Son zamanlarda ortaya çıkmış Türklerdir. bir çoğu kemalist-yobaz ekseninde cirit atan sevimli çocuklardır. Osmanlıyı bizanslı gibi eleştirip ardından türk milliyetçiliği yapmaya kalkarlar. *
içlerinde iki satır Atsız makalesi okuyanları mevcuttur karışık çerez misali oradan buradan iki satır okuduklarıyla gelip osmanlı düşmanlığı yapmaya kalkarlar.
Sadece blok adresimde duruyordu ancak burada da olsun diye bir yazımı eklemek istiyorum bu cehalet timsallerine cevap olarak. Öyle kahve kütüphanesinden topladığınız bilgilerle türkçülük yapmayın.
Türkçü olduğunu iddia eden Türk düşmanlarına cevap vermenin artık vakti geldi! sabır taşım çatladı, anlatmaktan yoruldum. Bunlar Türkçülük oynayıp Türk ceddine iftira atmaktan bıkmadı! internet ortamında iki satır Hüseyin Nihal Atsız okuyan herkes Türkçü oldu! Ancak gerçekten milli benliğe ve fikriyata sahip insanlar, bazı sahte fikirleri H.Nihal Atsız'ın fikirleriymiş gibi ortaya atanların Türkçü olmadığını biliyor. Onların Milli ahlaktan yoksun kemalist döküntüsü olduğunuda, "milli şef" menşeli sözde Türkçüler olduğunu biliyoruz!
internetin insan hayatına neredeyse %80 etki ettiği bir dönemde bunların olması normal, ancak insanlar araştırmadan tarihine bakmadan öz atasına küfredip sonra "ben Türkçüyüm" dememeli. O küfürleri ve iftiraları okuyan genç nesillerin Osmanlıdan nefret etmeleri tarihlerini ve benliklerini inkar etmeleri Türkçülerin değil diğerlerinin kazancıdır. Türkçü olduğunu iddia eden ne olduğu belirsiz bazı ajanlar "ben Atsızcıyım, ben Türkçü-Turancı'yım" demekte ve komik olmaktadır. Onlar türkçü-turancı değil ne olduğu meçhul bazı işbirlikçilerdendir. Bunların internet ortamında çokça ağlarıda vardır o ağları kimin kurduğunun foyasınıda bizzat ben ortaya çıkartacağım yakın zamanda. Türkiye'de hangi partilerden direktif aldıkları, nerelerden kaynak sağladıkları, kimler tarafından beslendiklerini tek tek herkese kanıtları ile göstereceğim sözde Türkçülerin hainliğini.
Madem Atsız Ata'yı referans alanlar Osmanlıya söver olmuş bende sadece Hüseyin Nihal Atsız'ı referans alarak Osmanlı hakkında söylediklerinden yola çıkarak bu hainlerin aslında Türkçü olmadığını ispatlayacağım.
Öncelikle Atsız'ın nasıl bir fikir adamı olduğunu onu okuyanlar ve doğru şekilde tahlil edenler bilmektedir bilmeyenler için şunu vurgalamak istiyorum Atsız tarihi şahsiyetlere hakkını her zaman vermiş ve gerektiği yerde o şahsiyetlerin siyasi-tarihi hatalarınıda söylemiştir.
Osmanlı padişahının annelerinden tutunda, dandik Osmanlı medeniyeti başlıkları altında Osmanlıya sataşanlar eğer soyu anada arıyorsa büyük ihtimalle yahudidir. Bizde soy babadan geçer anneden değil! O yahudi menşeliler iyi dinlesin!
"en büyük Türk hakanlarından olan Yavuz Sultan Selim, kısa saltanatında, Kölemen ve Safevi ordusu gibi iki müthiş orduyu tam bozguna uğratmak ve çölü 30.000 kişiyle geçerek Mısır'a dalmak gibi gözükaralık gösteren eşsiz bir kahraman askerdir. Hakanlığı çok kısa sürmeseydi, bir o kadar daha yaşasaydı bugünkü Türk dünyasının manzarası çok başka olacaktı. Bu müthiş ve dahi asker aynı zamanda bir şairdi. Farsça divanı ile Türkçe bazı şiirleri kalmıştır."
Ötüken 1975-sayı-9 tarihli bu yazının başlığı "Türk tarihinde Eylül" dür. Görüldüğü üzere Atsız bazılarının hakaret ettiği Türk Hakanı Yavuz Sultan Selim için neler söylemiştir. Cedde hakaret eden sözde Türkçüleri Atsız görseydi güzel bir sopa çekerdi.
Yine aynı makalede geçen ve Niğbolu meydan savaşının kahramanı Osmanlı hanedanı Yıldırım Bayazıd için Atsız'ın sözleri Sahte Atsızcılara kapak niteliğindedir.
"içlerinde en ünlü Avrupa şövalyelerinin de bulunduğu haçlı ordusu'na karşı kazanılmış büyük bir meydan savaşıdır. Türk Ordusunun başkomutanı Osmanlı Hanedanı'nın parslarından Yıldırım Bayazid Beydir. Türkleri Avrupa'dan atmak için gelen Haçlı Ordusunun dökümü şöyledir.
Söylesin sahte Atsızcı-Türkçüler yukarıdakilerden hangileri cedleriydi madem Osmanlıyı kabul etmiyorlar. Fransız'mı? Rumen mi? Şimdi Macar diyeceksin biliyorum ama yırtamazsın macar diyerek.
-Türk Ordusunun iftihar Levhası- Tanıdık geldimi Türkçü kardeş? Biraz hafızanızı zorlayın on numara Türkçü ve Atsız hayranısınız ya...Orhun 1934-Sayı-6 Hüseyin Nihal Atsız makalesi. Okumadınız mı gidin okuyun bakalım ne yazmış Atsız bu makalede.
Sözde Atsızcı-Türkçü-Turancılara Atsız ile vurmaya devam ediyorum! Osmanlıya Türkçü fikriyatın en değerli adamını kullanarak vurmaya çalışanların canını çıkartmaya yemin ettim. Atsız hayatta iken onlarla boğuştu o karaktersiz "Türk" görünümlü ajanlar yüzünden hapislere, tabutluklara, işkencelere maruz kaldı! Şimdi utanmadan onu kullanarak Türk tarihini yok saymaya çalışanların aklını alırım aklını!
" Her halde Kosova şehidi Sultan Murad Hüdavendigar, Niğbolu gazisi Yıldırım Han, istanbul Fatihi ikinci Mehmed, dünyayı bir padişaha dar gören Yavuz Sultan Selim, cihan hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman, Selimiye ve Süleymaniye camileri, Süleyman Çelebinin Türk gönüllerini asırlardan beri vecde getiren Mevlid'i ve daha nice şeyler bizim milli mukaddesatımızdır."
Söylesin şu sözde Türkçü kardeşler Atsız'ın hangi makalesi bu? Okudunuz ya Atsız'ı! Türkçü oldunuz ya bilirsiniz.
Bak ne diyor Atsız yazısının devamında; "Çünkü insan topluluğunu hayvan topluluğundan ayıran en büyük farika müşterek manevi değerler, yani ahlak ve mukaddesattır."
Tarihi değerlere sövenler o zamanlarda vardı sizin gibi. Atsız gibi bir fikir adamı durur mu? Durmaz! bu ayarsızlara ayarı vermiş, kendine Kemalist diyen dönmelere kalemini kılıç yapmış fikir cenginde her daim galip gelmiştir.
Aynı Makale ile devam ediyoruz; "Kemalist Fatih'i kendisine Allahın gölgesi dediğini iddia ederken de yanılıyor. 22 yaşında istanbul'u alan, o zamana kadar görülmemiş büyük toplar döktürerek bunların balistik hesaplarını bizzat yapan, karadan gemiler yürüten, 6 dil bilen, irili ufaklı 17 devleti Türkiye'ye ekleyen, Karadeniz'i bir Türk gölü haline sokan kahraman, kumandan, hükümdar, bilgin ve şair Fatih kendisine Allahın gölgesi demeğe muhtaç değildi. O kendisine iki kara ve iki denizin hakanı diyordu. Bunda da yerden göğe kadar haklıydı."
Osmanlıya sövüp ben Türkçüyüm diyenler Türkçü olamaz. 5 Türk, 4 italyan, 3 Rum, 3 Slav, 1 Romen, 1 Arnavut devletini Türk topraklarına kazandıran Fatih ile övünmeyen Türk değildir. Olsa olsa ya slavdır ya rum yada italyan.
Atsız Makalesini bitirirken diyorki;"Bir topluluk kendini inkarla çöker. Kendini inkarın başlangıcı da maziye sövmek ve milli kahramanları tahkir etmektir. Sonra başkalarına gönül vermek, onları kutlamaktır, arkasından da inkiraz gelir. Bereket versinki, Fatih'e sövmekte Kemalist yalnızdır. Türk çocuklarının gönülleri her gece onun kilitli türbesinde ihtiram nöbeti tutmaktadır."
Bu makaleyi çok merakeden o sözde Türkçü arkadaşlar uğraşmasın diye başlığını söylüyorum -MiLLi MUKADDESAT DÜŞMANLARI- sizden bahsettiği bir makale okuyun okuyun gençler okuyun! Sonra isterseniz komünist, isterseniz budist, siyonist olun! ama önce okuyun! okumadan "Türkçü'yüm ben" demeyin! tabi başka amaçlarınız yoksa ben biliyorum o amacı olanlarıda bazıları var sırf okumadığı için onlara uyup sövüyor Atasına onlar için söylüyorum.
Birde şamanist tayfa var onlar için iki satır edip bu yazıyı bitireceğim çünkü bir yazının çok uzun olduğu görüldüğünde özellikle bizde "çok uzun ya okuyamam şimdi ne gerek var" psikolojisi evladır.
Ben Din alimi değilim ve dini konularda çok fazla bilgim yoktur bu sebeple özellikle bu konular üzerinde fazla konuşmamaya ve yazmamaya özen gösteririm çünkü ne söylediğinizi bilmediğinizde komik duruma düşebiliyorsunuz. internet ortamında her şey serbest Ata'ya söv, Din'e söv, Anaya Söv, Bacıya söv bir şey olmuyor çağın en güzel kullanılan maskesi oldu bu alet. Kimisi faydalı kullanırken kimisi %99 zararlı kullanmaya yemin etmiş sanki.
Şimdi Atsız Müslüman-Şaman-Tengrici tartışmasını saçma bulduğumu bir çok yazımda belirtim onun gibi bir fikir adamına din üzerinden vurmak saçmadır. Ancak Şaman kardeşim bak Atsız Ata ne demiş bir makalesinde Türklerin dini kimliği için.
"Milleti Millet yapan unsurlardan birisi'de din olduğuna göre Türklerin dini üzerinde de durmaya mecburuz. Hiç şüphe yoktur ki Türklerin dini Müslümanlıktır! Eski dinimiz olan şamanlıktan da unsurlar alarak bir Türk Müslümanlığı haline gelen bu din on asırdan beri bizim milli dinimiz olmuştur. "
Atsız; yazının devamında şaman, hristiyan ve musevi olan bir kaç yüzbin Türk'ün de olduğunu söylemiş ve Türkiye'ye yerleşen Hristiyan Gagavuz Türklerinin zaman içerisinde bunun Türklüğün bir gerekliliği olduğunu hissederek Müslüman olduğunu belirtmiş ve şöyle devam etmiştir.
"Öyle gözükyor ki bir Türk birliği gerçekleştiği taktirde bütün bu Şamani ve Hristiyan Türkler Müslüman olacaktır. Onun için şimdiden onları zorlamaya bir mecburiyet yoktur."
Makalenin adı "VEDA" Orkun, 18 Ocak 1952, 68. Sayı. Makalenin adının "veda" olması son sayı anlamındadır. Açın okuyun sevgili şaman kardeşlerim Atsız burada ne demek istemiş bir analiz edin. Çıkardığınız sonuç "hepimiz şaman olak" ise tartışmaya gerek yok. :-))
Açık ve net ne yazdığı ne söylediği ortadadır Nihal Atsız'ın tabi bazen sorgulamak düşünmek gerekmektedir yazdıklarını anlamak için kafa gereklidir, içinde düşünebilen bir beyin olanından.
Son olarak Türkçülüğü anlamak için Atsız Ata'nın "Türkçü Kimdir?" adlı makalesini herkesin okumasını tavsiye ediyorum! Hem ecdada sövenlerin hemde Atsız üzerinden milli değerlere vuranların aslında Türkçü yada Atsızcı olmadığını göreceksiniz.
Amaç bilmediği için onlara uyanları sindirmek değil onları kazanmaktır! Zaten ecdada söven, batı roma ruhu taşıyan vaftiz çocuklarının bunları okumayacağını, okusabile yine ecdada sövmeye devam edeceğini biliyorum.
farsçayı saray dili kabul eden, türk kelimesini yasaklayan,aydınlanmacı paşaları sürgünlerde çürüten son hükümdarı ile kurtuluş savaşı sırasında ingilizlerin yanında yer alan osmanlıların türk düşmanlığı yaptığını idrak edememiş milliyetçilik anlamları bile belirsiz faşoların hazmedemediği türklerdir.
osmanlı döneminde yapılan siyasi-politik hataları eleştirmeyle, türk'ün atasına küfretmeyi ayırt edemeyenlerin hazımsızlığıdır.
çok isteyene mutlubaykus sodası yollarım! önce okuyun ey cahiller! *
Türkün atasını hiç bir yerde ezdirmem! Ne Motun'u, ne Fatih'i, Nede Mustafa Kemal'i...
7 asırlık türk imparatorluğunu çekemeyenler Bizans-Roma menşelidir!
taht kavgasında kendi kardeşini, çoluğunu çocuğunu öldürenleri ya da kaçırılan yabancı çocukları devşirme haline getirip kendi ülkelerine düşman hale getirenleri...* hazmedemeyen türklerdir aynı zamanda. hazmedenlere afiyet olsun.
Atatürk' ün 1923, izmir iktisat Kongresinde yaptığı bir Osmanlı eleştirisi:
--spoiler--
'' Efendiler! Osmanlı tarihini tetkik edersek görürüz ki, bu bir milletin tarihi değildir. Milletimizin mazideki halini ifade eden bir şey değildir. Belki milletin ve milletimizin başına geçen insanların hayatlarına, ihtiraslarına teşebbüslerine ait bir hikayedir.Bu böyle olmakla berber, bütün bu devirlerin de devlet namına muayyen bir istakamet-i siyasiyesi yoktu. Belki devletin ve milletin başına geçen insanların kendilerine mahsus siyasetleri vardı veyahut hiç siyasetleri yoktu.. mesela fatih Sultan Mehmet, kendi ecdadından tahsis etmiş olduğu Osmanlı Devleti ile Selçuklu Devleti tacına tevarüs etmişti ve istanbul' un fethiyle Şarki Osmanlı imparatorluğu' na da tevarüs etmişti. Bundan sonra Garbe (Batıya) doğru tevassü (genişlemek) istiyordu. Fatih arzu ediyordu ki, Roma' yı da alsın ve Garbi Roma imparatorluğu tacını da başına koysun.
Birçok Avrupa memaliki (ülkesi) zapt olundu. Fakat orada islam anasırı yoktu, milel-i muhtelife (değişik milletler) vardı. Denilebilir ki Fatih' in siyaseti bir garp siyaseti idi. Ancak siyaseti hariciyede kuvvetli olabilmek için kuvvetli bir siyaseti dahiliye lazımdır. Fakat, Fatih Sultan Mehmet, kuvvetli bir teşkilatı dahiliye nasıl vücuda getirebilirdi. Memalik-i şahanesi (Osmanlı ülkesi) sekseni muhtelif anasırdan mürekkep idi..
Fatih' in ölümünden sonra Beyazit başka bir siyaset takip etti. Bu siyasetin rengi kabil-i ifade değildir. Beyazit çok mütedeyyin ve itikadı taassup derecesinde idi. Fatih' in siyasetini takip etmedi.
Sonra Yavuz Sultan Selim geldi. O da başka bir siyaset teveccüh etti. Garp siyasetini bıraktı, Şark siyaseti... ittihad-ı islam (Müslümanların birleşmesi) siyaseti takip etti. iran istikametinde nüfuz-u iktidarını ibraz etti ve Mısır seferi neticesinde de Hilafeti aldı.
Vefatında yerine geçen Kanuni başka bir siyaset takip etti. Yani hem Şark, hem de Garp siyaseti takip eyledi. iki cepheli bir siyaset..
Belli başlı bu dört sultandan başka diğerlerini nazar-ı itibara alırsak onların hiçbir siyaset takip etmedikleri görülüyor
--spoiler--
atatürke göre '' milli'' bir yapıya sahip olmayan Osmanlıda '' milli bir tarih'' de yoktur. Osmanlı döneminde hakimiyet millete değil, milletin başına geçen birtakım kişilerdedir. Millet, evi barkı ile ilgileneceği, kendi topraklarında hayatını devam ettirebilmek için çalışacağı yerde cepheden cepheye koşturulmuştur. Milletin arzusu, emelleri ve gerçek ihtiyaçları göz önünde bulundurulacağına millet şunun bunun şahsi ihtiraslarına alet edilmiştir. iç politika ise dış politikanın gereğine göre düzenlenmiştir. Bu nedenle Osmanlı dönemde Türk halkı milli bir hayat yaşamamıştır. ( s.meydan)
osmanlıyı hazmedemeyen türk yoktur. 21. yy.da hâlâ, ortaçağ feodal düzen imparatorluğunu canlandırabileceğini zannedenlere sitemdir, onların hazmededemek olarak algıladıkları.
