz? biz de geçtik o yollardan, tek fark sizden daha özgüvenli, daha zeki, daha kontrollü, daha bir kamil tavırlar içinde olarak, 3 saatlik sınavı herzamanki halet-i ruhiyenin kollarına teslim ederek.. ha bir de sorular o kadar net ki; gözünü sevdiğimin tübitak'ı mı hazırlıyor hala bilmiyorum; öpüyorum burdan kendilerini.. ehliyet sınavındaki gibi "ilk yardım için hangisi gerekmez?" sorusunun şıklarından biri "1 litre tentürdiyot içmek" tarzı sırf s.kik olduğundan yanıltan bir şey de yok ortada, içaçıları topla 180, dışaçıları topla 360.. buna mı tüm bu döktüğün ter, acırım valla..
sayıları da az değil ki, senede yüzbinlerce beceriksizi nereden getiriyorlar, bizim millet bu kadar mı bitmiş, anlamak mümkün değil.. tuhaf lan..