ispatlanmış tarihi gerçektir. ankara savaşını müteakip timurun anadoluyu işgalinin ardından anadoludaki beylikler yeniden güçlenmeye ve osmanlının hakimiyeti sıkıntıya düşmekteydi. oğuz türklerinde hükümdar ya da bey çıkaran soylar daha bir itibar görmekteydi. osmanlı bu dönemde oğuzname adlı uyduruk bir eser yazdırarak kendilerinin aşina kolunun kayı boyuna mensup olduğu yalanını yayarak hükümdar bir soya ait olduklarını iddia etmişler ve bu yanlış ve kasıtlı bilgi itibar görmüştür. fakat günümüz tarih bilimi osmanlının aslında kayı boyuna mensup olmadığını ispatlamıştır. osmanlı bunu sadece kaybolan itibarını geri kazanmak için uydurmuştur. haa köken olarak oğuz türküdürler ama kayı boyundan değillerdir.
tarihçilere göre türklerde “kayı” diye bir boy yoktur.
tarihçiler osmanlı hanedanının “kayı boyundan gelmediğini” iddiâ etmişler ve oğuz soyundan olmadığını yazmışlardır. bu tarihçilerden paul wittek bu iddiaların 15 yüzyılda ii. murad tarafından ortaya atıldığını ve bastırdığı paralara da kayı damgalarını işlettiğini yazmıştır.
“o sıralarda timur’un osmanlıları küçümsemesi ve onların soylarının ne olduğunun belirsiz olduğunu söylemesidir. timur’a öfkelenen sultan ii.murad, kendinin de soylu bir aileden geldiğini anlatabilmek için kayı boyu masalını uydurmuştur”(paul wittek. osmanlı imparatorluğunun doğuşu)
“osmanlıların reisi olabilecekleri bir kayı aşiretinin yada diğer bir kabilenin mevcudiyeti tamamıyla hayal ürünüdür. böyle bir varlığı kabul etmek için en ufak bir iz veya tarihi bir delil mevcut değildir.” (prof. mustafa akdağ. türkiye’nin iktisadi ve içtimai tarihi-s,144)
ilhanlı müverrihi teşidüddin’in tarihinde ve ibni bibi ve aksarayi gibi ilgili zamanda yaşamış kişilerin eserlerinde ne ertuğrulun ne de osmanın ismi geçmez.
“ertuğrul ile oğlu osman’ın o zaman ki siyasi hayatta en küçük bir ehemmiyeti olsa idi muhakkak ki zikrederlerdi” (togan-umumi,s.323)
“osmanlı tarihinin karanlık noktalarından biri ertuğrul beyin babası ve soyu sorunudur” (prof. dr. yaşar yücel ve prof. dr. ali sevim. türkiye tarihi ii.s.2)
“söğütte böyle birinin yaşadığı, selçuklunun akıncısı olduğu selçuk namelerde ve bizans kaynaklarında bulunmamaktadır” (prof. dr. yaşar yücel ve prof. dr. ali sevim. türkiye tarihi ii.s.2)
anadolu’da 1336 yılına kadar hüküm süren ilhanlı devleti de osmanlı diye bir beylik görmemiştir. (1299 da kuruldu diyenleriçin)
“selçuklu sultanı ii. giyaseddin mesut’un 1308 de ölümü üzerine anadolu yönetimi, ilhanli genel valisi çoban’ın oğlu timurtaş’a verilmişti. timurtaş ilhanlılardan ayrılıp bağımsız olmak isteyen uç beylerini ilhan’a itaate davet etmişti. bu beyler arasında osman bey’de olması gerekirse de kaynaklarda bu yönde bir bilgi yoktur.” (p.dr. y.yücel ve p.dr. a.sevim türkiye tarihi ii-5)
selçuklu, bizans, ilhanlı kaynaklarında olmayan osmanlı beyliği moğol kaynaklarında da yoktur.
moğolların anadolu’yu işgali sonrası, 1314 yılında moğol noyanı çobanın sivas’ta huzuruna çağırıp bağlılıklarını bildirsinler dediği anadolu beyliklerinin arasında osmanlı beyliği diye bir şey yoktur.
anlatılan dönemde marmara bölgesinde hangi bizans prenslikleri var. bizans imparatorluğunun Bursa çevresindeki prenslikleri (tekfur) şunlardır.
yarhisar prensliği, adrianos prensliği, bursa prensliği, bilecik prensliği-köse mikail, iznik prensliği, inegöl prensliği-aya nikola, karaca hisar prensliği, kestel prensliği, kite prensliği
bu prensliğin sınırlarının bittiği yerlerde oğuzlar bulunmaktaydı.
bizanslı hanedan dışında devşirme yeniçerilerin tecavüzü sonucu doğanlar ancak kendine osmanlıyım diyebilirler. türkün düşmanı osmanlıyı ancak onlar ecdat seçebilirler. osmanlı dedikleri tamamen palavradan yalandan oluşan uydurulan bir tarih ve onu gerçek zanneden bir sürü ahmak ortalarda dolaşıyor. osmanlı dedikleri devletin kaynaklarında bile 1300 de kuruldu dedikleri devletin 1500 yılına kadar izi bile yoktur. bizanslılar ozbek timur’un müslümanlaştırdığı anadolu’yu kolay yönetip hak iddia edebilmek ve sürekli sorun çıkaran papa dan bağımsız olabilmek için müslüman bir makyajla yeniden ortaya çıktılar. osmanlı padişahlarının pek çoğunun mezarının bulunduğu yer eski bir kilisedir. son yıllarında bizansı kamuflajla osmanlı yapabilmek için kiliseler yıkılıp üzerlerine camiler yapılmıştır.
fuad Köprülü’nün osmanlının kuruluşu ile ilgili yaptığı araştırmalar, omer lütfü barkana kaynaklık etmiştir. barkan Arşivlerde osmanlı hakkında gerçeği bulmuştur. ”kolonizatör türk dervişleri” adlı makalesinde bu konu hakkındaki görüşlerini ifade etmiştir: “bizanslı rumlar ve diğer balkan milletleri sadece isim ve din değiştirerek tarih sahnesine yeni ırk ve millet ve üzerine yeni görevler almış olarak çıktılar. islami bir renk ve cila altında eski bizans’ı ihya ve devam ettirdiler.”