yüksek tempoda çalışırken ya da çalışmaya hazırlanırken ulan ben ne yapıyorum diyerekten, ilgilenmesi gereken ya da arzu ettiği şeylerin önünde kule gibi dizilmiş olan testler olmadığını anladığı ve bilumum lacrimosa şarkılarını bulmaya çalıştığı andır...
sonra da sinema gelir zaten...
öss derdine düşüp kendini kaybettiğini farkedersin sonra bi bakarsın kaybettiğin kendin değildir sadece deneme puanlarıda düşmektedir. bi anlık cinnet eşliğinde bırakıyorum bee sanata vercem ben kendimi börtü böcek doğal yaşam yemişim öss sini şeklinde devam edebilecek gel git durumudur.
"ulan ben matematik yapamıyorum yahu ben fizikte yapamıyorum matematiği boşver zaten ben en iyisi tiyatroya gidiyim özel yetenek sınavına gireyim." cümlesinden sonra gelecek hazırlanmalar.
össye hazırlanma döneminde daha çok kitap okunur daha çok müzik dinlenir.neden?çünkü dersler adamı sıkar.insanlar,hayatlarında ömür boyu işlerine yarayabilecek şeylerin peşlerine düşerler.
öss'ye bir ay kala, sabah akşam ispanyolca müzik dinlemeye başlayan kişidir. akabinde ispanyolca gramer kitabı alıp * bütün gün evde eşyaları gösterip "esto es una mesa" diyerek dolaşacaktır. sonunda bu anormal durum babanın kulağına gidecek, iyi bir fırça çekilmek suretiyle çocuğa haddi bildirilecektir.